Peygamberimiz neden korkuyor?

Tarih: 04.01.2024 - 11:31 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Bir hadis duydum, Peygamberimiz bizim dünya nimetlerine ve süslerine gönlümüzü kaptırmamızdan korkuyormuş, neden?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Konuyla ilgili bir hadis-i şerif şöyledir:

“Benden sonra size dünya nimetlerinin ve zinetlerinin açılmasından ve onlara gönlünüzü kaptırmanızdan korkuyorum.” (Buhârî, Zekât 47, Cihad 37; Müslim, Zekât 121-123)

Geleceğe ait olarak söylenmiş olan bu hadiste, ileride elde edilecek zenginliğin risklerine karşı uyanık olunması, zenginliğin yoldan çıkarıcı bir unsur olmaması vurgulanıyor. Hz. Peygamber (asm)’in bazı uyarıları bu açıdan değerlendirilmelidir.

Hz. Peygamber (asm) Efendimizin, İslam ümmetinin geleceğiyle ilgili birtakım korku ve endişeleri vardı. Bunların neler olduğunu çeşitli vesilelerle bize bildirdi. Nitekim;

 “Sevininiz ve sizi sevindirecek şeyler ümid ediniz. Allah’a yemin ederim ki, sizler için fakirlikten korkmuyorum. Fakat ben, sizden öncekilerin önüne serildiği gibi dünyanın sizin önünüze serilmesinden, onların dünya için yarıştıkları gibi sizin de yarışa girmenizden, dünyanın onları helâk ettiği gibi sizi de helâk etmesinden korkuyorum.” (Buhari, Rikak 7)

anlamındaki hadiste de ifade edildiği üzere, bu korkularından biri, belki en başta geleni dünya malına düşkünlük ve bu sebeple ümmetin fitneye sürüklenmesiydi.

Müslümanların pek çok fetihler gerçekleştireceğini ve dünyanın kendilerine açılacağını, yeryüzünün hakimiyetinin ellerine geçeceğini, fethedilen yerlerdeki zenginliklere de Müslümanların sahip olacağını haber veren, müjdeleyen pek çok hadisler vardır.

İşte bu durumda Müslümanların nasıl hareket etmeleri gerektiğini öğreten, mal mülk kavgasına düşmeden, dünyaya ve dünyalıklara kapılmadan Allah’ın hoşnutluğunu kazanacakları bir hayatı sürdürmeleri gerektiğini öğütleyen, aksi davranışların sonuçlarına dikkat çeken hadisler de vardır. Yukarıya aldığımız bu rivayet de onlardan biridir.

Burada bizlere tavsiye edilen şey, dünyayı ve içindekileri kalbimize koymadan meşru dairde çalışmanın da ibadet olduğu bilinciyle hareke etmektir.

Özetle, dünya malına, mülküne ve zenginliğine Allah’ı unutturacak derecede düşkünlük göstermemek ve bunlara bağlanıp kalmamak, esas olan çalışmayı terk etmek değil dünyayı kalben terk etmek ve ahireti bir an bile akıldan çıkarmamak gerekir. (İmam Nevevi, Riyazü's-Salihin Tercüme ve Şerhi, H. No: 457)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun