Nükleik asitlerin değişince aynı amino asitin olmasında hikmet ne?

Tarih: 01.08.2019 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Nükleik asitlerin değişiminde yine aynı amino asitin olmasındaki hikmet ne olabilir?
- DNA’daki nükleik asitlerin diziliminde bir kaçının yerinin değişmesi sonucu bazen yine aynı aminoasiti veriyor bu nasıl oluyor?
- DNA’daki dizilim değiştiği zaman amino asitlerde değişiklik olmuyor mu?
- Bu dizilimdeki bazı nükleik asitlerin değişiminde yine aynı amino asitin olmasındaki hikmet ne olabilir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bilimlerin konusu kâinattaki varlıklardır. Yani, Allah’ın sanat eserleridir. Mikro alemden makro aleme kadar her bir varlığın bir değil pek çok yaratılış gayesi ve hikmeti vardır. Bu hikmet ve gayeler masa başında halledilmez. Bunlar laboratuvarda ortaya konur; bilim ve felsefede muhakeme ve müzakere edilir.

Sorudaki konuya benzer sorular sıkça geliyor. Bunun esas sebebinin, gençlerin ilmin her şeyi hallettiği ve çözdüğü yönündeki kanaatleri ve düşünceleridir.

Hâlbuki ilim daha işin başındadır ve ilmî çalışmalar dipsiz kuyu gibidir. Kazdıkça yeni problemler ve çözülmesi gereken onlarca, yüzlerce mesele karşınıza çıkar.

Allah bir varlığa bir veya iki görev yüklememiş ki, hemen araştırıp bulabilesiniz. Her bir varlığın onlarca, yüzlerce görevi ve hikmeti var. Mesela dilin ne kadar görevi var. Her bir nimetin tadını alacak kadar bir kabiliyeti var. Lokmayı çevirme görevi var. Konuşmayı sağlama görevi ve ha keza.

Şimdi bu fen ve teknik sahada her şeyin görevini biliyor muyuz? Ya da ne kadarını biliyoruz? Bilmediğimiz ne kadar?

Bunlar ilimle, araştırmayla ortaya çıkacak.

Sonuç olarak, sorudaki konu gibi binlerce soru sormak mümkündür. Bu işin içinde olanlar ve araştırıcılar belki bu soruların bazılarının bazı hikmetlerini ortaya koyabilirler. Ama sonuç ondan ibarettir de diyemeyiz. Çünkü kainatta her şey birbiri içerisine girmiş ve çok vazifelerle vazifelendirilmiş.

Son olarak söyleyeceğiz:

Bu ve benzer soruları merak eden genç kardeşlerimiz bu konuları araştıracak şekilde kendilerini yetiştirmeleri ve o sorularına kendileri cevap bulmalarıdır.

Bir de yeri gelmişken bir konuya temas etmek istiyoruz. Bu tip "bizi doğrudan ilgilendirmeyen meselelerle uğraşarak, yaratılış gayemizi unutup, ahirete eli boş gitme" gibi bir yanlışlığın içerisine de düşmemek lazım. Zira, insanın bir yaratılış ve dünyaya gönderiliş gayesi var. Ölünce, amino asitlerle teşkil edilen bileşiklerin ne olduğu değil, Allah’ı tanıyıp tanımadığımız, emirlerini yerine getirip getirmediğimiz sorulacaktır.

Evvel emirde bunun göz önünde tutulması gerekir. Bizi hiç ilgilendirmeyen ve sadece bir malumattan ibaret olan fenni meseleleri bileceğim diye asli yaratılış görevimizi unutmamamız gerekir.

Bu konuları işin uzmanlarına bırakalım.

İnsan ömrü çok kısadır. Bu kısa zaman içerisinde ebedî bir hayatı kazandıracak amellerin peşine düşmeliyiz. Yoksa kabir hayatına girdikten sonraki pişmanlığın hiçbir faydası olmayacaktır. Bizi ilgilendirmeyen bu tür fenni meselelere kafa yorduğumuz zamanı bir ayet ezberleyerek, manasını öğrenerek geçirmek bize sonsuz bir hayatta nefes kadar, ekmek kadar lüzumlu ve elzemdir.

Her bir nefsin, hayatının her bir dakikasının hesabını vermeden haşir meydanından ayrılmayacağını unutmamak gerekir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 100+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun