Ra'd suresinde "Her millete bir yol gösteren vardır." buyurulmaktadır. Bunu nasıl anlamalıyız?

Tarih: 05.01.2011 - 00:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Ancak fetret ehline uyarıcı gelmemiştir? 

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Söz konusu ayetin anlamı şudur:

"Kâfirler diyorlar ki: 'Ona Rabbinden bir mûcize indirilmeli değil miydi?' Sen, ey Resulüm, sadece bir uyarıcısın. Her millete bir yol gösteren vardır." (Ra'd, 13/7)

Her topluluğa peygamberlerden yol gösteren bir zat gönderilir. O da onlara dini tanıtır, kendilerine tahsis edilen mûcize ile halkını Allah’ın yoluna çağırır. Yoksa kâfirlerin tahakkümleriyle, keyiflerine göre istedikleri mûcizeyi göstermeleri söz konusu değildir. Âyetteki yol gösteren “hâdi” den maksat, Allah Teâla da olabilir. Yani:

“Senin görevin sadece uyarmaktır. İndirilen âyetlerini yalan sayanların, inkârlarına kulak asma. Zira Allah, doğru yolu göstermek için lâzım gelen her şeyi ortaya koymuştur. Ama ancak Kendisinin bileceği bir hikmetten ötürü, bir kimseyi hidâyet etmesi, meşîet-i ilahiyyenin buna taalluk etmesine bağlıdır ve onun meşîeti de kendisine mahsus olan hikmetine bağlıdır."

Ayetin son bölümü müfessirler tarafından üç şekilde yorumlanmıştır:

a) Sen sadece bir uyarıcısın; her toplumun senin gibi bir yol göstericisi, yani peygamberi vardır. 

b) Sen sadece bir uyarıcı, aynı zamanda bütün insanlar için bir yol göstericisin. Bu yorum, Kur'an mesajının evrenselliğini vurgulamaktadır,

c) Sen sadece sana emanet edilen mesajı tebliğ etmekle görevli bir uyarıcısın, insanların gönlünü imana ısındıran asıl hidayet edici ise yalnızca Allah'tır.

“Ve likülli kavmin hâd” yani “Her topluluk için bir yol gösteren vardır.” cümlesinin başındaki vav’ı atıf sayarak, “Sen sadece bir uyarıcı ve her millet için yol göstericisin” manası da mümkündür.

Eğer ayette geçen “Her topluluk için bir yol gösteren vardır.” cümlesi, bütün insanlık için kabul edilirse, bu durum tıpkı,

“İçinde bir uyarıcının bulunmadığı hiçbir ümmet / millet gelip geçmiş değildir.” (Fatır, 35/24)

mealindeki ayet gibi olur.

Genel kanaate göre, fetret devrinde herhangi bir peygamber gelmemiştir. Bu açıdan:

- Söz konusu ayetlerin ifadesinde bir tağlip sanatı vardır. Yani gelip geçen zamanların büyük çoğunluğunda bu kural işlenmiştir. Kahir ekseriyetle her devirde bir uyarıcı gelmiştir.

- Veya fetret devri bir istisnadır. “İstisnalar kaideyi bozmaz” kaidesi burada da geçerlidir.

Hâdî kelimesinin sözlük anlamından hareketle son cümleyi, "Her toplumun yol gösteren önderi, lideri veya davetçisi vardır." şeklinde yorumlayanlar da olmuştur. (bk. Taberî, XIII, 71-72; Esed, 11,486; Kur’an Yolu, III/251-252)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun