​Resim ve resimli eşyalara doğru namaz kılmak uygun mu?

Tarih: 24.07.2023 - 11:46 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Namaz kılarken kıble istikametinde resim ve resimli eşyalara doğru namaz kılmanın uygun olmadığı eğitimini alarak büyüdük. Bu yaşımıza geldik. Eskiden resimler, fotoğraflar ve gazetelerle neredeyse sınırlıyken bugün atık temizlik malzemeleri, parfümler, tencere-tabak, hatta camide önümüzde namaz kılanın sırtında ve göğsünde olabiliyor. Kendi evimizde, misafirliğe gittiğimiz evlerde bunların arkasını çevirmek veya yerini değiştirmek, etrafımızdakilerin bize tebessümle bakmasına yol açıyor.
- Bir de çocuklu evlerde sağda solda neredeyse her yerde irili ufaklı oyuncaklar olabiliyor. Bunları toparlayıp namaza başladığımız zaman karşımızda görmediğimiz başka bir oyuncak veya resim çıkıyor. İbadetimizi böyle tamamlıyoruz.
- Bu eşyaları toplamaya devam edelim mi yoksa farklı bir tavsiyeniz olur mu?
- Resim ve oyuncak olan mekânlarda ibadette kerahet var mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Hz. Peygamber’in (asm.), “Melekler, içerisinde köpek ve resim / heykel bulunan eve girmezler.” anlamındaki hadisleri değişik hadis kitaplarında zikredilmektedir. (bk. Buhari, Libas, 88; Ebu Davûd, Libas, 47)

Fakat hadiste yer alan bu uyarının, daha ziyade tapınmak veya tazim göstermek amacıyla evlerde bulundurulan fotoğraf, resim ve heykeli kapsadığı bazı âlimler tarafından ifade edilmiştir.

Hadisin bu şekildeki yorumundan hareket eden bazı âlimler, tapınma ve tazim amacı güdülmeyen ve umumi adaba aykırı olmayan canlı varlıkların resimlerinin yapımını da caiz görmüşlerdir.

Buna göre dinimizin ilke ve amaçlarına ve genel ahlak kurallarına aykırı olmamak kaydıyla söz konusu resimlerin evlerde bulundurulmasında ve bu evlerde namaz kılınmasında bir sakınca yoktur. Ancak bu resimlerin namaz kılanın görüş alanına girecek konumda bulunması mekruh görülmüştür. (bk. Fetavay-ı Hindiyye, I, 107)

Çünkü bu durumda namaz kılanın dikkati dağılır ve huşuu kaybolur. Eğer söz konusu resimler halıda veya sergide yer alıyorsa, çok belirgin olmamaları hâlinde bu halı ve sergiler üzerinde namaz kılınabilir. Eğer belirgin bir hâlde ise namaz kılarken doğrudan bu resimler üzerine secde edilmesi mekruh görülmüştür. (bk. age.)

Bu vesile ile heykel, oyuncak, resim ve fotoğrafın hükmü ile ilgili bilgi verelir:

Heykel

“İçinde heykeller bulunan eve melekler girmez.”

“Kıyamet günü azabı en şiddetli olacaklardan biri de bu suretleri yapanlardır.” gibi hadisler Müslümanın evinde heykel bulundurmasına ve heykel yapmasına engeldir.

Bunların haram kılınmalarının hikmet ve sebebine gelince:

a) Çeşitli devir, yaş ve çevrelerde heykele tapıldığı için bu hatırayı silerek tevhidi korumak,

b) Heykeltıraşın yaratma vehmi gibi kula yakışmayan duygu ve düşüncelere kapılarak günaha girmesini önlemek,

c) Heykel yapımının bir sınırı bulunmadığından çıplak kadınlar, sahte tanrılar, dinî semboller gibi İslâm’a zıt şeylerin heykelleştirilmelerine engel olmak,

d) Faydasız ve gereksiz sarfı, israfı, lüksü men etmek.

Heykeli büyüklere saygı ve kahramanların hatıralarını ebedîleştirmek gayelerine bağlayarak savunanlara karşı İslam düşüncesi şöyledir:

a) Her zaman ve her yerde bu gibilerin heykelleri yapılmamıştır. Âdi, alçak, zalim, müstebit, sahte varlıkların da heykelleri yapılmış, bu vakıa mezkûr hikmeti ortadan kaldırmıştır.

b) Müslümanın dünyada ebedîleşmek gibi bir gayesi yoktur. Mümin, Fahr-i Kâinatın sohbetinde, Cemâl-i İlahi’nin seyrinde sonsuz mutluluklara ereceğini umduğu ebedî âlemlerin hasretini çeker.

c) İslam’da hizmet Allah rızası için yapılır ve hizmet eden, bu niyeti (ihlası) bozulmasın diye teşhirden kaçar.

İslam’da güzel sanatların heykelden başka sahalara yönelmesinin sebebini de yukarıdaki maddelerde aramak gerekecektir.

Oyuncak

Çocukların oynadığı bebek, hayvan vb. oyuncaklar, heykel mana ve mahiyetinde olmadığı için caiz görülmüştür. Nitekim Hz. Aişe’nin ilk evlilik yıllarında çocukluk arkadaşlarıyla bu neviden oyuncaklar oynadığını Rasûl-i Ekrem (asm) görmüş ve engel olmamıştır

Resim

Heykel şeklinde olmayan, kâğıt, sergi, örtü, duvar gibi yerlere yapılan resimler hakkındaki hadisler bunun mutlak olarak haram veya helâl olduğunu göstermiyor; resmin konusuna, ressam veya resmi kullananın maksadına ve kullanıldığı yere göre çeşitli hükümlere konu oluyor.

a) Mukaddes sayılan, tapınılan, uluhiyet izafe edilen şeylerin resimlerini yapmak ve kullanmak haramdır.

b) İslami ahkâm ve ahlaka aykırı olan çıplak insan vb. resimlerini yapmak ve kullanmak da haramdır.

c) Bunların dışında kalan resimlerden canlılara ait olmayanları mübahtır, yapmak ve kullanmak serbesttir. Nitekim İbn Abbas bir ressama, resim yasağını naklettikten sonra şöyle demiştir:

“İlle de yapacaksan ağaçların ve ruhu (canı) olmayan şeylerin resimlerini yapman gerekir.”

d) Canlılara gelince, hadislerden bir kısmı Peygamberimizin (asm) bunları tasvip etmediğini, diğer kısmı ise bilhassa çiğnenen sergide, yaslanılan yastıkta, oturulan minderde... olduğu zaman caiz gördüğünü ifade etmektedir. Bunlardan çıkan netice, böyle resimlerin –dinî bir takdis ve tazime götürmedikçe– caiz olduğudur. Titizlik gösterilen nokta tevhidin korunmasıdır. Tahavî’nin şu ifadesi bu anlayışı destekliyor:

“Rivayet ettiğimiz hadisler, elbise üzerindeki resimleri, yasaklanan resimlerin dışına çıkarmaktadır. Yasaklanan resimler, Hristiyanların kilise duvarlarına yaptıkları veya bezlere yapıp astıkları resimler kabilinden olanlardır.”

Resim hakkındaki hadislerden anlaşıldığına göre Resûlullah (asm) önceleri, tevhid inancı ruhlara yerleşinceye kadar resim hakkında titiz davranmış, sonraları mahzuru olmayan noktalarda ruhsatlar vermiştir.

Bazı âlimler, canlı-cansız ayırımını göz önüne alarak mücessem (üç boyutlu) olmayan veya hayatî bir uzvu eksik bulunan resimleri de cansızlara katmış, caiz görmüşlerdir. Çünkü bunların, mezkûr şekil ve eksikler içinde canlı olmaları mümkün değildir.

Fotoğraf

Buraya kadar dini hükmünü araştırdığımız, heykeller ile elde yapma tablolar cinsinde resimler idi. Bilinen makina ile çekilen resme (fotoğrafa) gelince:

a) Mücessem olmayan resimleri yasaklar içine sokmayan âlimlere göre fotoğraf çekmek ve kullanmak caizdir; yarım olanların cevazı daha da kuvvetlidir. Ancak fotoğrafın konusu ve maksadı yine önemini muhafaza etmektedir. Çıplak veya açık kadın ve erkek fotoğrafları ile Hristiyan azizlerine ve benzerlerine ait fotoğraflar harama dâhildir.

b) Haram olması için mücessem olmasını şart koşmayan âlimlerden bir kısmı fotoğrafta -ressamın yaptığı resimde- mevcut vasıfları (illeti) bulamadıkları için bunu caiz görmüşlerdir.

Bu gurubun diğer uleması da kimlik, pasaport, tapu vb. yerlerde kullanılmak üzere fotoğraf kullanmak ve çektirmenin bir ihtiyaç (zaruret) olduğunu göz önüne alarak bunu caiz görmüşlerdir; çünkü “hacet (ihtiyaç) umumi olsun, hususi olsun zaruret menzilesine tenzil olunur (zaruret kabul edilir) (Mecelle mad. 32.)

İslâm’da ressamlık ve fotoğrafçılık mesleğinin hükmü de yukarıdaki açıklamalardan anlaşılacaktır. Caiz olanı yapmak da caizdir. Konusu veya maksadı itibarıyla caiz olmayanı yapmak ve çekmek de caiz değildir. (bk. H. K. Günlük Hayatımızda Helâller ve Haramlar, İz Yayıncılık, sayfa: 56-59 arası, Dipnotlar: 66-73 arası)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun