Hayvanlarda Doktorluk
Hastalandığınız veya yaralandığınız zaman ne yaparsınız? İlk yapılacak iş muhakkak ki bir doktora veya bir hastahaneye müracaat etmektir. Ayrıca bu gibi hallerde hayvanların neler yaptığım düşündünüz mü? Onların kendilerini muayene edip tedavi edecek doktorları yoktur tabii. Fakat yapılması gerekeni de en güzel şekilde yapabilirler. Çünki yaratılışları ile birlikte, hastalıklardan korunma ve tedavi hususunda ihtiyaçları olan bilgilerle programlanmışlardır. Büyük bir hayvanat bahçesinin müdürü şöyle demiştir: Hayvanlardan birisi hastalanır da rahatsızlığının ne olduğunu anlayamazsak, doğup büyüdüğü memlekette yetişen her türlü bitkiyi getirip önüne koyarız. O çoğu zaman kendisine lâzım olan ilacı bulur çıkarır, onu yer ve iyileşir. Ancak bu usul fayda vermediği takdirde veteriner çağırmayı düşünürüz.
Tabiat alimleri, hayvanların hastalık veya yaralanma karşısında çok mantıkî davrandıklarını ve tatbik ettikleri metodların da en modern tıbbî buluşlar ayarında olduğunu belirtmekteler. Doktor Wilbur Pearson'a göre: Hayvanlar en amansız hastalıklarla ne şekilde mücadele etmek gerektiğini mükemmelen bilmekteler. Meselâ doktorlarımız vitaminin vücuda lüzumunu yeni yeni anladıkları halde, onlar vitaminlerden çoktandır faydalanmaktaydılar. Hayvanlar bundan başka güneş ışınlarının bazı ağrılara ne kadar faydalı olduğunu bilirler. Bazı hallerde de dinlenmenin ve gölgenin lüzumuna göre davranırlar. Temizlik hususunda hassasiyetle durmakta, kırılmış kemikleri yerine koyabilmekteler.
İlkbahar gelince bütün hayvanlar; inekler, koyunlar, atlar, keçiler niçin çayırlara akın ediyorlar dersiniz? Bütün kış boyunca yedikleri samanla artık yetinmez oluyorlar da ondan. Dışarıda bulabildikleri yeşillik az da olsa,bütün gün otlamaktan geri kalmıyorlar. Halbuki ahırlarında kalsalar bütün gün otlayarak aldıkları besini belki de yarım saat içinde yiyebileceklerdir. Fakat bunun bir rolü olmuyor. Acaba hayvanlar yeşilliğin A vitamininin kaynağı olduğunu keşfetmişler mi?
Dr. Pearson'un tetkikleri akılsız hayvanların akıllı insanlardan daha akıllıca ve düzenli bir hayat sürdüklerini ortaya koymuştur.
Yırtıcı bir hayvan, avını parçaladığı zaman, ilkönce karaciğerini yemeyi tercih eder. Karaciğer ise vücudun vitamin bakımından en zengin olan kısmıdır. Aynı zamanda güneş ışığının D vitaminini meydana getirdiğini ve bunun kemik hastalıkları na çok faydası olduğunu da göz önünde tutarlar.
Hayvanların yaratılışları ile birlikte Yaratıcısı tarafından yapılan programa uygun hareket etmeleri hayvanların çok seyrek hastalanmalarının başlıca sırrıdır.
Hayatı büyük ölçüde idare eden bu programlar sayesinde, hastalanan bir hayvan ilk başvurulacak ilacın müshil olduğunun farkındadır. Bir kediyi veya köpeği ot yerken görmüşsünüzdür. Otlar onlara müshil tesiri yapar. Hem et hem de meyve yiyen bir kısım ayıların bildikleri bir cins böğürtlen, onlar için en mükemmel müshil ilâcıdır. Ayıların kış uykusundan kalkar kalkmaz ilk yaptıkları iş bu böğürtlenlerden bulup yemektir.
Yalnız bitkiyle beslenen geyikler, sindirim cihazlarının aşırı faaliyetini önlemek için, meşe gibi ağaçların ince kabuklarını ve dallarını yerler.
Hayvanlar gerektiği zaman çok sıkı bir perhiz takip etmesini de bilirler. Ateşi olan bir hayvan derhal serin, havadar, gölgeli ve su kıyısında bir yere çekilir. Orada sessizlik içinde oturarak çok az yer ve her zamankinden fazla su içerler. Ateşimiz olunca doktorlar bize de aynı şeyi tavsiye etmezler mi?
Romatizma ağrıları çeken bir hayvan kendine derhal güneşli ve kuru bir yer arar. Doktorların yakın bir zamanda ortaya çıkardıkları bir gerçeği, ısının romatizma gibi hastalıkları meydana getiren toksinleri (zehirleri) vücuttan attıklarını, hayvanlar programlama neticesinde bilmektedirler.
Bazı vahşi hayvanlar ise yaralandıklarında mağaralardaki sarımsı şap parçaları ile yaralarını itinayla ovuşturmakta ve böylece kanamayı durdurmaktadırlar. Çünkü şapın sıkıştırıcı ve kanamayı durdurucu özelliği vardır.
Yılanların en büyük düşmanlarından biri olan mangoların yılanlarla mücadelesi, hemen hemen her zaman mango tarafından kazanılmaktadır. Fakat mangonun bazen mağlûp olduğu da olur. Yerli halk zehirli yılan tarafından ısırılan mangonun derhal ormana daldığı ve bazı bitki köklerini panzehir olarak yediğini söylerler.
Hayvanlar alemindeki bu kabil harikuladelikleri "içgüdü" kelimesiyle bir çırpıda izah etmek mümkün müdür? İçgüdü en kısa tarifiyle "hayvanların doğuştan getirdikleri, ırsi özellikte bir türe mahsus, çoğu kere hayati önemi haiz davranış modelleri"dir. Fakat bu tarifle bu davranışlar izah edilebilir mi? Yapılan şey burada, birtakım hayret verici davranışlara bir isim vermekten ibaret oluyor, The World Book Enyclopediae'nin içgüdü ile ilgili maddesinde şöyle deniliyor:
"Birçok psikologlar artık, anlayamadıkları kompleks davranışlar için içgüdü tabirini kullanmıyorlar. Zira bugün bir davranışın içgüdü olduğunu söylemekle onu hiç de izah etmiş olmadıklarını biliyorlar. Genellikle içgüdü kelimesi 'henüz anlaşılamayan davranışları' ifade ediyor. Filozof John DeweyTin dediği gibi 'bir davranışın içgüdü olduğunu söylemekle; uyku ilacı, uyku getirici özelliğinden dolayı insanı uyutur, demek arasında bir fark yok."
"İnsanların mahiyetini anladıkça büyülendikleri bu program; dünya ve içindekileri yaratan ALLAH'ın (c.c.) ilim, hikmet ve iradesiyle yazılmıştır."
hükmü, bütün ilmi araştırmaların ışığında açıkça görünmektedir.
BENZER SORULAR
- Hayvanlar ilhama nasıl mazhar olurlar?
- Hayvanlar ilhama nasıl mazhar olurlar?
- Hayvanlar hakkında kul hakkı var mıdır? Nasıl helalleşilir?
- Büyük balıklar küçük balıkları niçin yutar?
- Boynuzsuz koyun boynuzludan hakkını alacak, hadisini açıklar mısınız?
- Vahşi hayvanların rızıkları ölmüş hayvanlar mı?
- İç güdü mü? İlahi program mı?
- Kur'an'da başörtüsü emri yok mu?
- Cennette hayvan olmayacak mı?
- Buffalo / bufalo, zürafa, zebra, kanguru, midilli ve deve kuşu gibi hayvanların etinin yenilmesi helal midir?