Bizi hidayete erdir, cümlesi hangi anlamlara gelir?

Tarih: 01.10.2016 - 08:31 | Güncelleme:

Soru Detayı

- "Sanki İHDİNA dört masdardan müştaktır" cümlesinin manaları ne olabilir.
- İHDİNA'nın makamına göre fiiller de değişiyor mu?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hidayet, mertebe mertebedir. Diğer bir ifadeyle hakiki ve mecazi hidayet, çok farklılık gösterir:

1. Doğru yolda olmayıp bunun için çalışan gruba göre "ihdina" onların hidayete yönlendirilmesi, erdirilmesi.

2. Hidayette olanın o yolda sabit ve kalıcı kılınması.

3. Hidayette sabit olanın sebatının artırılması.

4. Hiç hidayette olmayana hidayet verilmesi ve nasip edilmesi.

İşte bütün bu açılardan "ihdina" fiili hidayet isteyen grupların çeşitliliğine, farklılığına göre zihni olarak hidayet anlamı taşıyan dört ayrı masdardan türemiş gibidir. (bk. Nursi, İşaratü’l- icaz, tahkik Musa Celali, s. 23)

Demek ki hidayet isteyenlerin farklılığına göre "ihdina" (bize hidayet ver) cümlesi:

- Bir grup için bizi hidayette sabit kıl anlamında,
- Diğer bir grup için hidayetimizı artır manasında,
- Uğraşıp henüz hidayete erememiş başka bir grup için bizi hidayete, doğru yola ulaşıp onda yürümeye muvaffak kıl,
- Hiç doğru yolda olmayan başka bir gruba göre bize hidayet ver, hidayet nasip et anlamlarındadır.

Dolayısıyla burada hidayet sanki ayrı ayrı dört ayrı fiil masdarından türemiş bir fiil kipi gibidir ve bu anlamları ihtiva etmektedir.

اهْدِنَا Bize hidayet et, cümlesinin, önceki ayetle nazım yönüne gelince:

Bize hidayet et duası, Allah’ın sualine kulun cevabı olmasıdır. Kul, “Allah’ım yalnızca senden yardım isteriz” deyince Allah sanki sorar: “En ziyade kalbini meşgul eden hangi maksadındır?” Kul der: “Bize hidayet et.”

Bil ki, “Bize hidayet et” ifadesi, “hidayet üzere olanlar, hidayet talep edenler, hidayetinin artırılmasını isteyenler ve daha diğerlerine” -mef’ulünün farklı farklı olabilmesinden dolayı-, manasının mertebelerinin taaddüdü sebebiyle, sanki hidayet fiilinin dört masdarından iştikak etmiştir. Bu durumda, “Bize hidayet et.” ifadesi:

-Bir topluluğa göre “bizi hidayette sabit kıl”,

-Bir cemaate göre “hidayetimizi artır”,

-Bir taifeye kıyasla “bizi muvaffak kıl”,

-Bir fırkaya göre ise  “bize hidayet ver” anlamına gelir.

Allah’ın hidayet etmesi

"Allah her şeyi yarattı ve hidayet verdi" (bk. Tâhâ, 20/50) hükmünce,

- Bize zahirî ve batınî duyular vererek hidayet etti.

- Afakî ve enfüsî deliller dikerek bize yol gösterdi.

- Peygamberler göndererek ve kitaplar indirerek bizi irşad etti.

- Sonra, gerçeğin üzerinden perdeyi kaldırarak en büyük hidayete bizi sevketti, böylece hak hak olarak, batıl da batıl olarak ortaya çıktı.

اللَّهُمَّ اَرِنَا الْحَقَّ حَقًّا وَارْزُقْنَا اِتِّبَاعَهُ وَاَرِنَا الْبَاطِلَ بَاطِلاً وَارْزُقْنَا اجْتِنَابَهُ

“Allah'ım bize hakkı hak olarak göster, ona tabi olmakla rızıklandır. Bâtılı da bâtıl olarak göster, ondan kaçınmakla rızıklandır.” (bk. İşaratü’l-İ'caz, Diyanet İşleri Başkanlığı, 2014, s. 116-117)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun