Allah hiçbir şeye muhtaç değilse, "Allah'ın yardımcıları olun ve ganimetin beşte biri Allah’ındır." ayetlerini nasıl açıklarsınız?

Tarih: 05.02.2013 - 14:02 | Güncelleme:

Soru Detayı

- "Ey iman edenler! Allah'ın yardımcıları olun.''(Saff, 61/14) ayetini açıklar mısınız?

-  Enfal Suresi 41.ayete göre, ganimetin beşte birinin Allah'a ait olması ne demektir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evet, Allah hiç bir şeye muhtaç değildir. İhlas suresinde yer alan Allah’ın “Samed” ismi bu manaya gelir.

“Muhakkak ki Allah bütün âlemlerden müstağnidir.” (Âl-i İmran, 3/97)

mealindeki ayet ve benzerlerinde bu gerçeğe vurgu yapılmıştır.

Bugünkü müspet ilmin vardığı sonuçta da -semavi dinlerin dediği gibi- kâinatın sonradan yaratılmış olması, Allah’ın varlığının zorunluluğunu gerektirdiği gibi, her şeyin ona muhtaç olduğunu ve onun hiçbir şeye muhtaç olmadığının da açık göstergesidir.

- Saf suresindeki 14. ayetin ilgili cümlesinin meali şöyledir:

“Ey iman edenler! Siz Allah’ın (Allah’ın dininin) yardımcıları olun!..”

Bu ifadenin manası “Allah tarafında olunuz, O’nun dinine yardım ediniz.” şeklindedir. Bu ayetin bu manaya geldiği hususunda bütün tefsir alimleri ittifak halindedir. Onlarca defa Kur’an’da kendisinin sonsuz ilim ve kudret sahibi olduğunu bildirdiği halde, kalkıp da burada bazı insanların yardımına muhtaç olduğunu söylemesi onun sonsuz ilmiyle de bağdaşmaz. Zaten böyle bir çelişkinin olabileceğine ihtimal bile vermeyen alimler, hepsi bir ağızdan Kur’an’da “Allah’a yardım” manasına gelen ifadelerin “Allah’ın dinine yardım” manasına geldiğini belirtmişlerdir.

Arapça’da böyle bazı muzaf kelimelerin açıkça belirtilmeyip hazfedilmesinin önemli bir kural olduğu bilinmektedir.

Nitekim Muhammed suresinin 7. ayetinde de benzer bir ifade şöyle kullanılmıştır:

“Ey iman edenler! Eğer siz Allah’a (Allah’ın dinine) destek olursanız, O da size yardım eder ve savaşta ayaklarınızı kaydırmaz.”

Genel olarak meallerde de bu husus -bizim de yaptığımız gibi- parantez içerisinde belirtilmiştir. Çünkü aksini düşünmek akla ziyandır. Zira “Allah’a nasıl yardım ederler? Onun -haşa- hangi ihtiyacını, hangi sıkıntısını giderirler?” gibi sorular daima havada kalmaya mahkumdur.

- Enfal suresinin 41. ayetinde yer alan,

 “Bir de malumunuz olsun ki savaşta elde ettiğiniz ganimetin beşte biri Allah’ındır.”

mealindeki ifadenin zahirine bakarak konuyu algılamaya çalışmak, Allah’ı tanımamak anlamına gelir. Yani her şeyi yaratan Allah’ın insanların savaşta kazandığı ganimetlerin beşte birine muhtaç olduğunu düşünmek, gerçekten bir mantık erozyonunun ürünü olarak izah edilebilir.

Bunun doğru algısı şudur: Ganimetler savaşçılara taksim edilirken, “beşte biri” oranındaki gelirler, diğer muhtaç vatandaşların ihtiyaçlarını karşılamak ve devletin adil bir paylaşımın tahakkuku adına, tüzel kişiliği itibariyle  alıp kullanması gereken bir payın adıdır. Devletin muhtaç olduğu alanlarda kullanılmak üzere ayrılması gereken bir sosyal fon mahiyetindedir.   

Kur’an’da, bu ekonomik bütçenin Allah’a izafe edilmesi, İslam devletinin asıl hâkimi ve hamisi olan Allah adına kullanılmasının gereğine bir vurgudur.

Evet, ayette Allah’a ait olduğu bildirilen ganimetin beşte birinin gerçek taksimatın sahipleri: Peygamber, ona yakınlığı olanlar, yetimler, miskinler (yani yoksullar) ve yolda kalmış yolculardır.

Buna göre, ilk önce ganimetin beşte birini Allah için ayırmak, onu da beş hisseye ayırıp, bu ayette açıklandığı gibi, adı geçen bu beş gruba taksim etmek gerekir. Yani Allah, kendi hakkı olarak zikrettiği beşte biri, yine beşe ayırıp önce Resulullah'a, sonra da sırasıyla zikredilen bu insanlara verilmesini emreder. Yoksa Allah’ın -haşa- kendisi için istediği bir şey yoktur. Bu konuda bütün tefsirlere bakılabilir. (Örnek olarak bk. Taberi, Zemahşeri, Maverdi, Razi, Nesefi, Beyzavi,  İbn Kesir, Ebus-Suud, Alusi, Şevkani, bn Aşur, ilgili ayetin tefsiri)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun