Peygamber Efendimiz her hatayı kınar mıydı?
- Peygamber Efendimiz (asm) yapılan her hatayı ayıplamaz mıydı?
- Bir hadiste korkutma şakasının caiz olmadığı geçerken başka bir hadiste Peygamber Efendimiz (asm) korkutma şakası yapan sahabeye neden kızmamıştır?
- Peygamber Efendimiz (asm) yapılan her hatayı ayıplamıyor olabilir mi?
Değerli kardeşimiz,
Kur'an ahlakıyla bezenmiş Hz. Peygamber (asm)'in hayatına baktığımız zaman, hep hikmetle güzel söz söyleyen, insanlara karşı şefkat ve merhamet besleyen, hiçbir şekilde hiçbir kimseyi incitmeyen ve tahkir etmeyen biri olarak ve bizlere örnek olsun diye Allah tarafından gönderilmiştir.
Allah, Peygamber Efendimiz (asm) için şöyle buyurmaktadır:
- Muhakkak ki sen; büyük bir ahlak üzerindesin. (Kalem, 68/4)
- And olsun ki sizin için… Allah'ın Resûlünde güzel bir örnek vardır. (Ahzap, 33/21)
- Eğer sen kaba ve katı kalplı olsaydın, hiç şüphesiz etrafında kimse kalmaz dağılır giderlerdi. (Al-i İmran, 3/159)
Allah’ın verdiği terbiye ile Hz. Peygamber asm), insanların gönüllerini hep hoş tutmuştur, zaman zaman yapılan hatalara karşı, kızmadan, kırmadan, rencide etmeden sözlerin en güzeliyle, ikna ile düzeltme cihetine gitmiştir. Ona karşı kin ve nefret besleyen, onu görüp konuştuktan sonra, ona dünyada en sevdiği kişi haline geliyor. Onün görevi insanları dünya sıkıntılarından ve ahiret ateşinden korumak ve kurtarmaktı. Onun için insanların gönlünü kazanmakla işe başlıyordu. Bütün söz ve davranışları, telkinleri, insanlara eziyet etmeme, onları rahatsız etmeme ve onları kazanmaya yönelik olmuştur. Kalp kırmayı Kâbe’yı yıkmaya benzetmiştir.
Hz. Peygamber (asm), müminleri, insanlara yönelik her türlü eziyeti yasaklamıştır, bunu yapanları münafıklıkla vasıflandırmıştır:
“Ey diliyle Müslüman olup da kalbine iman nüfuz etmemiş olan (münafık)lar! Müslümanlara eza vermeyin, onları kınamayın, kusurlarını araştırmayın. Zira, kim Müslüman kardeşinin kusurunu araştırırsa, Allah da kendisinin kusurlarını araştırır. Allah kimin kusurunu araştırırsa, onu, evinin içinde (insanlardan gizli) bile olsa rüsvay eder." (Tirmizî, Birr 85)
Aynı hüküm zimmiler (İslam ülkesindeki gayri müslimler) için de geçerlidir.
"Kim bir zimmiye eziyet ederse ben onun davacısıyım. Ben kime (bu dünyada) davacı olursam, kıyamet gününde de davacı olurum." (Acluni, Keşfu'l-Hafa' II, 218)
Hz. Peygamber'in, hatalara karşı tutumu nasıl olmuştur?
Özellikle dini meselelerde yapılan hatalara karşı, mesela helali haram, haramı helal gösterme gibi durumlarda öfkelendiği bilinmektedir. Diğer durumlarda yapılan hataları, kimseyi rencide etmeden, tehdit ve korku olmadan, bazen muhatabıyla diyalog yoluyla ikna ile bazen de isim vermeden “ne oluyor, bazı arkadaşlar şöyle şöyle yapıyor” şeklinde genelleme yaparak hatayı düzeltme cihetine gitmiştir.
Bazen de muhatabın mizacına göre davranmış ve onları hoş tutmuştur.
Şaka yapmada aşırı gidenlere karşı dahi öfkelenmemiştir. Mesela, kaba şakalarıyla bilinen Nuayman adındaki sahabi, sebepsiz yere birinin devesini keserek etini halka dağıtmış, durum Resulüllaha iletilmiş, Resulüllah, Ona kızmayarak tebessümle karşılamış ve deve sahibine beytülmaldan benzer bir deve vermeyi emretmiştir.
İnsanların duygu ve düşüncelerini terbiye eden Hz. Peygamber (asm)'in en büyük silahı, güzel söz ve davranışı olmuştur. Bununla gönülleri kazanmış ve ülkeleri fethetmiştir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- "Haklıyken bile çekişmeye girmeyen, şakadan da olsa yalan söylemeyen ve huyunu güzelleştiren kimseye, cennette köşk verilmesine kefilim." anlamına gelen hadise göre, cennette haksızlık yapanlar mı olacak?
- HZ. RESÛLULLAH`IN VEFÂTINDAN SONRASI VE DEFİN
- PEYGAMBER EFENDİMİZİN OĞLU HZ. İBRAHİM`İN VEFATI
- ARABİSTAN`IN DURUMU
- PEYGAMBERİMİZİN SON GÜNÜ VE VEFATI
- HAYBER`İN FETHİ
- HENDEK SAVAŞI
- TÂİF KUŞATMASI DÖNÜŞÜ SIRASINDA OLAN OLAYLAR VE MÜELLEFE-İ KULUB UYGULAMASI
- BEDİR MUHAREBESİ
- BENÎ MÜSTALIK GAZÂSI