Azap gelmeyecekse neden azap ayetlerinden bahsediliyor?

Tarih: 25.11.2024 - 09:49 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Azap ayetlerinden çıkan sorular
16. Göktekinin sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız yeryüzü altüst olmuş!
17. Yahut gökte olanın üzerinize taş yağdıran bir fırtına göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarılarımın ne demek olduğunu yakında anlayacaksınız!
18. Onlardan öncekiler de (gerçekleri) yalan saymışlardı; ama verdiğim ceza da nasıl olmuştu?
1) Allah bu ve benzeri ayetlerde yalanlama durumunda ya da başka yaptıkları şeylerden dolayı azap edeceğini söylüyor. Lakin Enfal suresinde “sen aralarında bulunduğun sürece azap gelmez” diyor madem öyle bir şey var azap ayetleri niye geliyor? Peygamber (asm) aralarında olduğu halde azap gelmeyecekse neden azap ayetlerinden bahsediliyor?
2) Azap ayetleri ve Peygamberimiz (asm) bulunduğu müddetçe azap gelmeyecek demesi çelişki oluşturmaz mı?
3) Kuran’da bahsedilen azapların hiçbirinin olmaması halkın bu kadar kötü olduğu halde -haşa- kafamı çok kurcalıyor.
- 3 soruma da kapsamlı bir cevap verir misiniz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Sorudaki ayetler, Mülk suresinde geçer. Mülk Suresi 16, 17, 18 ve benzer ayetlerde Cenab-ı Hak, inkârcı ve isyankarları uyararak Allah’ın azabından emin olmamalarını, öncekilerin kötü akıbetlerinden ibret almaları gerektiğini hatırlatıyor.

Nitekim bu ayetlerde ifade edilen cezalandırma şekillerine önceki peygamberlerin kavimleri maruz kalarak müminler hariç, topyekûn helak edilmişlerdir.

Ankebut Suresi 40. ayette bu hususta şöyle buyruluyor:

“O kavimlerin hepsini günahları sebebiyle yakalayıp cezalandırdık. Kimine taş yağdıran bir kasırga gönderdik, kimini korkunç gürültü yakalayıverdi, kimini yere batırdık, kimini de suda boğduk. Allah onlara zulmetmiyordu, fakat onlar kendilerine zulmediyorlardı.”

Örneğin Lut kavmi taş yağmuruna tutularak, Şuayb ile Salih'in kavimleri korkunç bir gürültü ile helak edilmişler, Karun ve beraberindekiler yere geçirilmiş, Firavun ve kavmi ise suda boğularak cezalarını bulmuştur. Helak edilen bu kavimlerden ve benzerlerinden geriye kalan izler birer ibret vesikası olarak günümüze kadar ulaşmıştır.

Yüce Allah çeşitli ayetlerde yeryüzünü dolaşıp Allah’ın elçilerini yalanlayanların akıbetlerinin nasıl olduğunu görüp ibret almamızı istemektedir.

İşte Mülk suresindeki ayetler de bu kabildendir. Bu tür ayetlerde Allah’ın “sizi de benzer şekillerde cezalandıracağım” şeklinde bir vaîd ve tehdidi yoktur. Sadece bu durumun imkân dahilinde olduğu, dolayısıyla muhtemel olan böyle azaplara maruz kalmamak için öncekilerin düştükleri hatalara düşülmemesi isteniyor. 

“Sen onların içinde iken Allah onlara azap edecek değildir. Ve onlar mağfiret dilerlerken de Allah onlara azap edici değildir.” (Enfal, 8/33)

yetinde Peygamber (asm) Efendimizin içinde bulunduğu bir topluma azap edilmeyeceğinin belirtilmesi ona ve ümmetine bir rahmet tezahürüdür.

Aslında bu durum bütün peygamberler için geçerli bir sünnetullahtır. Azap, ancak peygamber ve ona tabi olanların çıkarılması veya kurtarılması sonrasında gerçekleşmiştir. Ayetin devamındaki “Ve onlar mağfiret dilerlerken de Allah onlara azap edici değildir” ifadesi o dönemde niçin topyekun bir azap olmadığını açıklar niteliktedir. Çünkü tebliğinin ilk gününden itibaren Peygamberimizin etrafında inananlar kümelenmiş ve gittikçe çoğalmışlardır.

Dolayısıyla onların dua ve istiğfarları azabın ref’ine sebep olmuştur.

Ancak, inkârcılar tamamen cezasız da kalmamış, kurdukları tuzakların boşa çıkarılması, savaşlarla perişan edilme gibi çeşitli şekillerde cezalandırılmışlardır.

Nitekim bu ayetin devamında da bu tür azaplara değinilmekte ve şöyle denmektedir:

“Onlar müminleri Mescid-i Haram’dan engellerken Allah onları niye cezalandırmasın ki…”

Çeşitli hadis-i şeriflerde bu ümmete bir rahmet eseri olarak Peygamberimizin (asm) dua ve talepleri ile çeşitli imtiyazlar verilmesinden, çeşitli musibetlerden korunmasından bahsedilmektedir.

Birtakım azaplara maruz bırakmamak da bu çerçevede değerlendirilebilir.

Ayrıca bu ümmetin, son peygamberin ümmeti olduğu kıyamete kadar devam edecekleri ve -ayette belirtildiği gibi- içlerinde her zaman salihler ve istiğfar edenlerin olduğu malumdur.

Dolayısıyla topyekûn imha edilmeleri kıyametin kopması anlamına gelir ki bu da ancak kıyamet saatinde gerçekleşecek; kıyamet kopmadan önce müminlerin ruhları alınacak ve kıyamet kafirlerin başına kopacak.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 32
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun