Allah'ın sıfatları nelerdir, kaça ayrılır?

Tarih: 02.05.2020 - 15:07 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Allah Teâlâ'ya iman, O’nu bir bilmek, O'nun yüce varlığı hakkında zatî ve subuti olan kemal sıfatlarını bilip, öylece inanmak, zâtını noksan sıfatlardan yüce ve uzak tutmak demektir. Allah, şanına lâyık olan bütün kemal sıfatlarıyla nitelenmiş olup noksan sıfatlardan münezzehtir.

Allah Teâlâ'nın sıfatlarının hepsi ezelî ve ebedî sıfatlardır. O'nun sıfatlarının başlangıcı ve sonu yoktur. Allah'ın sıfatları, yaratıkların sıfatlarına benzemez. İsimlendirmede bir benzerlik varsa da Allah'ın ilmi, iradesi, hayatı, kelâmı; bizim, ilim, irade, hayat ve kelâmımıza benzemez. Biz, Allah'ın zâtını ve mahiyetini bilemediğimiz ve kavrayamadığımız için O'nu isim ve sıfatlarıyla tanırız. 

Allah'ın zâtını idrak etmenin, mahiyetini bilmenin imkânsız olduğu Kur'ân-ı Kerîm’de şöyle beyan edilir:

"Onu gözler idrak edemez. Fakat O, gözleri idrak eder. O, eşyayı pek iyi bilen, her şeyden haberdar olandır." (En‘âm, 6/103).

 Peygamberimiz (asm.) de bu konuda şöyle buyurmuştur:

 "Allah'ın yaratıkları hakkında düşününüz. Fakat Allah'ın zâtı hakkında düşünmeyiniz. Gerçekten siz buna hiç güç yetiremezsiniz." (Süyûtî, el-Câmi‘u's-sag¢r, I, 132; Aclûnî, Keşfü'l-hafâ, I, 311.).

İnsanın aklı mahlûktur. Yani yaratılmıştır. Yaratıcısını ihata edip, kavrayamaz. Onun için Allah’ın Zâtı üzerinde düşünmek yasaklanmıştır.

Yüce Allah'ın sıfatları iki gruba ayrılır: Zâtî sıfatlar ve sübûtî sıfatlar.

a. Zâtî Sıfatları (Tenzîhî sıfatlar veya Selbî sıfatlar)

Zâtî sıfatların zıtları Allah hakkında düşünülemez. Yani noksanlık, sonluluk ve eksiklik ifade eden özelliklerden Allah beridir.

Sadece Allah Teâlâ'nın zâtına mahsus olan, yaratıklarından herhangi birine verilmesi câiz ve mümkün olmayan sıfatlardır. Zâtî sıfatların zıtları Allah hakkında düşünülemez. Yani noksanlık, sonluluk ve eksiklik ifade eden özelliklerden Allah beridir. O'nun tenzih edilmesi gerektiğinden bu sıfatlara tenzîhî sıfatlar veya selbî sıfatlar da denilmiştir. Zâtî sıfatlar şunlardır:

1. Vücûd: (Var olmasıdır).

Allah vardır, varlığı başkasından değil, zâtının gereğidir. Vâcib-ül vücûddur, yanî varlığı lazımdır. Vücûdun zıddı olan yokluk Allah hakkında düşünülemez.

2. Kıdem: (Ezelî olması, varlığının başlangıcı olmamasıdır).

Allah’ın yokluğu hiçbir zaman düşünülemez. Ne kadar geriye gidilirse gidelsin, O'nun var olmadığı bir zaman düşünülemez, bulunamaz. Çünkü zaman denilen şeyi de yaratan O’dur. Allah sonradan meydana gelmiş varlık değildir. Ezelî (kadîm) varlıktır. Kıdem sıfatının zıddı olan sonradan olma (hudûs) Allah hakkında düşünülemez.

3. Beka: (Varlığının sonu olmaması, ebedî olmasıdır).

Allah'ın sonu yoktur. Ezelî olanın ebedî olması da zorunludur. Bekanın zıddı olan sonu olmak (fenâ) Allah hakkında düşünülemez. Ne kadar ileriye gidilirse gidilsin, Allah'ın olmayacağı bir an düşünülemez. Kur'ân-ı Kerîm'de Allah'ın ezelî ve ebedî oluşu hakkında şöyle buyurulur:

"O, ilktir, sondur..." (Hadîd, 57/3);
"...Allah'ın zâtından başka her şey yok olucudur..." (Kasas, 28/88).

4. Muhâlefetün li'l-havâdis: (Sonradan olan şeylere benzememesidir).

Allah'tan başka her varlık sonradan olmuştur. Allah, sonradan olan şeylerin hiçbirisine hiçbir yönden benzemez. Bu sıfatın zıddı olan, sonradan olana benzemek ve denklik (müşâbehet ve mümâselet) Allah hakkında düşünülemez. Kur'an'da bununla ilgili olarak şöyle buyurulur:

 "...O'nun (benzeri olmak şöyle dursun) benzeri gibisi (dahi) yoktur..." (Şûrâ, 42/11).

5. Vahdâniyyet: (Allah Teâlâ'nın zâtında, sıfatlarında ve fiillerinde bir ve tek olması, eşi, benzeri ve ortağının bulunmamasıdır). 

Vahdâniyyetin zıddı olan birden fazla olması, eşi ve ortağı bulunması (şirk), Allah hakkında düşünülmesi imkânsız olan sıfatlardandır. İhlâs ve Kâfirûn sûreleri ile Kur'an'ın pek çok âyeti Allah'ın tek ve eşsizliğini ortaya koyar, şirki reddeder (bk. Enbiyâ, 21/22; İsrâ, 17/42; Zümer, 39/4).

6. Kıyâm bi-nefsihî: (Varlığı kendiliğinden olması, var olmak için bir başka varlığa ihtiyaç duymamasıdır).

Allah kendiliğinden vardır. Var olmak için bir yaratıcıya, bir yere, bir zamana, bir sebebe muhtaç değildir. Başkasına muhtaç olmak, Allah hakkında düşünülemez. Kur'ân-ı Kerîm'de bununla ilgili olarak şöyle buyurulur:

 "De ki: O Allah birdir. O, sameddir (başkasına ihtiyaç duymayandır)..." (İhlâs, 112/1-2);

"Ey insanlar, Allah'a muhtaç olan sizlersiniz. Zengin ve övülmeye lâyık olan ancak O'dur." (Fâtır, 35/15).

b. Sübûtî Sıfatları

Sübûtî sıfatların zıtları olan özellikler Allah hakkında düşünülemez. Bu sıfatlar ezelî ve ebedî olup, yaratıkların sıfatları gibi sonradan meydana gelmiş değildir. Varlığının gereği sıfatlardır.

Varlığı zorunlu olan ve kemal ifade eden sıfatlardır. Sübûtî sıfatların zıtları olan özellikler Allah hakkında düşünülemez. Bu sıfatlar ezelî ve ebedî olup, yaratıkların sıfatları gibi sonradan meydana gelmiş değildir. Varlığının gereği sıfatlardır.

 İsimlendirmede bir benzerlik olsa da sübûtî sıfatlar hiçbir şekilde yaratıkların sıfatlarına benzememektedir. Çünkü Allah'ın ilmi, kudreti, iradesi... sonsuz, mutlak, ezelî ve ebedîdir. Kullarınki ise sonlu, kayıtlı, sınırlı, sonradan yaratılmış, eksik ve yetersiz sıfatlardır. Sübûtî sıfatlar sekiz tanedir. Bunlar:

1. Hayat: (Diri ve canlı olmasıdır).

Yüce Allah hayat sahibidir. Her şeye can veren O'dur. Ezelî ve ebedî bir hayata sahiptir. Hayat sıfatının zıddı olan “ölü olmak” (memât) Allah hakkında düşünülemez. Kur'an'da bu sıfatla ilgili olarak şöyle buyurulur:

"Ölümsüz ve daima diri olan Allah'a güvenip dayan..." (Furkan, 25/58.);
"(Artık bütün) yüzler, diri ve her şeye hâkim olan Allah için eğilip boyun bükmüştür..." (Tâhâ, 20/111).

2. İlim: (Bilmesidir).

Allah her şeyi bilendir. Olmuşu, olanı, olacağı, gelmişi, geçmişi, gizliyi, açığı bilir. Allah'ın bilgisi yaratıkların bilgisine benzemez, artmaz, eksilmez. O, her şeyi ezelî ilmiyle bilir. İlim sıfatının zıddı olan cehl (bilgisizlik), Allah hakkında düşünülmesi imkânsız olan bir sıfattır. İlim sıfatı ile ilgili âyetlerden birkaçında şöyle buyurulur:

 "O karada ve denizde ne varsa bilir. O'nun ilmi dışında bir yaprak dahi düşmez..." (En‘âm, 6/59).

"Göklerde ve yerde olanları Allah'ın bildiğini görmüyor musun?..." (Mücâdele, 58/7).

3. Semi‘: (İşitmesidir).

Allah işiticidir. Gizli, açık, fısıltı halinde, yavaş sesle veya yüksek sesle ne söylenirse Allah işitir, duyar. Vâsıtasız, cihetsiz işitir. Bir şeyi duyması, o anda ikinci bir şeyi işitmesine engel değildir. İşitmemek ve sağırlık Allah hakkında düşünülemez.

4. Basar: (Görmesidir).

Yüce Allah her şeyi görücüdür. Hiçbir şey Allah'ın görmesinden gizli kalmaz. Saklı, açık, aydınlık, karanlık ne varsa Allah görür. Görmemek (âmâlık) Allah hakkında düşünülemez. Bununla ilgili bir ayette şöyle buyrulur:

"(Allah) gözlerin hain bakışını ve kalplerin gizlediğini bilir. Allah adaletle hükmeder. O'nu bırakıp taptıkları ise hiçbir şeye hükmedemezler. Şüphesiz ki Allah, hakkıyla işiten ve görendir." (Mü'min, 40/19-20).

5. İrade: (Dilemesidir).

Allah dileyicidir. Allah'ın dilediği olur, dilemediği olmaz.

 Kur'an'da bununla ilgili olarak şöyle buyrulur:

"De ki: Mülkün gerçek sahibi olan Allah'ım, sen mülkü dilediğine verirsin ve mülkü dilediğinden alırsın. Dilediğini yüceltir, dilediğini de alçaltırsın..." (Âl-i İmrân, 3/26).

"Göklerin ve yerin mülkü Allah'ındır. O, dilediğini yaratır..." (Şûrâ, 42/49).

6. Kudret: (Gücünün yetmesidir).

Allah sonsuz bir güç ve kudret sahibidir. Kudret sıfatının zıddı olan acizlik ve güç yetirememek, Allah hakkında düşünülemez. O'nun kudretinin yetişemeyeceği hiçbir şey yoktur. Kâinatta her şey Allah'ın güç ve kudretiyle olmaktadır. Allah’ın kudretine göre az-çok, büyük küçük fark etmez, hepsi birdir. Bir atomu yaratmakla kâinatı yaratmak arasında fark yoktur. Yıldızlar, galaksiler, bütün uzay, canlı cansız tüm varlıklar Allah'ın kudretinin açık delilidir.

Kur'an'da Allah'ın kudreti ile ilgili olarak şöyle buyurulur:

"… Allah dilediğini yaratır. Şüphesiz Allah her şeye kâdirdir." (Nûr, 24/44-45).

7. Kelâm: (Söylemesi ve konuşmasıdır).

Allah bu sıfatı ile peygamberlerine kitaplar indirmiş, bazı peygamberler ile de konuşmuştur. Ezelî olan kelâm sıfatının mahiyeti bizce bilinemez. Bu sıfatla ilgili olarak Kur'an'da şöyle buyurulur:

"Mûsâ tayin ettiğimiz vakitte (Tûr'a) gelip de Rabbi onunla konuşunca Rabbim, bana (kendini) göster, seni göreyim dedi..." (A‘râf, 7/143).

8. Tekvîn: (Yaratması, yok olanı yokluktan varlığa çıkarmasıdır).

Yüce Allah yegâne yaratıcıdır. O, ezelî ilmiyle bilip dilediği her şeyi sonsuz güç ve kudretiyle yaratmıştır. Yaratmak, rızık vermek, diriltmek, öldürmek, nimet vermek, azap etmek ve şekil vermek tekvîn sıfatının sonuçlarıdır. Bir âyette şöyle buyrulmuştur:

"Allah her şeyin yaratıcısıdır. O, her şeye vekildir." (Zümer, 39/62).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun