Peygamber Efendimiz / Resulullah döneminden kıyamete kadar gerçekleşecek olan devirler nelerdir?

Tarih: 17.04.2013 - 11:38 | Güncelleme:

Soru Detayı

- İslam'ın son Peygamberi Hazreti Muhammed (Aleyhissalatüvesselam)'ın gelecekle ilgili bildirmiş olduğu haberlere göre, kendisinden sonra kıyamete kadar yaşanacak devirler şöyle sıralanmaktadır (İmam Ahmed Bin Hanbel , 4.273):

1) Hulefa-i Raşidin Devri; Dört büyük Halife'nin (Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, Hz. Osman, Hz. Ali) ardarda geleceği devir.

2) Umera Devri; Şam'da Emevilerin, Bağdat'ta Abbasilerin Emir-il Mü'minin (mü'minlerin başı) olacağı devir.

3) Müluk Devri; Osmanlı Padişahlarının halifeliği devralıp müslümanları idare edeceği devir.

4) Cebabire Devri; Müslümanların tek elden yönetilmeyecegi, Kur'an-ı Kerim'e riayet edilmeyen "Ahir Zaman" devri. Zulmün ve küfrün arttığı, inançsızlığın moda, Müslümanlığı yaşamanın ise avuç içinde ateş tutmaktan daha zor olduğu devir.

5 ve 6) Hazreti Mehdi ve Hazreti İsa Devri; Mü'minlerin tekrar bir bütün haline gelip tüm dünya üzerinde adaletin ve Allah'a imanın yayılacağı devir…

- Bu duruma siz de açıklık getirir misiniz?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

İlgili hadisin tam tercümesi şöyledir:

Hz. Huzeyfe anlatıyor: Resulüllah (a.s.m) şöyle buyurdu:

“Nübüvvet,  içinizde Allah’ın dilediği kadar devam eder; sonra dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olacaktır. Bu da Allah’ın dilediği kadar devam eder; ardından Allah onu da dilediği zaman ortadan kaldırır. Sonra ısırıcı bir saltanat olur. O da Allah’ın dilediği kadar devam eder, sonra Allah dilediğinde onu ortadan kaldırır. Daha sonra ceberut bir saltanat olur; o da Allah’ın dilediği kadar devam eder, ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldırır. Sonra, nübüvvet sisteminde bir hilafet olur.” (bk. Ahmed b. Hanbel, 4/273)

Hafız el-Heysemi; “Hadisi, Ahmed b. Hanbel, Bezzar -daha tam-, Taberanî -bir kısmını- rivayet etmiştir; Ravileri sikadır.” diyerek hadisin sıhhatine hükmetmiştir. (bk. Mecmau’z-Zevaid, 5/226).

Beyhakî de aynı hadise yer vermiş ve herhangi olumsuz bir beyanda bulunmamıştır. (bk. Beyhakî, Delailu’n-nübüvve, 7/413)

Bu hadisin ravilerinden Habib b. Salim hadisin devamında diyor ki; ben Ömer b. Abdulaziz’e bir mektup yazarak bu hadis çerçevesinde kendisine “Ceberi mülkün (ceberut saltanatının) ardından gelenin siz olduğunuzu ümit ediyorum.” dedim. Kendisi bundan oldukça sevinç duymuştu.” (bk.İbn Hanbel, a.g.y)

Habib’in bu yorumu, aynı devrede farklı konumları değerlendirmesi bakımından, sorudaki yorumlara paralel bir değerlendirmedir.

Ancak bizim kanaatimize göre, bu ve benzeri hadis rivayetlerinde İslam ümmetinin kıyamete kadar geçireceği beş merhalesine / dönemine işaret edilmiş ve her bir merhalenin idari yönden ortaya koyduğu özelliklerine işaret edilmiştir. Bu merhaleler şöyle sıralanmıştır:

1) İslam ümmetinin ilk merhalesi Nübüvvet devridir.

2) İkinci merhale, nübüvvet sistemindeki hilafettir. Bu da Dört raşit halife devirdir.

3) Üçüncü merhale, ısırıcı bir saltanat devri. Bunun özelliği ısırıcı olmasıdır. Bu dönem Emevi-Abbasi-Osmanlı dönemlerini ihtiva etmektedir. Az-çok, dini, vicdanları, hakkı-hukuku ısırma özelliği saltanatın genel karakteridir.

4) Dördüncü devre, son İslam kalesi olan Osmanlı devletinin tarih sahnesinden çıkması ve özellikle de hilafetin ortadan kalkmasının ardından, İslam aleminde teşekkül eden ve eşedd-i zulüm ve eşedd-i istibdat özellikleriyle bilinen ve cebirle yönetimleri ele geçiren militarist, totaliter ve despot  sistemlerin damgasını vurduğu dönemdir.

5) Beşinci devre, bundan sonra bu militarist ve despotların tasfiye edilmeleri sonucu ortaya çıkacak olan ve bir derece raşit hilafet devrinde olduğu gibi, insanların  hak-hukukunu, insan onurunu ön planda tutan, meşru dairenin dışına çıkmamayı prensip edinen ve adaletle hükmeden bir devredir.

Ümit ediyoruz ki, bu günkü Arap baharı başta olmak üzere, İslam ülkelerinin hepsindeki kışlar bitecek, yerini, Kur’an’ın ön gördüğü baharlara terk-i mevki edecektir.

Öyle zannediyoruz ki, Bedüzzaman Hazretlerinin şu müjdesi önümüzdeki baharlara bir işarettir:  

“Evet ümidvar olunuz, şu istikbal inkılabı içinde en yüksek gür sada, İslâmın sadası olacaktır!..” (Sünuhat-Tuluat-İşarat, 50)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun