Allah kendisine hamdetmekten razı mı olur?

Tarih: 28.01.2025 - 15:02 | Güncelleme:

Soru Detayı

“Allah Teâlâ, yemek yedikten veya bir şey içtikten sonra kendisine hamdeden kuldan hoşnut olur.” 
Müslim ve Tirimiz'de geçen bu hadisi açıklar mısınız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Önce hadis-i şerifin metnini ve mealini verip sonra açıklamaya çalışalım.

Enes İbni Mâlik (ra)’den rivayet edildiğine göre Resûlullah (asm) şöyle buyurdu:

« إِنَّ اللَّه لَيرْضَى عَنِ الْعَبْدِ أَنْ يَأْكُلَ الأَكْلَةَ فيحْمدَهُ عليْهَا ، أَوْ يشْربَ الشَّرْبَةَ فيحْمدَهُ عليْهَا »

“Allah Teâlâ, yemek yedikten veya bir şey içtikten sonra kendisine hamdeden kuldan hoşnut olur.”  (Müslim, Zikir 89. Ayrıca bk, Tirmizî, Et’ime 18.)

İnsanoğlu saymakla bitiremeyeceği kadar çok ve o nisbette de büyük nimetlere sahiptir. Bu nimetlerin değerini bilmek, onları kendisine karşılıksız vereni hatırlamak insanın kulluk görevidir.

Yemek-içmek gibi günlük ve tabiî işlerden sonra Allah’a bu nimetleri verdiği için hamdetmek, onun hoşnutluğunu kazanmaya vesile olan bir hayır ve iyiliktir. Yüce Rabbimiz’in Müslümanlara lütuf ve ihsanının sınırsızlığı bundan da anlaşılmaktadır. Allah kendi verdiği nimete teşekkür edilmesini, başlı başına bir iyilik olarak kabul buyurmaktadır. Bu onun bize olan rahmetinin tam bir göstergesi değil midir?

Hayatımızı devam ettirmek için yediğimiz ve içtiğimiz nimetler, sahip olduğumuz sayısız lütuflardan sadece ikisidir. Bu nimetleri bize veren Cenâb-ı Mevlâ, bizden son derece kolay ve külfetsiz bir görev beklemektedir; şükür ve hamd görevi.

Daha başka ne gibi nimetlere sahip olduğumuzu şu ayete bakarak tefekkür edelim:

“Andolsun ki, onlara: ‘Gökten su indirip onunla ölümünün ardından yeryüzünü canlandıran kimdir?’ diye sorsan, mutlaka, ‘Allah’ derler. De ki: (Öyleyse) hamd de Allah'a mahsustur. Fakat onların çoğu (söyledikleri üzerinde) düşünmezler.” (Ankebût, 29/63)

Teşekkür, kulluk görevleri cümlesindendir. Tabiatıyla şükür, nimetin devamını ve artmasını sağlar. Yokluk yoksulluk çekmemek için nimetin her çeşidini şükürle karşılamak gerekmektedir.

“Allah’ın rızası” her türlü nimetin ve ikrâmın üstündedir. O, razı olduğu kulunu elbette azâba ve sıkıntıya sokmaz. Onun rızasını kazanmak kurtulmak demektir.

O halde artık gafletin anlamı yoktur. Bir şey yiyip içtikten sonra “elhamdülillah” diyerek hem şükrünü yerine getirmeli hem de Rabbimiz’in rıza kapısını çalmalıyız. Yüce Rabbimiz, verdiği nimetlerden istifade eden kullarının kendisine hamd ve şükürde bulunmasından razı olmaktadır.

Bunca rahmet ve kolaylık karşısında gâfil ve tembel davranmanın mazereti olamaz. Nankörlük hayır getirmez ve eldeki nimetin elden çıkmasına sebep olur.

Özet olarak;

1. Allah Teâlâ verdiği nimetlere karşı hamd ve şükredilmesinden hoşnut olur.

2. Allah’ın rızâsını kazanmanın çok çeşitli yolları vardır. Yenilen içilen nimetlere hamdetmek de bu yollardan biridir.

3. Hamd başlı başına bir iyilik ve hayırdır.

4. “Elhamdülillah” demek suretiyle, hamd sünneti yerine getirilmiş olur. (bk. Riyazü’s-Sâlihîn Tercüme ve Şerhi, Peygamberimizden Hayat Ölçüleri, Erkam Yay., Hadis No: 142, 437 ve 1399)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 54
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun