Diliyle tebliğ yapmada zorlanan kişi ne yapmalı?
- Ben insanlarla konuşmada zorluk yaşayan biriyim. Hızlı konuşmam ve konuşurken normal kelimeleri bile unutmam bunu sahada zorlaştırıyor.
- Tebliğ hepimize farz, lakin ben bunu yerine getiremiyorum, bundan sorumlu olur muyum?
- Bunun yerine yani konuşmak yerine başka ne yapabilirim veya bu konuda kendimi geliştirebilir miyim?
Değerli kardeşimiz,
Öncelikle ifade edelim ki, bundan sorumlu olmazsınız, elinizden geldiği kadarını yaparsınız, ayrıca diğer tebliğ yollarına ağırlık verirsiniz.
“Sizden, hayra çağıran, iyiliği emredip kötülüğü meneden bir topluluk bulunsun. İşte onlar kurtuluşa erenlerdir.” (Al-i İmran, 3/104)
mealindeki ayeti yorumlayan müfessirler, toplumda İslam’ı tebliğ etmenin farz-ı kifaye olduğunu ifade ederler. Zira ayette geçen “Sizden bir topluluk…” ifadesi buna delalet eder.
Eğer bu görevi yapacak hiçbir topluluk yoksa, o zaman "Ben Müslümanım" diyen herkes bu görevi yapmak zorunda kalacaktır. Bu durumda da İslam’ı başkalarına anlatmak herkese farz-ı ayn olmuş olur.
Onun için her Müslüman bilgi, beceri alanları ve kabiliyetine göre bu görevi yapmalıdır.
“Allah hiç kimseye gücünün yetmeyeceği yükü yüklemez.” (Bakara, 2/286)
“Allah size kolaylık diler, zorluk dilemez...” (Bakara, 2/185)
ayetleri doğrultusunda her Müslüman İslam’ın güzelliklerini başkalarına anlatabilir.
İnsanlara İyiliği anlatma veya bildirme ile kötülüğe mani olmaya çalışmanın bir takım yol ve yöntemleri vardır. Bunları şöyle özetleyebiliriz:
1. Sözlü anlatım:
Gönülleri fethetmenin en etkili yoludur. Peygamberlerin silahları yoktu, güzel, yumuşak ve hikmetli sözleri vardı. Bu sözlerle kitlelerin ve milletlerin gönlünü fethederek hidayetlerine vesile olmuştur.
2. Yazılı anlatım:
Hz. Süleyman’ın Sebe Melikesi’ne yazdığı mektubu ile Hz. Peygamber (asm)'in devlet başkanlarına gönderdiği mektuplar birer tebliğ mektubu olmuştur.
3. Güzel davranışlarla beden dilini kullanmak:
Bir tebessüm, bir tatlı bakış, bir yardım, bir güzel davranış, ziyaret, nezaket, ziyafet ve bir jest de tebliğ yerine geçebilir.
En etkili tebliğ yolu ise sözlerle davranışın bir birini desteklemiş olmasıdır. Kısaca Hz. Peygamber (asm) gibi davranmak tebliğin en güzel ve en etkili yoludur.
4. Asrın cihadı diye bileceğimiz internet:
İnternet yoluyla, bilmediği, tanımadığı ve görmediği binlerce, on binlerce insanın Müslüman olmasına vesile olan pek çok insanın varlığı bilinmektedir.
5. Hatırlatmak:
Müslümana düşen hatırlatmaktır. Sonucunu Allah’a bırakmaktır. Hidayeti sadece O verir. Bu konuda Allah Hz. Peygambere (asm) şöyle der:
“Artık sen hatırlat. Şüphe yok ki, sen ancak bir hatırlatıcısın. Onların üzerlerinde bir musallat (otoriter) değilsin.” (Ğaşiye, 88/21)
Buna göre, zorla ısrarla birini değiştirmeye uğraşmak bir işe yaramaz.
Konuşma becerisini geliştirme meselesine gelince:
- Bu konuda bir uzmanla görüşülebilir.
- Bir takım egzersizlerle konuşma geliştirilebilir.
- Dünyaca tanınmış Romalı hatip Cicero önceleri kekeme imiş, nehir kenarına gidip ağzına çakıl taşları koyarak konuşma egzersizleri yaptığı ve sonunda azim ve gayretiyle iyi bir hatip olduğu ifade edilmektedir.
İlave bilgi için tıklayınız:
- İnsan İslamdır, İslam insandır sözünü açıklar mısınız? ...
- Peygamber Efendimiz Hz. Muhammed'in beden dili ve üslubu nasıldı?
- Ahlaka aykırı davranan arkadaşlarıma nasıl davranmam gerekir ...
- Hz. Peygamber'in eğitim metotları nasıldı, örnekler verir misiniz ...
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Kur’an ve sünnette geçen hitabet ilkeleri nelerdir?
- Tebliğ etmek adına harama girmek caiz mi?
- Etrafımdaki insanlara karşı İslam'ı tebliğ etmekteki sorumluluğum ne kadardır?
- Peygamberimizin Mekke şirk yönetimi ile ilişkileri nasıldı?
- Namaz kılmayan birisi, başkasına namaz kılmasını söyleyebilir mi?
- Tebliğ vazifesini yapmayan mesul olur mu?
- Tebliğ dusturumuz nasıl olmalı? Tebliğ etme adına günahlara girmek caiz mi?
- Tanıdığımız ve tanımadığımız insanları, hatalarından ve günahlarından dolayı uyarmak zorunda mıyız? Eğer ikaz etmezsek bu kişilerin nasıl bir yükümlülüğü vardır?..
- Selama karşı "merhaba" diye karşılık vermenin hükmü nedir?
- Selam vermek yerine, "günaydın" demek caiz midir?