Ölülerin kendilerine seslenenleri duyması ve cevap vermesi mümkün müdür?
Değerli kardeşimiz,
Bedir Savaşı'nda kalib kuyusuna atılan müşriklere hitaben, Efendimiz (a.s.m) “Allah’ın bize vâd ettiği şeylerin hak olduğunu gördük; siz de size vâd edilenlerin hak olduğunu gördünüz mü?”-ayetten iktibas ederek- sorar. Bunun üzerine Hz. Ömer (ra) “Yâ Resûlullah nasıl ruhsuz cesetlerle konuşuyorsunuz?” diye sorar. Bunun üzerine “Siz onlardan daha fazla -bu sözlerimi- işitiyor değilsiniz. Yalnız onlar bu gün cevap veremezler.” diye buyurur. (Mecmau’z-zevaid’de bu hadisin sahih olduğu ifade edilmiştir- bk. 6/91).
Ebû Şeyh mürsel olarak Abid bin Merzûk (Radıyallahû anh) 'dân rivayet ettiğine göre şöyle demiştir: Medine'de, Camiye bakan bir kadın vardı; öldü. Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) 'in haberi olmadı. Kabri yanından geçerken “Bu kabir nedir (kimindir)?" diye sordu.
Ona «Ümmü Mihcen'in kabridir» dediler.
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) : “Camiye bakan kadın mı?" dedi.
" Evet," dediler.
Resûlullah (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) hemen milleti saflaştırdı, cenaze namazını kıldı. Sonra ölen kadına seslenerek: “Hangi ameli daha hayırlı buldun?” deyince, sahabeler: “O işitir mi yâ Resûlullah?» dediler. Peygamber (Sallallâhû Aleyhi ve Sellem) : "Siz ondan daha fazla işitir değilsiniz." buyurdu. (Suyuti, Kabir Alemi)
Burada iki rivayet arasında bir çelişki düşünülmemelidir.
Evvela, birinde “cevap veremezler” demesi, ikincisinde bu ifadeyi kullanmaması, bu kadının hemen cevap verdiği anlamına gelmeyebilir. Sadece “cevap veremez” ifadesine yer verilmemiş o kadar...
Kalib kuyusundaki müşriklere tevcih edilen soru, gerçekten cevabı istenen bir soru değil, bir azarlama sorusudur. Onun için orada “onlar cevap veremezler” ifadesiyle, bu sorunun cevap almaya yönelik değil, tevbih ve azarlamaya yönelik olduğuna işaret edilmiş olabilir. Diğer hadiste ise, bizzat mümin bir kadına yöneltilmiş bir sorudur. Bir azarlama sorusu değil, gerçek -cevabı istenen- bir sorudur. Bunun cevabını Hz. Peygamber (a.s.m) bizzat işitmiş olabilir. Bu sebeple, “ o cevap veremez” ifadesine yer vermemiş olabilir.
Kafirlerin ruhları azab ve müminlerin ruhları ise nimet içinde olduğundan, kafirlerin ruhları azab içinde cevap verememesi ve müminlerin ruhları ise cevap verecek durumda olduğuna işaret edebilir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Ölen kişi kendisini yıkayanı ve defnedeni görür mü?
- "İstiyorum ki ben oruçlu iken ecelim gelsin." anlamında bir hadis var mıdır?
- Zikrin önemini ayet ve hadislerle açıklar mısınız?
- Sabah namazına kalkmayanların, şeytan kulağına bevl eder, sözü hadis midir?
- Kur'an-ı Kerim ve hadis-i şeriflerde zikir konusu nasıldır? Detaylı bilgi verir misiniz?
- Ölülerin kendilerine seslenenleri duyması ve cevap vermesi mümkün müdür?
- Hz. Muhammed, Ubey b. Kab'a "Allah Teâlâ, 'Lem yekünillezine keferû' suresini sana okumamı bana emretti." demiş midir?
- Hastalığın kendi kendine sirayeti yoktur, sözü hadiste geçer mi?
- Kabir ziyaretinde Peygamberimizin okuduğu dua nedir?
- İşlerde şaşırırsanız kabir ehlinden yardım isteyiniz, hadisi sahih midir? Eğer böyle bir rivayet varsa nasıl anlamak gerekir?