Fakir ve perişan bir hayat sürenler, dünyada nasıl saadete ulaşırlar?

Tarih: 15.04.2019 - 14:24 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hadis-i şerifte “Dünya ahiretin tarlasıdır.” (Aclûnî, Keşfu'l-Hafa, 1/412) buyurulur.

O halde, cennetteki tuba ağacının da çekirdeği bu dünyada aranacaktır. “İman bir manevî tuba-i cennet çekirdeği taşıyor.” (Nursi, Sözler, İkinci Söz) buyurmakla bu hakikati ders vermiştir.

İşte insan mahiyetine ihsan edilen mükemmel istidadı ve o istidattan doğan nice kabiliyetleri Rabbinin rızası istikametinde kullanan bir ruh, manevî bir cennet çekirdeği gibidir. O çekirdekten uzanan dallar mümine, bu dünyada bir cennet hayatı yaşattığı gibi, ahirette de “gözlerin görmediği, kulakların işitmediği, beşerin kalbine, hatırına gelmeyen” sayısız ihsanlar yine o çekirdekten çıkmış olacaktır.

Üstat Bediüzzaman, “İman tevhidi, tevhid teslimi, teslim tevekkülü, tevekkül saadet-i dareyni iktiza eder.” (bk. Sözler, Yirmi Üçüncü Söz Üçüncü Nokta) buyurmakla, imanın iki dünya saadetini netice verdiğini beyan ediyor.

Bazen, saadet kavramı yanlış değerlendiriliyor ve mümin olup salih amel işleyen nice insanların bu dünyada fakir ve perişan bir hayat geçirdikleri nazara verilerek bu hakikate ilişilmeye çalışılıyor.

Bunu yapanlar, saadetle refahı birbirine karıştırıyorlar.

Allah’a inanan insan mesuttur. Zira kalbi iman nuruyla aydınlanmıştır.

O mümin, kendisini bütün alemlerin Rabbi olan Allah’ın terbiye ettiğini, onun bir eseri, sanatı, mahluku, misafiri olduğunu bilmekle kalbinde büyük bir huzur ve saadete mazhar olur.

Yine o mümin, ölümün hiçlik olmadığını, kabrin bu dünyadan daha güzele bir âlemin kapısı olduğuna bilmekle de apayrı bir saadet kapısı bulmuştur.

Elbette, bir müminin bu dünya nimetlerinden de meşru dairede faydalanması güzeldir. Ancak, “Ahiret daha hayırlı ve bâkîdir.” (A'la, 87/17)  ayetinde ders verildiği gibi, önemli olan ahiret hayatının saadetle neticelenmesidir.

Bunu kaybeden bir insan, dünyada “sahipsiz, hamisiz” bir hayat yaşamakla, ölümü hiçlik karanlığı olarak görmekle, büyük bir ıstıraba düşer.

Dünyevî servetleri, makamları ve sair imkanları bu boşluğu doldurmaz ve böyle bir insan asla mesut olamaz.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun