Yaratıcı güçten habersiz alemler mi var?
- Üç yüz altmış alem vardır. Bunlardan üç yüzü yalın ayak ve çıplak, yaratıcı güçten habersizdir. Altmış âlem ise giyiniktir. Zülkarneyn onlara uğramış ve onlarla konuşmuştur. (Dehhâk bin Müzâhim)
- Bu ifade Bur(s)evi’nin Ruhu'l Beyan isimli tefsirinde Fatiha suresinin ilk ayetinde geçen “Alemin” kelimesinin açıklamasında yer alır.
- Eğer bu alemler yaratıcı güçten habersiz ise, Allah’ı nasıl tefekkür edecek orada yaşayan mahluklar?
Değerli kardeşimiz,
Yaratıcı güçten habersiz olanlar, cin ve insan gibi mükellef ve sorumlu varlıklardır. Soruda geçen varlıkların cinlerden olması mümkündür.
Bazı cinlerin ve bazı insanların hak dinden haber olmayabilir veya haberi olduğu hâlde inanmayabilir. Demek ki, tefekkür etmeyenler bunlardır.
Yoksa her şeyin Allah’ı tesbih ettiği ayette şöyle haber verilir:
"Kâinatta hiçbir şey yoktur ki hamd ile Allah'ı tesbih etmesin, onu anmasın, ona dua etmesin. Fakat siz onların bu tesbihlerini, zikirlerini, dualarını fark etmiyorsunuz." (İsra, 17/44)
Demek ki, evrende ruhlu ruhsuz, canlı cansız, görünen görünmeyen... ne varsa her şey Allah’ı hamd ile tesbih eder, dua eder ve zikreder.
Bursevi’nin ilgili yerde geçen açıklamalarının tamamı şöyledir:
“el-Âlemîn” kelimesi “âlem”in çoğuludur. “Âlem” aslında çoğuldur. Aynı lâfızdan tekili de yoktur. Vehb der ki: “On sekiz bin âlem vardır. Dünyâ bunlardan biridir. Bu âlemler içerisinde mâmûr olanları, harâb olanlara göre, koca çöldeki çadır kadar az ve küçüktür.”
Dahhâk der ki: “Üç yüz altmış âlem vardır. Bunlardan üç yüzü yalın ayak ve çıplak, yaratıcı güçten habersizdir. Bunlar cehennemi dolduracaklardır. Altmış âlem ise giyiniktir. Zülkarneyn onlara uğramış ve onlarla konuşmuştur.”
Ka’bü’l-ahbâr bu konuda şunları söylemektedir: “Rabbının askerlerinin sayısını ondan başkası bilemez.” (Müddessir, 74/31) âyeti mûcibince âlemlerin sayısı, sayılamayacak kadar çoktur.
Ebû Hüreyre (r.a.)’den rivâyet edildiğine göre: “Allah Teâlâ mahlûkatı; melek, şeytan, cin ve insan olmak üzere dört grup olarak yaratmıştır. Bu dört grup, ona ayrılmıştır. Dokuzu melekler olup, kalan biri diğer üç gruptur. Üç gurup da ona ayrılmıştır. Onlardan dokuzu şeytanlar, bir grubu da cin ve insanlardır. İnsanlar ve cinler de on gruptur. Onlardan da dokuzu cinler, biri insanlardır. (bk. Bursevi, Fatiha suresinin ilk ayeti)
Bursevi ve daha başka alimlerin bu konuda farklı görüşleri olduğu bilinmektedir. Fakat bunlardan hiçbiri “Kuran-Sünnet” ölçüsüyle tartılmadığı için kesin bir bilgi ifade etmez. Nitekim Bursevi’nin verdiği bilgilerde de farklı görüşlere yer verilmiştir.
Alimlerimiz, değişik ipuçları ışığında bir delil bularak kendi yorum ve kanaatlerinin beyan etmişlerdir.
Örneğin:
a) Besmelenin özelliklerini dikkate alan bazı alimler, âlemlerin onun harfleri kadar olup “18-19 bin” demişlerdir.
b) Bediüzzaman Hazretleri de bu konuda şunları söylemiştir:
“Ebced'in meşhur hesabıyla بِسْمِ اللّٰهِ الرَّحْمٰنِ الرَّحِيمِ ism-i Rab adedine müsavi olmakla beraber, الرَّحْمنِ الرَّحِيمِ deki müşedded ( ر ) iki ( ر ) sayılsa; o vakit dokuz yüz doksan olup, pek çok esrar-ı mühimmeye medar olup, on dokuz harfiyle on dokuz bin âlemin miftahıdır.” (Lem'alar, s. 38)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İbrahim Hakkı Bursevi´nin Ruhu’l-Beyan adlı tefsirinde "Vallahi Kürtler Müslüman değildir. Sakın bunların en Salihleriyle bile arkadaşlık etmeyin ve bunların bastığı toprağa da basmayın!" diye bir ifade geçiyor mu?
- On sekiz bin alemle ilgili hadisler ne kadar doğrudur?
- Allah, git Adem'e Lisan-i Türki ile söyle, demiş mi?
- Ruh maddi olmadığına göre, bedenle nasıl bir araya geliyor?
- Ruh nerede?
- Allah'a ve ahiret gününe inandığımız halde, neden dünya işlerine bu kadar çok ehemmiyet veriyoruz?
- Çocuklar ve küçük bebekler, melekleri veyahut ölmüş olan akrabalarının ruhlarını görebilirler mi?
- Evrenin binler alemleri içine alması ne demek?
- "Sizden bir kişiye mukabil Ye'cûc ve Me'cûc'ten dokuz yüz doksan dokuz kişi cehenneme girecektir." hadisini nasıl anlamamız gerekir?
- Bir kadında dokuz tane nefis var sözü doğru mudur?