Allah, Peygamberimizi yaratmadan önce neden çok seviyor?

Tarih: 26.04.2023 - 10:47 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Allah’ın (c.c) en sevdiği insan peygamberimiz (s.a.v) olduğunu biliyoruz tabi bunun çok sebebi var ama Allah onu dünyaya göndermeden önce bile seviyordu. Hz. Âdem tövbe ettiğinde bile onun hürmetine dediğini biliyoruz.
- Peki, Allah onu dünyaya göndermeden önce neden bu kadar seviyordu?
- Bunun sebebi olarak bir yerde bunu duymuştum kalu belada Allah ruhlara ben sizin rabbiniz ben değil miyim diye sordu ama ruhlar önce cevap vermedi orda ilk cevap veren ruh peygamberimiz (s.a.v)'in ruhuydu şöyle cevap verdi, "Evet sen bizim rabbimizsin" o bunu dedikten sonra diğer bütün ruhlar da "Evet, rabbimizsin" dediler.
- Bu doğru mu yoksa başka sebebi var mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Hz. Peygamber (asm) Efendimizin ruhunun, Kalu belada bütün ruhlardan önce “evet” dediği bilgisi kaynaklarda olmadığı gibi doğru da görülmüyor.

- Allah’ın ilmi ezeli ve ebedi olduğundan ve gelmiş, gelen ve gelecek her şeyi ihata edip içine aldığından dolayı, Allah geleceği de biliyor. Bu nedenle, Hz. Muhammed (asm) Efendimiz yaratılmadan önce de onun ileride yapacaklarını; kulluğunu, dualarını, ihlasını, samimiyetini... Allah bildiği için, ona göre onu yaratmadan önce de sever.

Bir meyve çekirdeğini seven kişi, ondan çıkacak ağacı ve meyveleri seviyor demektir. Aynen bunun gibi, evrenin ilk çekirdeği olan Hz. Muhammed (asm) Efendimizin nurundan da evren ağacı ve mükemmel insan meyveleri çıkacağı için o çekirdek olan nuru sever.

Demek ki, bir şey henüz yaratılmadan önce sevilebilir. Allah için geçmiş ve gelecek diye bir durum olmadığından, her şeyi her an bildiğinden, olacakları da olmuş gibi bilir ve sever.

Örneğin, Peygamber (asm) Efendimizin yaratıldıktan sonra yapacağı duaları bilen Allah Teala, o dualar hürmetine evreni yaratmıştır:

"Duanın tesiri azîmdir. Hususan dua külliyet kesb ederek devam etse, netice vermesi galiptir, belki daimîdir. Hatta denilebilir ki, sebeb-i hilkat-i âlemin birisi de duadır. Yani, kâinatın hilkatinden sonra, başta nev-i beşer ve onun başında âlem-i İslâm ve onun başında Muhammed-i Arabî Aleyhissalâtü Vesselâmın muazzam olan duası, bir sebeb-i hilkat-i âlemdir. Yani, Hâlık-ı Âlem, istikbalde o zatı, nev-i beşer namına, belki mevcudat hesabına bir saadet-i ebediye, bir mazhariyet-i esmâ-i İlâhiye isteyecek bilmiş, o gelecek duayı kabul etmiş, kâinatı halk etmiş." (Nursi, Mektubat, Yirmi Dördüncü Mektup)

- Sevginin dereceleri, sevilen kimsenin sevimli hasletlerine bağlıdır. Buna göre, Hz. Muhammed’in (asm) Allah’ın en sevimli ve sevgili kulu olması, ondaki güzel hasletlerin diğerlerinden daha çok ve daha kaliteli olmasındandır. Mesela;

- Bütün peygamberlerin mutlak varisi olması,
- İslam dininin bütün dinlerden üstün olması,
- En yüksek ahlak üzere bulunması,
- İslam dininin kıyamete kadar devam etmesi,
- İslam devletlerinin diğer dini devletlerden daha fazla ilahi ahkâmı insanlık camiasına yerleştirmesi,
- Ubudiyette, takvada en ileride olması,

gibi özellikleri sebebiyle en tepede Allah’ın sevgisini kazanmıştır.

Şu hâlde biz de ne kadar onun (asm) ahlakına, ibadetlerine, günahlardan sakınmasına, affediciliğine, samimiyetine… benzersek, Allah bizi de benzediğimiz nispette sevecektir:

"Ey Resulüm, de ki: 'Ey insanlar, eğer Allah’ı seviyorsanız, gelin bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah gafurdur, rahimdir (çok affedicidir, engin merhamet ve ihsan sahibidir)." (Al-i İmran, 3/31)

İlave bilgi için tıklayınız:

Allah'ın, Peygamberimize "Habibullah" demesinin hikmeti nedir? ...

Kalû belâ ve misak hakkında bilgi verir misiniz?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun