"Soy zekat kefareti" diye bir şey dinimizde var mı?

Tarih: 03.03.2025 - 12:40 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bir tanıdığım soyundan geldiğimiz kişiler tarafından yerine getirilmeyen zekat borçlarından dolayı bizlerin dünyadaki imtihanlarımızın çetin olduğunu savunuyor. Öncelikle bu doğru mu?
- Tanıdığımızın tavsiye ettiği "Soy zekat kefareti" adı altındaki metnin içeriği görünürde bir istiğfar manzumesi. Bunu abdestli okuyup belli bir sayıda fakiri doyurunca ceddimizin zekat borçları yüzünden başımıza gelen sıkıntılardan kurtulabilirmişiz, deniliyor.
- Böyle bir şeyi uygulamak, savunmak doğru mu?
- Bu sünnette var mı? Bidat mı? Net bir cevap verirseniz sevinirim.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

"Soy zekatı kefareti" diye bir şey bilmiyoruz ve bunun doğru bir bilgi olduğuna inanmıyoruz. İslam’ın ruhuna aykırıdır.

İbadetlerde mükellefiyet bireysel olup kişi, önceki soyundan kimselerin zekat mükellefiyetlerini yerine getirmemelerinden dolayı dinen sorumlu olmazlar.

Bu nedenle bu kimsenin yaşadığı imtihanlarla önceki soyunun günahları arasında bir bağlantı kurmak da dinen doğru değildir.

Birinin günahı başkasına yüklenmez. (bk. Fatır, 35/18) 

Birilerinin vermediği zekattan sonraki nesiller sorumlu değildir. 

Şeriatta suçun, günahın şahsiliği ilkesi vardır. 

Dolayısıyla bu anlayış doğru değildir, bunun için musibet bela gelmez.

Ancak vefat eden kişiler adına sadaka ve zekat verilebilir. 

Zamanında zekatını vermeyen bir kişi, daha sonra fakir düşer ve zekat borcunu ödemeden ölürse zekat sorumluluğundan kurtulamaz. Bu durumdaki kişi mirasçılarına, zekât borcunu ödemeleri hususunda vasiyette bulunmalıdır. Şayet vasiyet etmeden ölürse günahkâr olur. Geride kalan varisleri veya başkaları onun adına zekatı verirlerse hem verenlere sevabı olur hem de vefat edenin bu borçtan kurtulacağı ümit edilir.

Bir kimse, üzerinde mesela oruç borcu olduğu halde vefat etmek üzere olup bu oruçlarını kaza etmekten aciz kalmış ise, bu Allah’a karşı bir borçtur. Oruç borcunun fidye verilerek ödenmesi için velisine vasiyet etmelidir. (bk. Merğinani, Hidaye, 2/270)

Zekat, kefaret gibi borçları için de vasiyet ederse, varisleri bunu terekenin üçte birinden yerine getirmek zorundadırlar. Vasiyet etmemesi halinde ise varisler dilerlerse onun borcunu ödeyebilirler. (Zeylai, Tebyin, 6/230)

Nitekim bir adam Resulullah (asm) Efendimize gelip:

“Babam öldü, geriye mal bıraktı, fakat vasiyet etmedi, acaba onun adına sadaka versem günahlarına kefaret olur mu?” diye sorunca, Resulullah (asm): “Evet!” der. (Müslim, Vasiyye, 11)

Sad b. Ubade ise annesi vefat ettiğinde Hz. Peygamber (asm) Efendimize (asm) gelip;

“Ey Allah’ın Resulü! Ben yanında bulunmadığım bir zaman annem vefat etti. Onun adına sadaka versem, ona faydası olur mu?” diye sorar. Hz. Peygamber (asm); “Evet!” deyince Sad: “Seni şahit tutuyorum ki hurma bahçesini onun adına sadaka olarak verdim.” der. (Buhârî, Vesâyâ, 15)

Bir kadın hacca gitmeyi adamıştı, ama ömrü vefa etmedi, haccını eda edemeden öldü. Kadının kardeşi Resulullah’a (asm) gelerek ne yapması gerektiğini sordu. Resul-i Ekrem Efendimiz (asm):

"Ölen kardeşinin borcu olsaydı öder miydin?" diye sordu. Adam:

"Evet ya Resulallah!" deyince, Allah Resulü (asm):

"O halde Allah'a karşı olan borcunu da öde! Çünkü o ödenmeye daha çok layıktır." buyurdu. (Buhârî, Cezaü’s Sayd, 33)

Demek ki soy zekat kefareti diye bir şey yok, ancak vefat eden adına sadaka vermek, hac ve zekat gibi borlarınızı ödemek hem bunu yapana sevabı olur hem de vefat edene faydası olur.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun