Peygamberin, "Beni annenden daha fazla sevmelisin." demesini nasıl anlamalıyız?
Değerli kardeşimiz,
İlgili Hadisin meali şöyledir:
“Nefsim elinde olan Allah’a yemin ederim ki hiçbiriniz, ben kendisine babasından da evlâdından da daha sevgili olmadıkça iman etmiş olmaz.” (Buhari, İman 7)
Bu hadis, şu ayetin bir açıklaması mahiyetindedir:
“De ki: Eğer babalarınız, oğullarınız, kardeşleriniz, eşleriniz, hısım akrabanız kazandığınız mallar, kesada uğramasından korktuğunuz ticaret, hoşlandığınız meskenler size Allah’tan, Resûlünden ve Allah yolunda cihad etmekten daha sevgili ise, artık Allah emrini getirinceye kadar bekleyin. Allah fâsıklar topluluğunu hidayete erdirmez.” (Tevbe, 9/24)
Görüldüğü gibi peygamber sevgisi ile ilgili ayet ve hadis tam bir bütünlük arz etmektedir. Bir Müslüman için Allah ve Resulünün sevgisi her şeyden önce gelir. Çünkü bu sevgiyi isteyen Allah’tır. Hz. Muhammed (asm) de Elçi olarak Allah’ın indirdiği ayetleriyle bildirdiği gibi, hadisleriyle de açıklamaktadır.
- Hz. Peygamber (asm)'in şahsının sevilmesini istemesi, kendi nefsi için değildir. Onun -zaten her mümin tarafından sevilen sayılan- şahsına karşı böyle bir sevgi istemesi, peygamberlik şahsiyeti ile ilgilidir. İnsanları Allah’a iman etmeye davet eden, her türlü şirkten uzaklaştıran, kula kul olmaktan kurtaran, cennet gibi ebedî bir mükâfatı vaad eden, dünya ve ahiret mutluluğunu netice veren bir din ortaya koyan, onun bu peygamber olan şahsiyetidir. İnsanları -tek kelimeyle- hakiki insanlık mertebesine yükselten onun bu mânevî şahsiyetinin sevilmesinin, imanla yakından bir bağlantısı vardır. İnsan onu sevdikçe imanını pekiştirmiş olur.
Evet, Hz. Peygamberi (asm) sevmek Allah namına olduğu için doğrudan Allah’ı sevmek demektir. Allah’ı sevmek her şeyden üstün olduğuna göre, o sevgiyi gösteren peygamberi sevmek de her şeye tercih edilmelidir.
Hz. Muhammed (asm) müminlerin hayat modelidir. Onlar için canlı bir örnektir. Bu modelliğin güçlü olması, onu sevmekle doğru orantılıdır.
“Ey Resulüm, de ki: 'Ey insanlar, eğer Allah’ı seviyorsanız, gelin bana uyun ki Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah gafurdur, rahimdir/çok affedicidir, engin merhamet ve ihsan sahibidir!..'”(Âl-i İmran, 3/31)
mealindeki ayette Hz. Muhammed (asm)’i sevmenin, ona tabi olmanın mahiyetini görebiliriz.
İlave bilgi için tıklayınız:
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- "Bu adamın kulağına şeytan işemiştir." anlamına gelen bir hadis var mıdır; varsa ne demektir?
- Peygamberin çok sayıda kadınla evlenmesi yerine, tek eşli olarak insanlığa örnek olması daha güzel bir durum değil miydi? Peygamberin yaptığını yapmaya kalkarsanız başınıza neler gelir sizce?
- Hz. Muhammed'in elliden fazla erkek kölesi, on beş tane cariyesi olduğu doğru mudur?
- Mi'rac hadisesinde Peygamberimiz Amerika ve Avustralya kıtalarını gördüyse, buralara gitmeyi neden teşvik etmedi.
- Peygamberimizin çok evlenmesi mantıklı mı?
- “Tevrat ellerinde iken seni hakem mi tayin ediyorlar?" (Maide, 5/43) ve benzer ayetler Tevrat’ın evrensel olduğunu göstermez mi?
- Kur'an yirmi üç yıl boyunca gelişen olaylara göre yazılmış ve daha sonra değiştirilmiş bir kitap?
- Peygamberimiz Hz. Muhammed için, “Hatice ile evliyken ikinci bir eş alma şansı yoktu, içgüveyiydi ve ekonomik şansı yoktu. Hatice öldükten sonra genç kızları sıra sıra almaya başladı” iddiasını objektif bir biçimde cevaplayabilir misiniz?
- Hz. Muhammed’in yanında yüksek sesle konuşulmasını yasaklamak (Hucurat, 49/2-3) için ayete gerek olmadan, bu yasağı “yanımda yüksek sesle konuşmayı yasakladım" demiş olsa, buyruğu yine de yerine getirilmiş olmaz mıydı? Ayetleri açıklar mısınız?
- Hz. Peygamberin, Kur'an'ı ihtiyaçlara göre kendisinin yazdığını iddiasına ne dersiniz?