Acı, can alıcı azap ne demek?
- Mesela Bakara 10. Ayettin sonunda acı bir azap var demesi ne demek?
Değerli kardeşimiz,
Elem, sözlükte “acı ve ağrı hissetmek” manasında masdar, ayrıca “acı ve ağrı” anlamında isim (çoğulu âlâm) olarak yer alır.
Aynı kökten türetilen “çok acı veren” anlamındaki elîm kelimesi Kur'an-ı Kerîm’de yetmiş iki yerde geçmekte ve genellikle cehennem azabının şiddetini ifade etmektedir. (M. F. Abdülbâkī, el-Muʿcem, “elm” md.)
Bu çetin azabı belirtmek üzere tekrar edilen azâbün elîm tabiri, “verdiği acı son sınırına ulaşmış azap” anlamıyla etkileyici bir vurguyu dile getirir.
Bir ayetteki fiil şekliyle kullanımı (Nisa 4/104) savaşta çekilen acı ve sıkıntılara delalet eder.
Elem kelimesi hadislerde daha ziyade fizikî ağrı ve acı anlamında kullanılmıştır. (Wensinck, el-Muʿcem, “elm” md.)
Bakara Suresi 10. ayetin meali şöyledir:
“Kalplerinde bir bozukluk vardır, Allah da onlardaki bozukluğu arttırmıştır. Yalan söylemeleri yüzünden kendilerine acı veren bir azap da vardır.” (Bakara, 2/10)
Kalbi bozuk olan münafıklar, Allah Teala'nın Hz. Peygamber (asm)'e ve müminlere çeşitli lütuflarını gördükçe, İslâm'ın adım adım tamamlanarak yerleştiğini müşahede ettikçe haset ve kinleri artmakta, bu da bozuk kalplerini daha bozuk hale getirmektedir.
Ruh ve beden sağlığı bakımından kalp çok önemli bir organdır; o sağlıklı olunca bütün vücut sağlıklı olur. Kur'an dilinde kalp daha ziyade vicdan, iman ve ahlakın merkezî manasında kullanılmaktadır.
Münafıklık, ikiyüzlülük bir ahlâksızlıktır; vicdanda, ahlak merkezinde mevcut bir bozukluğun acı meyvesidir, nifak devam ettikçe bozukluk da nicelik ve nitelik yönünden artarak devam eder.
وَلَهُمْ عَذَابٌ أَلِيمٌ Onlara elem verici bir azab vardır mealindeki cümle, münafıkları tehdid içindir. Yani, “eğer lezzet arıyorsanız bu nifakınızda bir lezzet yok, dünyada ancak şedit bir elem var. Ahirette de daha şiddetli bir elemi netice verecektir. İçinde bazı peşin süfli lezzetler bulunan diğer günahlara benzemez.” demektir.
“ل” harfi menfaat içindir. “Şayet onlar için bir menfaat olacaksa, dünyevî azap verici bir elem veya uhrevî elem veren bir azaptan başkası yoktur” manasına işaret eder. Bunun ise menfaat olması muhaldir. Demek ki onlar için menfaat muhaldir.
Azabın أَلِيمٌ elîm vasfıyla vasıflanmasına gelince:
Elîm, müteellim anlamındadır, elem duyan ise şahıstır. Bu ifadeden anlaşılıyor ki, ateşin nüfuzuyla kömürün bir ateş parçası haline gelmesi gibi, azap onların vücudunu sarmış, kendilerini kuşatmış, içlerine nüfuz etmiş, böylece bizzat azabın kendisi haline gelmişlerdir.
Hayal, azabın suretine baktığında ve etrafındaki azap altında yenilenen hayattan doğan enîn, teellüm ve feryada kulak verdiğinde bizzat azabın feryat ettiğini, elem duyduğunu görür gibi olur.
Dikkat eden kimse için, bu ne şiddetli bir tehdittir! (bk. Nursi, İşaratü’l-icaz -Arapça- ilgili ayetin tefsiri)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Cehennem’deki elim azap
- Mümin hem dünyada hem de ahirette mükafat alacak mı?
- Ateş elem duymadığı halde, ayette neden “elem duyan ateş” ifadesi vardır?
- Kadın sapıttığı için mi badboy erkeği sever?
- Allah’ın istediği gibi yaşarsak her savaştan galip gelir miyiz?
- Allah bize neden nefis verdi?
- Allah cinsiyet değiştiren ve gay olanları nasıl affeder?
- Hz. Muhammed melek mi?
- Allah’ın azabı neden şiddetli ve acıyı nasıl bilir?
- Saliha bir kadın, salih bir erkek olmak için ne yapmak gerekir?