Bazı kitaplarda, günahkarların uğursuzluğu çevresindekileri de etkiler, deniliyor. Bunun doğruluk payı nedir?
- Allah bir başka kulun günahından dolayı ötekini sorumlu tutar mı?
Değerli kardeşimiz,
Bu tür ifadelerde yer alan günahkâr kimselerin başkasına olumsuz etkilerini bir yan etki olarak değerlendirmek gerekir. Örneğin, yanınızda sigara içen bir kimsenin size de zararı oluyor. Bunun gibi, bir zalimin yüzünden bir ceza geldiği zaman başkasını da etkileyebilir. Özellikle, suç oranları fazla olduğu bir bölgeye gelen ceza da umumî bir şekle girebilir.
“Bir de öyle bir fitneden sakının ki o, içinizden yalnız zulmedenlere dokunmakla kalmaz, hepinizi içine alır. Biliniz ki Allah’ın cezalandırması şiddetlidir.” (Enfal, 8/25)
mealindeki ayette bu hususa işaret edilmektedir. Mesela, Allah’ın gazabını celp edecek şekilde, zina, rüşvet, faiz, katil, şirk gibi suçların yaygınlaştığı bir memlekete Allah kıtlık verirse, bu kıtlıktan masum olanlar da zarar görür. Bu zarar o zalimlere gelen cezanın bir yan etkisidir. Doğrudan masumları hedef almamakla beraber, ister istemez onları da rahatsız eder. Fakat Allah onların mükâfatını verir. Ceza olarak gelen bir depremde masumları şehit yapar, kaybettikleri mallarını sadaka olarak kabul eder. Aynı depremde ölenlerden kâfir olanları cehenneme, mümin olanları cennete gider. Fakat kâfirle müminin aynı depremde ölmeleri imtihanın gizliliğini sağlayan bir sırdır.
“Eğer Allah insanları işledikleri günahlar yüzünden cezalandıracak olsaydı, dünyada tek bir canlı bile bırakmazdı; ama Allah onların cezasını belirlenmiş bir vâdeye kadar erteler. O vâdeleri geldiği vakit hükmünü yerine getirip onları cezalandırır. Çünkü Allah kullarını tamamen görmektedir.” (Fatır, 35/45)
mealindeki ayette, zalimler yüzünden gelen azabın yan etkisine de işaret edilmektedir. Ayette geçen “Dünyada tek bir canlı bile bırakmazdı” hüküm bunun açık delilidir.
Bu yan etkinin dışında kalan masum kimselerin en yakın akrabası da olsa bir zalimin suçundan dolayı ceza görmez. Çünkü bu, ilahî adalet anlayışına aykırıdır.
“De ki: Allah her şeyin Rabbi iken ben ondan başka bir rab mı ararım? Herkesin kazandığı, yalnız kendisine aittir. Hiçbir günahkâr, başkasının günahını yüklenmez. Sonunda hep dönüp Rabbinizin huzuruna varacaksınız. O da içinde bulunduğunuz ihtilafın içyüzünü, işin gerçeğini size bildirecektir.” (Enam, 6/164)
mealindeki ayette bu husus açıkça ifade edilmektedir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- “Allah bir kavme kıtlık vermişse, Allah´a başkaldırmalarındandır.” hadisine göre, Afrika’da görülen yoğun açlık ve kıtlık onların şu an başkaldırmaları sebebiyle midir?
- Helak olan kavimlerde çocukların ve hayvanatın da helak olmasını açıklar mısınız?
- Musibetlerin günahlara kefaret olduğu söyleniyor. Peki musibetlerde masum ve günahsız insanlar da zarar görebiliyor; bunu nasıl açıklarsınız?
- Başımıza gelen musibetler imtihan mı ceza mı?
- Başkasının günahından sorumlu değilsek, neden, insanların sayesinde dünya başımıza yıkılmıyor deniyor?
- Şura suresi 30. ayeti açıklar mısınız? Bu ayette, başımıza ne gelirse kendi günahımızdan olduğu belirtiliyor. Peygamberimizin başına gelen musibetler nasıl değerlendirilir?
- Sınırı aşan kavim ve toplulukların başına her zaman bir bela gelir mi?
- Allah, Yahudilere ceza olsun diye tırnaklı hayvanları haram kılıyor; adalet mi bu?
- Bu dünyada masum insanların başına gelen / gelecek olan musibetlerin mükafatı nerede verilmeye başlanır?
- Musibete uğramayanlar çok mu şanslılar?