Vakit çıkmadan sadece tekbir alan, namaza yetişmiş olur mu?

Tarih: 08.11.2022 - 15:52 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Vakit çıkmadan başlangıç tekbirinin alınmasının namazı sahih kıldığına dair deliller nelerdir?
- Biliyorum ki, âlimler, namazı vakti çıkmadan bir rekâtı tam kılmak veya vaktinden önce sadece başlangıç tekbirini almakla namazın geçerli olacağı konusunda ihtilafa düştüler.
- Resulullah'ın (s.a.v.) namaz vaktinden önce bir rekâtı tamamlayanın, namaz vaktine yetiştiğini bildirdiği bir hadis duydum.
- Vakit bitmeden bir rekâtı tam kılmak görüşüne karşı, vakti çıkmadan sadece başlangıç tekbirini almanın namazı geçerli yapacağına dair delil nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Sabah ve cuma namazı dışında, namaz kılarken vaktin çıkmasının o namazı bozmayacağı konusunda âlimler görüş birliği içindedir. Sabah namazında ise Güneş doğarken namaz kılmayı yasaklayan hadislere dayanan İmam Azam Ebu Hanife, Güneş'in doğmasının kılınmakta olan namazı bozacağını söylemiştir. Bunun yanında İmam Ebu Yusuf ve İmam Muhammed son oturuşta teşehhüd miktarı oturulmuşsa, namazın bozulmayacağını ifade etmişlerdir.(1)

Diğer mezhepler ise Hz. Peygamberin (asm) sabah namazının bir rekâtı kılındıktan sonra Güneş doğar veya ikindi namazının bir rekâtı kılındıktan sonra Güneş batarsa, o namazın tamamlanacağını ve geçerli olacağını bildiren hadisine(2) dayanarak namaz kılarken vaktin çıkmasının o namazı bozmayacağını belirtmişlerdir.(3)

Buna göre sabah namazında ihtilaf bulunmakla birlikte bir vaktin namazı kılınırken diğer vaktin girmesi ile kılınmakta olan namaz bozulmaz.

Bu kısa bilgiden sonra detaya gelince:

Vakit, namazını şartlarından biridir. 45 dereceden yukarıda yaşayan insanların zaman zaman yatsı vakti için bir namaz kılacak kadar zaman bulamadıklarından, ilim adamlarından bir kısmına göre, yatsıyı kılmaz, bir kısmına göre, kılması gerekir. Çünkü şartlardan birinin zorunlu olarak kalkmasıyla diğer şartlar kalkmış olmaz ve o bakımdan namaz terkedilmeyip, oraya yakın normal zaman dilimindeki yerlere göre takdir yapılarak kılınır.

Ayrıca namazı herhangi bir sebepten geciktirip vaktin sonuna bırakan kimse, kılacağı namazın bir kısmını vakti içinde kılma imkânı varsa kılar, geriye kalanını -vakit çıksa bile- tamamlar, diyenler vardır. Bunun aksini savunup namazı hükümsüz kalır, diyenler de eksik değildir.

Konuyla İlgili Hadisler:

1. Ebu Hüreyre (r.a.)'den yapılan rivayette, Resûlüllah (asm) Efendimizin şöyle buyurduğunu söylemiştir:

"Güneş doğmadan önce sabah namazının bir rekâtına yetişen kimse, sabah namazına gerçekten yetişmiştir. Güneş henüz batmadan ikindi namazının bir rekâtına yetişen kimse, cidden ikindiye ulaşmıştır."(4]

2. Aynı hadisi Buhari şu lafızla rivayet etmiştir:

"Sizden biri Güneş henüz batmadan ikindi namazının bir secdesine yetişirse, namazını tamamlasın! Sabah namazından, Güneş henüz doğmadan önce secdeye ulaşırsa, namazını tamamlasın!.."(5)

3. Hz. Aişe (r.a.)'dan yapılan rivayette, Resulüllah (asm) Efendimizin şöyle buyurduğunu söylemiştir:

“Kim, Güneş batmadan ikindi namazının bir secdesine yetişirse veya Güneş doğmadan sabah namazının bir secdesine yetişirse, o namaza gerçekten yetişmiştir.”(6)

Hadislerin ışığında müçtehit imamların tespit ve istidlalleri:

a) Hanefîlere göre:

Sabah namazını kılarken Güneş doğarsa, namaz bozulur. Bilahare onu kaza etmesi gerekir. Ama ikindi namazını kılarken Güneş batarsa, namaz bozulmaz vaktin çıkmasına rağmen namazı tamamlar ve bu namaz kaza değil eda sayılır.(7)

Hanefilerin usul yönünden vakt-i kamil ve vakt-i nakısla ilgili görüş ve içtihatları söz konusudur. Bu hususta geniş bilgi edinmek isteyenlerin Usûl-ı Fıkıh kitaplarına bakmaları tavsiye olunur.

b) Şafilere göre:

Başlanılan namazın tam bir rekâti vakit içinde kılınır, gerisi vakit dışında kılınırsa, hepsi eda edilir, kaza sayılmaz. Çünkü Buhari ve Müslim'in sahih tespitlerine göre, "Namazdan bir rekâte ulaşan, hepsine ulaşmış olur..." mealindeki hadis istidlal ve ihticaca mesned seçilmiştir.(8)                                               

Bundan anlaşılan odur ki: Başlanılan namazın bir rekâtını tamamlamadan vakit çıkarsa, o namaz bozulur, kaza edilmesi gerekir. Çünkü bir rekât namazın bütün fiillerini kapsamaktadır. Diğer rekâtlar aynı şeyin tekrarı mahiyetindedir. O bakımdan vakit dışında kalan rekâtlar vakit içinde eda edilen rekâta tabidirler.(9)

c) Hanbelilere göre:

Bir rekâta ulaşan kimse namazın tamamına ulaşmış olur, yani vakit içinde bir rekât namaz kıldıktan sonra vakit çıkarsa, namazını tamamlar ve bu eda kabul edilir.

Ancak bir rekâttan az bir miktara erişen kimse namaza vakit içinde ulaşmış sayılır mı?

Bu hususta iki rivayet vardır:

Birinci rivayete göre, ulaşmış olmaz. Harki'nin zahir görüşü de budur. Maliki mezhebi de aynı görüştedir. Bir rekâtın tahsisi, namazın tamamına yetişmenin bundan daha az bir cüz ile gerçekleşmeyeceğine delalet eder. Nitekim cuma namazının bir rekâtına yetişen, tamamına yetişmiş olur, daha az bir cüzüne yetişen, cumaya yetişmemiş sayılır.

İkinci rivayete göre, namazın bir cüzüne yetişmekle tamamına yetişmiş sayılır. Kadı diyor ki, "Bu, İmam Ahmed'in görüşünün zahiridir." Ebulhattab diyor ki:

"Namaza ihram tekbiri miktarı yetişen kimse, vakit çıkmadan bu cüze erişmişse, namaza yetişmiş sayılır, yani kılacağı namaz eda kabul edilir." Nitekim İmam Azam Ebu Hanife'nin de mezhebi budur.(10)

Hanbelîler bu meselede daha çok Buharî ve Müslim'in ittifakla rivayet ettikleri şu hadisle istidlal etmişlerdir:

"Kim Güneş batmadan önce ikindi namazının bir secdesine yetişirse, namazını tamamlasın ve Güneş doğmadan önce sabah namazının bir secdesine yetişen kimse de namazını tamamlasın."(11)

d) Malikilere göre:

Bir tam rekâta ulaşan, namazın tamamına ulaşmış olur, böylece vaktin dışında kalan kısmı kılar ve bu eda sayılır.

Malikiler biri ihtiyari, diğeri zaruri olmak üzere vakti iki kısma ayırırlar. Bir rekâtinde ihtiyarî vakte ulaşır da gerisini zarurî sayılan vakitte tamamlarsa hem namazı eda sayılır, hem de günahkar olmamıştır.(12)

Nitekim Malikiler cuma namazı hakkında şöyle demişlerdir: Kim cuma namazının bir rekâtına yetişirse, imam selam verdikten sonra kalkıp bir rekât daha kılıp namazını iki rekât olarak tamamlar. Ama et-Tahiyyatta gelip imama ulaşan kimse, imam selam verdikten sonra kalkıp dört rekât kılar. Bu artık cuma namazı değil, onun yerine geçen öğle namazı sayılır.(13)

Malikiler bu meselede Süfyan tarikiyle İbn Ömer'den (r.a.) rivayet edilen şu hadisle istidlal etmişlerdir:

"Cumadan bir rekâta yetişen kimse, ona bir rekât daha izafe eder (ekler), cemaate et-Ta­hiyyatta ulaşırsa, kalkıp dört rekât kılar."(14)

Ayrıca bu mealde Ebu Hüreyre'den (r.a.) rivayet edilen şu hadis de onlar için ihticaca mesned seçilmiştir:

"Kim cuma namazından bir rekâta yetişirse, ona bir rekât daha eklesin. Kim de her iki rekâ­tı kaçırırsa, dört rekât kılsın.! (diğer bir rivayette, öğle farzını kılsın)..."(15)

Diğer rivayetler, tespitler, yorumlar ve tahliller:

1 nolu Ebu Hüreyre hadisinde "bir rekâta yetişen..." tabirinden maksat nedir?

İlim adamlarından bir kısmına göre, bu yorum isteyen bir sözdür: "Namazın hükmüne ulaşmış olur." demektir. Veya "Namazın vücubuna ve faziletine kavuşmuştur." diye bir işaret yapılabilir. Kimine göre ise, o namaza eda olarak yetişmiştir, demektir. Nitekim Ebu Hüreyre'den yapılan bir diğer rivayette, Peygamber (asm) Efendimizin şöyle buyurduğunu söylemiştir:

"Kim ikindi namazından -Güneş henüz batmadan önce- bir rekât kılar ve geri kalan kısmını Güneş battıktan sonra kılarsa, ikindiyi kaçırmamış demektir."(16)

Ve bunun bir benzeri rivayeti de sabah namazı hakkında varid olmuştur. Buhari'nin Ebu Hüreyre'den (r.a.) yaptığı bir rivayette, hadisin son kısmında "namazını tamamlasın." denilmiştir. Nesai'nin yaptığı rivayette ise, hadisin son kısmı şöyle bağlanmıştır.

"Gerçekten o namazın hepsine ulaşmıştır, ancak ne var ki, kaçırdığını kaza eder."

Beyhaki ise, şu cümleyi nakletmiştir:

"O rekâta bir diğer rekât kılıp ilave etsin!"

Bütün bu rivayetlerden çıkarılan hüküm şudur:

"Sabah ve ikindi namazlarına Güneş doğmadan ve Güneş batmadan birer rekâtına yetişen kimse, o namazın tamamına yetişmiş demektir."

2 ve 3 nolu hadislere gelince, onlarda "bir rekât" tabiri yerine "bir secde" tabiri geçmektedir.

Bir secdeden maksat nedir?

Müslim de kendi sahihinde belirttiği gibi, bundan bir rekât kastedilmiştir.

Buhari ise, aynı hadisi şu lafızla rivayet etmiştir:

"Kim bir rekâta yetişirse..."

Müslim'in Hz. Aişe'den yaptığı rivayette, hadisin sonunda ravi şöyle demiştir: "Secde rekât demektir."

Fethülallâm sahibi diyor ki:

"Eğer bu söz Peygamber (asm) Efendimizin ise, yani ona aitse, artık hiçbir problem söz konusu değildir. Eğer raviye aitse, o da kendi rivayetini daha iyi bilir demektir. Hattabi ise, bu konuda şöyle demiştir: 'Secdeden maksat, secdeleriyle rükusuyla birlikte olan bir rekât demektir. Zira rekât ancak secdeleriyle tamamlanır. O bakımdan hadiste rekât, "secde" olarak anılmıştır.' "(17)

Buhari ve Müslim'in ittifakla rivayet ettikleri Ebu Hüreyre (r.a.) hadisinde ise, sabah ve ikindi namazları tasrih edilmeksizin sadece namaz tabiri kullanılarak şöyle buyurulmuştur:

"Kim namazdan bir rekâta ulaşırsa, gerçekten namaza ulaşmış demektir."(18)

Anlaşıldığı gibi, bu hadis "idrak-i rekât" hususunda genel ifade etmekte ve sadece sabah ve ikindi namazına has bir hüküm taşımamaktadır.

İbn Hacer'e göre, "mine's-salat"ın başındaki (elif-lam) ahd içindir ve böylece namazdan maksat, sabah ve ikindi namazlarıdır. Konunun başında naklettiğimiz hadisler ise, mutlak değil mukayyettir yani bütün namazları değil orada ismi geçen namazları içine alır. O halde bu babda mutlak rnukayyed üzerine hamledilir.

Fıkhü's-Sünne sahibi de her iki rivayeti naklettikten sonra şöyle demiştir:

"Kim namazdan bir rekâta ulaşırsa, gerçekten o namaza ulaşmış demektir" hadisi, bütün namazları kapsamaktadır.

Buhari'nin ise, "Sizden kim Güneş batmadan ikindi namazının bir secdesine yetişirse, namazını tamamlasın ve Güneş doğmadan önce sabah namazının bir secdesine yetişirse, yine namazını tamamlasın." mealinde rivayet ettiği hadiste ise, secdeden maksat, rekâttır.

Hadisin zahiri, ikindi ve sabah namazından bir rekâta yetişen kimse hakkında Güneş doğduktan ve Güneş battıktan sonra namaz kılmak mekruh değildir hükmüne delalet etmektedir, isterse kalan rekâtları kerahet vaktinde kılmış olsun, onun hakkında kerahet söz konusu değildir. Böylece kılınan namaz eda sayılır, kaza değildir. Her ne kadar kasten namazı böyle dar vakte geciktirmek caiz değilse de hüküm böyledir...(19)

Zeylai "idrak-i rekât" ile ilgili sahih hadisleri naklettikten sonra, Hanefi mezhebinin, sabah namazını kılarken Güneş doğacak olursa, namaz bozulur şeklindeki görüşlerini belirtmiştir.(20)

Çıkarılan hükümler:

1. Sabah namazının bir rekâtına yetişen kimse, Güneş doğunca ikinci rekâtını da kılmak suretiyle namazını tamamlar ve bu eda sayılır.

2. İmam Ebu Hanife'ye göre, namazı, bitirmeden Güneş doğarsa, namazı bozulur, kerahet vakti çıkınca kaza etmesi gerekir.

3. İkindi namazının -Güneş batmadan- bir rekâtına yetişen kimse, Güneş batınca geriye kalan üç rekâtını da kılmak suretiyle namazı tamamlar ve bu eda kabul edilir.

4. Namazın vakit içinde sadece ihram tekbirine ve bir rekâtın bir cüzüne yetişen kimse de o namaza yetişmiş sayılır. Bu İmam Ebu Hanife ile bir rivayete göre, İmam Ahmed’in kavlidir. Diğer iki mezhebe göre, namaza yetişmiş sayılmaz ve o namazı daha sonra kaza etmesi gerekir.(21)

Kaynaklar:

1) Kasani, Bedai, 1/124; İbnü’l-Hümam, Feth, 1/397.
2) Buhari, Mevakit, 27.
3) İbn Rüşd, Bidaye, 1/95; İbn Kudame, el-Muğnî, 2/16-17.
4) Tirmizi, Salat: 23, Cuma: 25; Nesai, Mevakıt: 11, 28, 30, Salat: 23, 197, Cuma, 25, 41; İbn Mace, İkamet: 91.
5) Buhari, Mevakıt, 60, Menasik, 68.
6) Müslim, Mesacid, 18, Nesâi, Mevakıt, 11, 28, Ahmed, 2/399, 474, 6/78.
7) Bedai, 1/127.
8) Fethülvahhab bi-Şerhi Menheci't-Tullâb: 1/31, es-Siracülvahhac alâ metni'l-Minhac: 35.
9) Fethülvahhab bi-Şerhi Menheci't-Tullâb: 1/31.
10) el-Muğnî, İdrak-i rekât bölümü: 1/377, 378.
11) el-Muğnî, İdrak-i rekât bölümü: 1/378.
12) el-Fıkhu alâ'I-mezahibi'l-erbaa: 1/181.
13) el-Mudevvenetü'1-Kübra, idraki rekât yevmi'l-cumu'â: 1/147.
14) Tirmizî, Cuma, 23, Ebû Dâvud, Salat, 234, Nesai, mevakıt, 30.
15) Tirmizî, Cuma, 23, Ebû Dâvud, Salat, 234, Nesai, mevakıt, 30.
16) Neylü'l-evtar: 2/25.
17) Fethülallâm li-Şerhi Bülûği'l-meram, Mevakit, 1/80, Neylü'1-evtar, İdrak-i ba'zı's-salat: 2/25.
18) Buhari, Mevakit, 29, Müslim, Mesacid, 161, 165.
19) Fıkhü's-Sünne, İdraki rekât: 1/105.
20) Geniş bilgi için bk: Nasburraye li-Ahâdisi’l-Hidâye: 1/229, 229.
21) bk. Celal Yıldırım, Kaynaklarıyla Ahkam Hadisleri, Vakit içinde namazın bir kısmına yetişen kimse onu vakit çıksa bile tamamlar mı, Bölümü.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun