Çocuklarımızı ekran bağımlılığından nasıl kurtaracağız?

Tarih: 07.04.2022 - 14:12 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Çocuklarımı ekrandan nazikçe uzaklaştırma yolunu bilmiyorum.
- Kavga dövüş olmaksızın onları gerçek dünyaya döndürmek için bir yol bulmak istiyorum, ama nasıl olacağını bilmiyorum.
- Ne tavsiye edesiniz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Çocuklarımızı TV, tablet, cep tel. gibi ekrandan ayırmada, yaklaşma biçiminde bir yanlışlık var. Çoğu kere ortaya kriz çıkıyor. Basit ve kolay metotlar uygulayabiliriz. Bunun yolunu ya da yollarını bilmeden, çocuk ruhiyatı ve tavrını ve pedagojik gerçekleri öğrenmeden, yapacağımız uygulamalar fayda yerine zarar verebilir.

Örneğin bir filmin, dizinin, oyunun... en heyecanlı yerinde hiç elektriğin kesildiği oldu mu?

Ekranın çocuk beyinde oluşturduğu bir haz var. Mutluluk hormonları beyni istila etmiş durumda. Bu hazdan kurtulmak zor. Yetişkinler için bile zor oluyor. 

Sadece çocuklar değil, hepimiz bir filmin ya da bir bilgisayar oyunu içine girdiğimizde, zihinsel olarak başka bir dünyaya geçiyoruz âdeta. Ekran beynimizi hipnotize ediyor aslında... Işıkların, seslerin, görüntülerin ritmi beynimizi bir akışın içine sokuyor. Kendimizi iyi hissediyoruz ve bu durumun değişmesini kesinlikle istemiyoruz.

Tam da bu anlarda, beynimiz stresi ve acıyı azaltan bir nörotransmiter madde olan dopamin salgılar. Her şey harika görünür. Ta film ya da oyun bitinceye kadar. Oyun bitince vücuttaki dopamin seviyesi aniden düşer, ki bu durum vücutta gerçekten bir acı hissi verir.

İşte hormonların düştüğü anda, bir fiziksel şok ortaya çıkar. Bu çocukların bağırmaya başladıkları andır.

Beyni dopamin içinde yüzüyorken, açık olan televizyonu kapatmak fiziksel acı yaşıyormuş gibi bir şok etkisi teşkil ediyor dedik. Bu aynı zamanda yüze atılmış bir şamar gibi, sinirsel olarak hissedilen bir durum.

İşin sırrı şu: Çocukla köprü kurmanın yolunu bulacağız... Hırpalayıcı bir durum olan zorla ekrandan koparmak çözüm değil. Doğrudan kapama yerine, çocuğu ekrandan koparmadan, onun alanına girerek yapacağız. Ekran başında olan çocuğun yanına geldik. Bir süreliğine yanına oturduk. Onunla arkadaş olmayı deniyoruz şimdi. Yargılayıcı ve tenkit edici, kusur arayıcı bir niyetle oturursanız çocuk bunu hissedebilir. Köprüyü kurmak zorlaşır.

Arkadaş gibi, onunla televizyon izlemeye başladık. Onun dünyasına girmeyi deniyoruz. Oyunumuz tutacak mı bakalım? Çok geçmeden, çocuk size açılacaktır. Siz de çocukla birlikte olayın heyecanına kendinizi kaptırın ki (bir süreliğine de olsa) kurulan senaryo gerçekçi olsun. Gerekirse oyun ya da film hakkında birtakım yorumlar yapmaya başlayın.

Doğrudan “Ne izliyorsun?” sorusu yerine, sanki olayı biliyormuş gibi ayrıntıya dair sorular daha faydalı olabilir. Tabi üretkenlik sizin ferasetinize ait. Önemli olan çocuğun gözü ile bakmaya ve yorumlamaya çalışmak. Gerekirse o film ya da oyun hakkında önceden kısa bir araştırma yapıp ön bilgi sahibi olun. Kaçıncı bölüm olduğu vs. gibi...

Anne babalarının kendi dünyalarına ortak olması ve kendilerine ilgi göstermeleri çocukların her daima hoşuna gider. Çocuk hipnoz olmuşçasına hâlâ ekranın içinde olabilir. Size dönmeyebilir de. Yine de vazgeçmek yok. İlgiyi daha da artıracağız. Başka sorular bulacağız.

Çocuğunuz size cevap vermeye ya da ekranda izlediği ya da yaptığı şey hakkında yorum yapmaya başladığında, çocuğun alanına girmeye başladınız demektir. Tebrikler!..

Çocuk sanal dünyasından “gerçek dünyaya” dönüyor demektir. “Çözüm süreci başlamıştır.” Yavaş da olsa sizin varlığınızı fark etmektedir. Köprüler kurulmaya başlamıştır.

İletişim başlamıştır, ama dopamin hormonu aniden düşmeyecektir. Bunu da bilelim. Ancak sihirli dönüşümün başlangıç noktasındayız. Şimdi bu andan itibaren, sizi dinleyebilecek noktadadır.

Köprüler kurulduğuna göre artık ona yemek, banyo, ders, yatma gibi sorumluluklarını hatırlatabilirsiniz.

Çocuk anne babasının ilgisini kazandığından mutludur. Çocuğunuz yakından tanıyorsanız, onun zihninde neler olup bittiğini fark edebilirsiniz.

Bu basit metodu tekrar edelim isterseniz:

Birçok tanıdığımız arkadaş da bu metodu uyguluyor. Ve sonuç alıyor. Otuz saniye, bir dakika ya da daha fazla onun yanında oturuyor ve o her ne izliyor / yapıyorsa sadece izliyoruz. İzledikleri ile ilgili "suçlayıcı olmayan, tenkit içermeyen" tarzda sorular yönlendiriyoruz. Çocuk ilgimizden hoşlanıyor ve ilgisiz kalmıyor.

Diyalog yolu açılmışsa, çocuk da tüm zihni ve bedeniyle, hormonların düşüşü olmadan ve böylelikle herhangi bir “krize” yol açmadan ekranı bırakarak gerçek dünyaya dönecektir.

Deme ki, çocuğumuzu ekran bağımlığından kurtarmak istiyorsak, çocuğun ilgisini çekecek şekilde onunla ilgimiz daimi ve şuurlu bir şekilde olmalı. Oyunlarına iştirak etmeliyiz.

Akıllı ve ferasetli anneler ve babalar, çocukları ile kaliteli zaman geçirmeyi bilirler. Onunla oyun oynarlar, faydalı türküler, şarkılar söylerler, ilahiler okurlar. Birlikte bir şeyler üretirler. Birlikte şöyle bahçede parkta gezerler.

Çocuk terbiyesini, çocuğun ruh hâlini ve psikolojisini az-çok bilen anne-baba, çocuk hopladı zıpladı, kırdı, dağıttı diye bağırmak yerine, çocuğun oyununa eşlik ederler. Kendi dağıttığı şeyleri kendisinin toplaması gerektiğini öğretirler.

Bunu da çocuğa sürekli akıl vererek yapmazlar. Onların sürekli öğüt verilmeye değil, iyi örnekler görmeye ihtiyaçları olduğunu bilirler. Siz elinizden telefonu düşürmezseniz, siz sürekli ekrandaysanız çocuklara izlemeyin demek anlamsızdır.

Yine çocuk eğitimini bilen anne ve babalar; çocuk soru sorduğunda sürekli bilmiyorum cevabı vermek ya da soruların tahammül edememek yerine birlikte araştırmayı denerler. Böylelikle çocuğun merak konusunda sürekli arayışta olmasını sağlamış olurlar. Böyle yetişen çocukların büyüdüğünde sorumluluk ve öğrenme gücü, kendine güveni yüksek olacaktır...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun