Allah'ın işitmesi nasıl olmaktadır?
- Rabbimizin işitmesi ses ile mi olmaktadır, yoksa aynı ışığın varlığı görmek için bir vasıta olması gibi ses de işitmek için bir vasıta olduğundan (ve Rabbimiz vasıtasız, aletsiz, cihetsiz işittiğinden) Rabbimizin işitmesi ses ile olmaz diye mi itikad etmelidir?
Değerli kardeşimiz,
Rabbimizin görmesi belli bir vesile ve cihaz ile değildir. O ışığı da görür ve ışık ile görmez. O sesleri de işitir fakat sesle işitmez. Çünkü o görmesinde ve işitmesinde ışık ve sese muhtaç değildir. Allah her türlü maddilikten uzaktır. Bununla beraber, biz Allah’ın nasıl gördüğünü veya nasıl işittiğini tahmin edemeyiz.
Bediüzzaman Hazretlerinin sırr-ı ehadiyete dair şu aşağıdaki beyanları konuyu anlamamıza ışık tutmaktadır:
“İnsanın nasıl ruhu bütün cesedine öyle bir münasebeti var ki: Bütün a'zasını ve eczasını birbirine yardım ettirir. Yani, irade-i İlahiye cilvesi olan evamir-i tekviniye ve o emirden vücud-u haricî giydirilmiş bir kanun-u emrî ve latife-i Rabbaniye olan ruh, onların idaresinde onların manevî seslerini hissetmesinde ve hacetlerini görmesinde birbirine mani olmaz, ruhu şaşırtmaz. Ruha nisbeten uzak-yakın bir hükmünde. Birbirine perde olmaz. İsterse, çoğunu birinin imdadına yetiştirir. İsterse bedenin her cüz'ü ile bilebilir, hissedebilir, idare edebilir. Hattâ çok nuraniyet kesbetmiş ise, herbir cüz'ü ile görebilir ve işitebilir. Öyle de: "
"(...)Cenab-ı Hakk'ın madem onun bir kanun-u emri olan ruh, küçük bir âlem olan insan cisminde ve a'zasında bu vaziyeti gösteriyor. Elbette âlem-i ekber olan kâinatta o Zât-ı Vâcib-ül Vücud'un irade-i külliyesine ve kudret-i mutlakasına hadsiz fiiller, hadsiz sadalar, hadsiz dualar, hadsiz işler, hiçbir cihette ona ağır gelmez, birbirine mani olmaz. O Hâlık-ı Zülcelal'i meşgul etmez, şaşırtmaz. Bütününü birden görür, bütün sesleri birden işitir. Yakın uzak birdir. İsterse, bütününü birinin imdadına gönderir. Her şey ile her şeyi görebilir, seslerini işitebilir ve her şey ile her şeyi bilir ve hâkeza..."(bk. Sözler, s. 687- 688).
Hz. Peygamber (asm)'in, insanların namaz kılmak üzere hazırlandıklarında safları düzeltmelerini isterken,
“Saflarınızı düzgün tutun; şüphesiz ben arkamda sizi görüyorum.” dediği sahih hadisle sabittir [bk. Buhari, Ezan, 71-72; Müslim, Salat, 125(434); Nesaî, İmamet, 27].
Ehl-i sünnet alimlerinin cumhuruna göre, Hz. Peygamber (asm)'in arkasını görmesi için ayrı bir maddi göze veya görülen nesnelerin gözün karşısında olmasına ihtiyacı yoktur. Allah’ın bir lütfu olarak manevi kalp gözüyle veya normal gözleriyle de arkasını görebilir ve görmüştür(bk. İbn Hacer, Buhari’nin ilhili hadisinin şerhi; Suyutî, a.g.y; Sindi, a.g.y).
Hz. Peygamber (asm) bir insan olarak normal görmenin dışında bir surette görebildiğini düşünen kimse için, Allah’ın ışık ve ses gibi araçlara ihtiyacı olmadığı çok açıktır.
Hülasa: “Allah’ın hiçbir benzeri yoktur.” mealindeki ayet, bizi Allah hakkında benzetmeye götürecek her türlü tasavvurdan menediyor.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Yüce Rabbimiz'in kelamı, insan kelamına benzeyebilir mi?
- Allahü ekber lafzı Kur’an'da geçmekte midir?
- Allah, emir ve yasaklarında "en hikmetli" olanı mı yapmaktadır?
- Habis mal nedir, nasıl meydana gelir? Faiz karışan bir mal nasıl temizlenir?
- Müslüman olmayan kadınların avret yerlerine bakmak haram değil mi?
- İmam Rabbani Garanik olayını kabul ediyor mu?
- Savaşta yaralanan bir düşmanı öldürmek caiz midir?
- Allah’ın kudretine göre yaratmada az-çok, küçük-büyük fark ediyor mu?
- Hayattan zevk alamıyorum, beni yaşama bağlayan hiçbir şey yok. Çok mutsuzum ve huzursuzum, nedeni nedir? Bana ne tavsiye edersiniz?
- İbadetlerimi yapamıyorum, eskisi gibi huzurlu değilim, ne yapmalıyım?