Camilerin fazla ışıklı olması israf değil midir? İslam ülkelerinde durumlar malumken, bizim bu şatafatlı görüntüler altında namaz kılmamız ne kadar doğru?

Tarih: 08.06.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evet, dinimize göre israf haramdır. Ancak "İsraf nedir?", sorusuna verilecek cevaba göre durum değişebilir. Nitekim İmam-ı Azam Hazretleri “Hayırda israf olmadığı gibi, israfta da hayır yoktur.” demiştir.(1) Öyleyse hayrı takip eden ve hayra harcayan kimse iktisatsızlık yapmış sayılmaz. Yapılan harcamalar da israf olmaz. Çünkü hayır varsa, maslahat onu gerektiriyorsa israf değildir.

Buna göre ibadethane olan camilerimize yapılan gerekli harcamalar israf sayılmaz. Burada ölçümüz şu olmalıdır: Yapılan işin cemaate, ibadete faydası varsa hayırdır ve israf değildir. Buna karar verecek olan da uzmanlar ve camilerin sorumlularıdır.

Ecdadımızın yaptıkları camiler, onların ibadethanelere ne kadar önem verdiklerinin birer göstergesidir. Yeter ki o camiler ibadetlerle nurlansın. Bizim yaktığımız ışıklar, onun altında yapılan ibadetlerle nurlanacaksa neden israf olsun.

Diğer taraftan bir kimse kendi adına ve kendi harcamaları için israfa giremez. Ancak toplumun istifadesine ve özellikle de ibadethanelerin hizmetine yapılan harcamaların yerine göre israf olmayacağını düşünüyoruz.

Camilerin imar edilmesiyle ilgili şu ayette konumuza ışık tutabilir:

"Allah'ın mescitlerini ancak Allah'a ve âhiret gününe inanan, namazını kılan, zekâtını veren ve yalnız Allah'tan korkup çekinen kimseler imar edebilirler. İşte bunların doğru yolu bulanlardan olmaları umulur." (Tevbe, 9/18)

Burada "imar etme" ile mescitlerin maddî anlamdaki imarının yani inşası, onarımı ve bakımının mı yoksa manevî yönden ayakta tutulması için gerekli işlerin yapılmasının mı kastedildiği üzerinde durulmuştur. Âyetin her iki mânaya hatta başka manalara da açık olduğu söylenebilir.

Nitekim Fahrettin Razi ilgili ayetlerde şu açıklamayı yapar: Mescitleri imâr etmek iki kısımdır: Bu, ya onlara devam etmek ve çokça gitmek şeklinde olur; yahut da bu, bildiğimiz manada, binaları imar etmek şeklinde olur. Eğer ayetten maksat bu ikinci mâna ise, buna göre mana şu şekilde olur:

"Kâfirler, mescitleri onarmaya teşebbüs etmezler."(2)

Cami inşası faaliyetlerinde nicelik ve nitelik yönlerinden birtakım aşırılıkların bulunduğu bir gerçektir. Fakat bu konu değerlendirilirken basit mukayeseler yapılarak dindar insanların Allah'a kulluk edilen mekânlara ihtimam gösterme duyguları rencide edilmemelidir.

Unutulmamalıdır ki, Resûlullah (asm) zamanındaki sadelik sadece mescitlere özgü bir özellik değildi. Sosyal ve iktisadî şartların değişmesiyle kişisel yaşantılarında refah düzeyini yükselten, kendi meskenleri ve diğer sosyal faaliyet mekânları için büyük harcamalar yapan Müslümanların mabetlerini eski sadelik ve basitliği içinde korumaları beklenemezdi.

Kaldı ki cami ve mescitlerin ibadetin yanı sıra eğitim ve benzeri alanlarla ilgili önemli fonksiyonları da vardı. Öte yandan dikkatten kaçırılmaması gereken bir husus şudur: Estetik düşüncesinin her şeyden önce günlük hayatın en çok ilgili olduğu mekânlara yansıtılmaya çalışılması çok doğaldır ve cami mimarisi Müslümanlar için sanatı geliştirme ve sanat ruhunu topluma aşılama açısından çok verimli bir alan oluşturmuştur. Günümüzde bu konunun sağlıklı bir planlamaya kavuşturulamamış ve disipline edilememiş olması ise maalesef bu alandaki faaliyetlerin ehil olmayan ellerde kalmasına, dolayısıyla dine karşı haksız eleştirilerin yöneltilmesine yol açmaktadır.(3)

Bu nedenle, ibadethanelerimizin yapımı, onarımı, mimarisi, süslemesi ve ışıklandırılması gibi konularda uzmanların yardımını almak ve ona göre hareket etmek gerekir. Böyle bir uygulamayla yapılacak harcamaların asla israf olmayacağı söylenebilir.

Dipnotlar:

1. bk. Gazâlî, İhyâu Ulûmi’d-Dîn 1:262; Kurtubî, el-Câmi’ li Ahkâmi’l-Kur’ân 7:110; el-Münâvî, Feyzü’l-Kadîr 5:454.
2. Fahruddin Er-Râzi, Tefsir-i Kebir Mefâtihu’l-Gayb, Akçağ Yayınları: 11/440
3. Prof. Dr. Hayrettin Karaman, Prof. Dr. Mustafa Çağrıcı, Prof. Dr. İbrahim Kafi Dönmez, Prof. Dr. Sabrettin Gümüş, Kur’an Yolu :III/21-22.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun