Asr-ı evvelde hem öğle hem de ikindi namazı beraber kılınabilir mi?

Tarih: 08.12.2014 - 13:56 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Hanefi fıkhına göre hem asrı evvelde hem asrı sanide ikindi namazı kılınabiliyor. Asrı evvelde iki namaz birleştirilip kılınabilir mi?
- Yani hem öğlen hem ikindi namazı aynı vakit içinde. iki zamanın da uygun olacağını söyleyenler var. Asrı evvelde öğle namazı kılan ikindi için asrı saniyi beklemelidir şartı koşmuyor. Sorum ise:
- Bu şekilde kılan biri, kaza etmesi gerekir mi?
- Sadece Hanefi fıkhına uyup birleştirip kılabilir miyiz?
- Hem Imam-ı Azam hem de İmam Muhammed ve Imam Yusuf'un fetvaları birleştirilebilir mi?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- İslam’da esas olan namazların belli vakitlerde kılınmasıdır.

“Şüphesiz ki namaz, müminler üzerine belirli vakitlerde kılınması gereken bir farzdır.” (Nisa, 4/103)

mealindeki ayette bu gerçeğin altı çizilmiştir.

- Hz. Cebrail, namazların vakitlerini öğretmek üzere, iki gün üst üstte -vakitlerin başlangıcı ile son zamanlarını gösteren farklı vakitlerde- namaz kılmış ve  beş vakit namazın bu iki vakit arasında olduğunu bildirmiştir. (bk. Nesai, Mevakit, 6)

- Bir namaz vaktinin diğer bir namaz vaktinin içine gireceğine dair bir düşünce âlimlerin cumhuru tarafından reddedilmiştir. (bk. Suyutî, Şerhu Süneni’n-Nesai-Nesai ile birlikte-, a.y)

- Abdullah b. Abbas anlatıyor: Hz. peygamber şöyle dedi:

Cebrail Beytullah’ın yanında (beş vakit farz namazların başlangıç ve sonunu göstermek için) bana (iki gün içerisinde) iki defa imamlık yaptı / namaz kıldırdı.

Birincisinde (ilk günde, Cebrail)  güneş tepe noktasından batıya meylettiği zaman öğle namazı kıldı. Sonra her şeyin gölgesi onun bir misli olduğunda ikindi namazını kıldı. Sonra güneş batıp da oruçlular iftarını açtıkları bir vakitte, akşam namazını kıldı. Sonra şafak (akşam şafağı / aydınlığı) kaybolunca, yatsı namazını kıldı. Sonra gün ağarınca, oruçlu olanlara artık yiyip-içmek yasak olduğu bir vakitte sabah namazını kıldı.

İkincisinde (ikinci günde Cebrail), her şeyin gölgesi onun bir misli olduğunda -önceki günde ikindi namazını kıldığı vakitte- öğle namazını kıldı.

Sonra, her şeyin gölgesi onun iki misli olduğunda (gelip) ikindi namazını kıldı.

Sonra, daha önce kıldığı aynı vakitte (gelip) akşam namazını kıldı.

Sonra, gecenin üçte biri geçtikten sonra (gelip) yatsı namazını kıldı.

Sonra, ortalık iyice aydınlanınca (gelip) sabah namaz kıldı. (Ebu Davud’da “kıldı”yerine “bana kıldırdı” ifadesi kullanılmıştır)

Sonra, Cebrâil -bana dönerek- şöyle dedi: "Bunlar senden önceki peygamberlerin namaz vakitleridir. Namaz vakitleri bu iki vaktin arasıdır." (Tirmizî, Salât,1; Ebu Davud, Salat, 2; Ahmed b. Hanbel, 3/330; Hâkim, 1/360)

Tirmizi bu hadisin “hasen-sahih” olduğunu belitmiştir.

- Hanefi mezhebine göre, Arafe gününde, öğle ile ikindi arasında, Müzdelife gecesinde de akşam ile yatsı arasında cem etmekten başka namazları cem etmek caiz değildir. (bk. V. Zuhayli, el-Fıkhu’l-İslami, 2/351)

- Bütün bu açıklamaların ve ayrıca yaptığımız araştırmaların neticesi olarak diyebiliriz ki, Hanefi mezhebine göre öğle ile ikindiyi, ikindi vaktinde (asr-ı sanide) cemetmek doğru değildir.

- Bir kaynakta gördüğü fetvaya dayanarak böyle namaz kılan kimsenin “Müftüler size fetva verseler de siz yine de kalbinize danışın!” manasındaki hadiste yapılan tavsiyeye göre hareket etmenin faydalı olacağını düşünüyoruz. Bununla beraber, alimlerin büyük çoğunluğunun fetvaları açıkça ortada iken, bir veya iki kişinin sözlerine göre hareket etmenin, takva ve azimet bakımından uygun olmadığı açıktır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun