Boşanmış dul bir kadının iddet müddeti ne olmalıdır?

Tarih: 06.02.2007 - 14:22 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bu süreyi beklemeden başka biriyle yaptığı nikah geçerli midir?
- Şayet yaptı ve halvette gerçekleşti ise ne yapması gerekir? 

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İddetin taraflara ve topluma yüklediği en temel sorumluluk, kadının iddet süresin­ce evlenmesinin yasak oluşudur. Kur'an'da, kocası ölüp de iddet bekleyen kadın­larla ilgili olarak sevkedildiği anlaşılan âyette geçen.

“Farz olan bekleme müd­deti dolmadan onlarla evlenmeye kalkış­mayın.” (Bakara, 2/235)

şeklindeki ya­sak, bu konuda genel bir hüküm içerdiği için, ne tür olursa olsun iddet bekleyen kadınla yabancı bir erkeğin evlenmesi di­nen haram ve hukuken de geçersiz sayı­lır. Bu yasağa riayet edilmeyip evlenilirse araları ayrılır. Hz. Ömer (ra)'in, bu şekilde ev­lenen tarafların arasını ayırıp birbiriyle iddet sonrasında bile evlenmesini yasak­ladığı rivayet edilir. Osmanlı hukukunda da evlilikleri sona eren ve tekrar evlen­mek isteyen kadınlar kadıdan izin alırken iddetlerinin bittiğini ispat etmek zorun­da idiler. Kanunnâmelerde iddet tamam­lanmadan yapılan evliliklerin feshedilece­ği, ayrıca bu nikâhı kıyanların cezalandırı­lacağı hükmü yer almaktadır. İddet için­de evlenme yasağı, diğer birçok hikme­tin yanı sıra sona eren evliliğin yeniden canlanmasına imkân tanımayı da hedeflediğinden, kesin olmayan bir boşama aka­binde koca boşadığı karısına dönmek is­terse iddet süresinin sona ermesini bek­lemesi gerekmez.

İddet süresince evliliğin etkisi, özellik­le de kocanın hukuku evliliğin sona erme sebebine de bağlı olarak az veya çok de­vam ettiği için, ayrıca evlilik kurumuna karşı saygının da gereği olarak iddet bek­leyen kadına, bu iddet ister ölümden is­ter boşama ve fesihten doğsun, yabancı bir erkeğin evlilik teklifinde bulunması caiz görülmemiştir. İddet bekleyen kadı­na üstü kapalı evlilik teklifi yapılması ise dönülebilir (ric'î) boşamada, Hanefîlere göre ayrıca bâin boşamada açıktan evlen­me teklifi gibi caiz görülmezken, ölüm iddetinde caiz görülür.

Fesih ve fâsid evli­likten doğan iddet de fakihlerin çoğunlu­ğuna göre bu açıdan ölüm iddeti gibidir. Bu ayırım, birinci tür iddette evliliğe geri dönüş imkânının bulunması ve evlilik ba­ğının hükmen de olsa güçlü bir şekilde devam ediyor olmasıyla açıklanır. Bunun için Kur'an'ın,

"Kadınlarla evlenme husu­sundaki düşüncelerinizi üstü kapalı bi­çimde anlatmanızda veya onu içinizde gizli tutmanızda bir günah yoktur. Allah sizin onlardan söz edeceğinizi bilmekte­dir. Lâkin meşru sözler söylemeniz müs­tesna, sakın onlarla gizlice buluşma sözü vermeyin." (Bakara, 2/235)

şeklindeki ya­saklaması, bir önceki âyetle ilgi kurulup kocasının ölümünden dolayı iddet bekle­yen kadınlar hakkında getirilen bir hü­küm olarak anlaşılmıştır.

İddetin ikinci önemli hükmü, kadının iddet süresince boşayan veya ölen koca­sının evinde oturması ilkesidir. Kadın için bir hak olma niteliği ağır basmakla ve bu­nun için de literatürde süknâ hakkı olarak adlandırılmakla birlikte, bu hükmün belli şartlarda kadın için bir yükümlülük oldu­ğu da görülür. Kur'an'da boşanmış kadın­lardan söz edilirken,

"Apaçık bir hayâsızlık yapmaları hali bir yana, onları evlerin­den çıkarmayın, onlar da çıkmasınlar." (Talâk, 65/1)

"Onları gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde otur­tun. Onları sıkıştırıp -gitmelerini sağla­mak için- kendilerine zarar vermeye kal­kışmayın." (Talâk, 65/6)

buyurulması, erkek tarafına dinî ve ahlâkî bir öğütte bulunmasının ve kadın için bir hakkı öngörmesinin yanı sıra, kadına belli bir mü­kellefiyet de getirdiği; hatta bu yönün da­ha baskın olduğu görünmektedir. Boşa­madan sonra kadının kocasının evinde oturması, meşru bir mazeret bulunma­dıkça burayı terketmemesi ilkesi, ister bir hak ister bir yükümlülük olarak düşü­nülsün, aile birliğinin tekrar kurulmasını sağlama yönünde taraflara düşünme ve görüşme imkânı verme, kadın ve çocukların haklarını koruma ve onlara belli bir süre de olsa güvence sağlama gibi önemli gayelere yöneliktir. (bk. TDV. İslam Ans., c. 21, s. 469, İstanbul, 2000)

İlave bilgi için tıklayınız:

İDDET.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun