Bazı kişiler kellelerinin uçmasından korktuğu için Müslüman olmuş; Talha, Ümmü Süleym ile evlenmek için Müslüman olmuş, açıklar mısınız?

Tarih: 29.03.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bazı kimseler korkularından veya başka maksatlardan ötürü Müslüman olmuş olabilir. Önemli olan, bu isteksiz imandan sonra tekrar yeniden gönül rızasıyla iman edip etmemeleridir. Etken sebep ne olursa olsun, eğer bir kimse içinden samimi olarak değil de, sırf görünürde iman etmiş ise İslam terminolojisinde bunun adı münafıktır. Münafık; kalben inanmadığı halde, diliyle Müslüman olduğunu söyleyen iki yüzlü kimse demektir.

Kur’an’da samimi olarak iman etmeyip sırf korku veya başka menfaatler sebebiyle mümin olduğunu söyleyenler hakkında şu uyarı yapılmıştır:

“Bedeviler 'İman ettik!' dediler. De ki: 'Siz iman etmediniz, lâkin “İslâm olduk / size teslim olduk / emrinize boyun eğdik!” deyiniz. Zira iman henüz kalplerinize girmiş değildir.'” (Hucurat, 49/14).

İslam’da niyet çok önemlidir. Niyet ve bakış açısı öyle bir iksirdir ki, elması kömüre, kömürü elmasa çevirir. Allah için yapılan secde ibadet iken, başkası için yapılan secde dalalettir.

Hz. Ömer (ra.) anlatıyor: Hz. Peygamber (asm) buyurdu ki:

“Ameller niyetlere göredir. Herkese niyet ettiği şey vardır. Öyleyse, kimin hicreti Allah’a ve Resûlüne ise, onun hicreti Allah’a ve Resûlünedir. Kimin hicreti de elde edeceği bir dünyalığa veya nikahlayacağı bir kadına ise, onun hicreti de o hicret ettiği şeyedir.” (Buhari, Nikah, 5; Müslim, İmaret, 155)

Bu hadisin vürud sebebi olarak şöyle bir olay nakledilmektedir: Hz. Peygamber (asm) Medine’ye hicret ettikten sonra, Müslümanlar da bu yola koyuldular. Hicret edenlerden biri de Ümmü Kays adında bir kadındır. Bununla evlenmek düşüncesinde olan bir erkek, kadının: “Hicret etmezsen seninle evlenmem!” demesi üzerine, onunla evlenmek için hicret eder ve Medine’ye gelip onunla evlenirler. Herkes Allah ve Resulünün rızasını kazanmak için hicret ederken, sırf Ümmü Kays’la evlenmek için hicret eden bu şahsın niyeti herkesçe bilindiği için, adama  Ümmü Kays’ın Muhaciri manasında “Mühaciru Ümmü Kays” lakabı takılmıştır.

Tabii ki, bu zat daha sonra samimi bir Müslüman olmuştur. Yukarıda da arzedildiği üzere, bir kimse kalbiyle içten inanarak Müslüman olmazsa, görünürdeki tavır ve sözleriyle Müslüman görünmesi onu mümin kılmaz. Ancak, bu gibi insanların daha sonra gerçekten iman etmeleri durumunda da sağlam bir mümin konumuna geçmeleri söz konusudur.

Korkudan Müslüman olanların durumu da böyledir.  Sonradan hiç bir korku hissetmedikleri halde gerçek mümin olmaları her zaman geçerlidir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun