Siz Ehl-i kitabı ne tasdik edin ne de yalanlayın, ne demektir?

Tarih: 09.10.2019 - 20:01 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Ankebût 46 da anlayamadığım ifadeler var. 
​‘’Siz Ehli Kitabı ne tasdik edin ne de yalanlayın.’’ ifadesi ve "Bizim ilâhımız ve sizin ilâhınız birdir (aynı ilâhtır)." ifadelerini anlayamadım.
- Yanlış olan Ehli Kitabı yalanlamamız yasaklanmış mıdır? Neden?
- İnsanlara İslam’a uymalarını emreden Allah (c.c.) ile insanlara Yahudiliğe uymalarını emreden (olmayan) Yehova nasıl aynı olabilir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Cevap 1:

Yahudi ve Hristiyanların, İslam inancına ve hükümlerine uygun olanlar tasdik edilir, İslam inancına ve hükümlerine aykırı olanlar reddedilir; ancak uygun olup olmadığı bilinmeyenler konusunda ise sessiz kalınır.

Demek ki, Bizim ilahımız ve sizin ilahınız birdir (aynı ilahtır).” mealindeki ayet, tevhide davet eder, zira onların ilahı da bizim ilahımız da aynıdır.

“Siz Ehl-i kitabı ne tasdik edin ne de yalanlayın.” mealindeki hadis ise, İslam inancına ve hükümlerine uygun olup olmadığı bilinmeyen konular içindir.

Bu kısa açıklamadan sonra detaya gelince:

Konuyla ilgili ayet ve hadisler, Allah Resulü’nün geçmiş dönemdeki ve kendi zamanındaki kültürlere karşı genel tavrını bize açıkça bildirir:

Ankebut 46. Ayetin meali şöyledir:

“İçlerinden haksızlığa sapanlar dışında Ehl-i kitap'la mücadelenizi sadece en güzel yolla sürdürün ve deyin ki: Bize indirilene de size indirilene de inandık. Bizim Tanrımız da sizin Tanrınız da birdir. Biz O'na teslim olmuşuzdur." (Ankebut, 29/46)

Ayette, Müslümanların Ehl-i kitap mensuplarına, "Bize indirilene de size indirilene de inandık. Bizim Tanrımız da sizin Tanrınız da birdir. Biz O'na teslim olmuşuzdur." demeleri istenmiştir.

Bu ifade Müslümanların onlarla iyi geçinmelerinin ilkesel gerekçesini ortaya koymaktadır. Zira -putperest Arapların aksine- Müslümanlarla Ehl-i kitap arasında bir inanç yakınlığı bulunmakta, yani Müslümanlar onların kitaplarının hak kitap olduğunu kabul ettikleri gibi temelde uluhiyet konusunda da onlarla aynı inancı paylaşmaktadırlar.

Ehl-i kitaptaki tevhit ilkesine aykırı inançlar, onların dinlerinin aslında bulunmayıp sonradan ortaya çıkmış bir sapmadır.

Konuyla ilgili başka bir ayetin meali ise şöyledir:

“Bir de: 'Yahudi veya Hristiyan olun ki doğru yolu bulasınız.' dediler. De ki: 'Biz bütün batıl dinlerden uzaklaşmış olarak İbrahim’in dinine tâbi oluruz. O hiçbir zaman müşriklerden olmadı.' Deyiniz ki: 'Biz Allah’a, bize indirilen Kur'an’a, keza İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve onun torunlarına indirilene ve yine Musa’ya, İsa’ya, hülasa bütün peygamberlere Rableri tarafından verilen kitaplara iman ettik. Onlar arasında asla bir ayrım yapmayız. Biz yalnız O’na teslim olan Müslümanlarız.' (Bakara, 2/135-136)

Ayette, tevhid esası etrafında bir üst kimlikte birleşme temayülü, Allah’ın gönderdiği bütün peygamberlere ve onlara indirilenlere iman etme gereği açık bir şekilde görülmektedir.

Ebu Hureyre, bir keresinde şöyle demiştir: “Ehl-i kitap Tevrat’ı İbranice okuyorlar ve Müslümanlar için de Arapça olarak açıklıyorlardı. Bunun üzerine Allah Resûlü şöyle buyurdu:

“Ehl-i Kitap’ı ne tasdik edin, ne de yalanlayın. ‘Allah’a ve bize indirilene iman ettik.’ deyin.” (Abdurrezzâk, Musannef, 6/111; Buhârî, İtisâm 25, Tevhid 51)

Bu hadiste anlatılan husus, Allah Resûlü’nün kutsal bir kitaba dayandıkları için özellikle Yahudiler ve Hristiyanlarla, bununla beraber diğer çevre kültürlerle olan ilişkilerinde onlara karşı ortaya koyduğu tavırda, belirleyici bir özellik arz eder.

Öncelikle belirtilmelidir ki, bütün peygamberler tevhid dininin davetçisi konumundadırlar. Kuran’da, kutsal kitaplarının tahrif edildiği açıkça belirtilmesine (bk. Bakara, 2/79; Al-i İmrân, 3/78; Maide, 5/15) rağmen Ehl-i kitap’tan nakledilen bilgilerden hangilerinin tahrif edildiği malum olmadığı için Allah Resûlü bu hadislerinde ümmetine temkinli olmayı tavsiye etmektedir.

Bugün mevcut bulunan Tevrat ve İncil’in tahrif edilen yerlerini genel bir bakışla tespit etmek mümkün olmadığından, Müslüman’a düşen, -hangi konu olursa olsun- onu Kur'an ve sünnetteki verilerle karşılaştırarak teyid etmesi, konu ile ilgili bir malumat yoksa “Allah’a ve bize indirilene iman ettik.” diyerek temkinli davranmasıdır.

Hadisin diğer bir tarikindeki şu bilgi, bu rivayeti daha iyi anlamamıza yardım edecektir:

“Ehl-i Kitap’ın size haber verdiklerini tasdik de etmeyin, yalanlamayın da. ‘Allah’a ve Resulüne inandık.’ deyin. Böylece verilen haber batılsa tasdik etmemiş, doğruysa da onu yalanlamamış olursunuz.” (Abdurrezzak, Musannef, 6/111; Ahmed b. Hanbel, 4/136; Ebû Dâvud, İlim 2)

Bu hadisin bir önceki tarike göre bir ziyade olarak açıkça gösterdiği husus, geçmiş ümmetlere dair nakledilen haberler içinde bâtıl olanlarla birlikte doğruların da olabileceği gerçeğidir.

Bu hadis, dinde helal, haram veya sahih olup olmadığı belli olmayan müşkil konularda tevakkuf etmenin gerekliliğini anlatır.

İlgili hadis, Yahudi ve Hristiyanlara ait bilgilerde tahrifin nerelerde olduğunu bilemememiz sebebiyle Kur'an ve sünnet verileri ışığında doğru olup olamadığını tespit edemediğimiz konularda, bizleri herhangi bir tasdik veya tekzipte bulunmaktan sakındırmaktadır.

Zira Allah Resûlü’nün bu sözü, sessiz kalmanın gerektiği yerlerde yapılacak bir tekzip veya tasdikle Kuran’dan önce indirilen ve müminin iman etmekle mükellef bulunduğu semavi kitaplarda bildirilen herhangi bir hususu inkar etmiş olmaması için gereken temkini ifade etmektedir. [bk. Ali Budak, Rivayetlerde Çevre Kültürlerle Olan İlişkinin Resmi, Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 11 (1), 55-88]

Cevap 2:

Kur’an’dan öğrenip bildiğimiz husus şudur ki, bütün peygamberler kavimlerine “Allah”a kulluğu tavsiye etmişler. O kitaplar Arapça olmadıklarına göre ve -Kur’an’ın bildirdiği gibi- “Allah-Rab” isimleri onlarda da kullanıldığına göre, o dinlerin dillerinde de bu manaları ifade eden eş anlamlı Allah’ın isimleri söz konusudur.

İlave bilgi için tıklayınız:

Yahudiler Allah'a neden "Yahova", Hristiyanlar da neden "Tanrı ...
Kuran, İncil ve İslami çelişkiler iddialarına cevap verir misiniz ...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun