Nuh Tufanı, Kızıl Deniz'in yarılması gibi olayların Sümer, Babil ve Mısır kaynaklarında geçtiği ve oradan kopya edildiği iddiasına ne dersiniz?..
- Tevratın, Eski Sümer, Mısır, Babil kaynaklarında geçen Nuh tufanı, Hz. Musa'nın Sepet içinde firavunun sarayına alınması, Kızıl denizin yarılması gibi olayları kopya ettiği iddia edilmektedir.
- Bunun doğruluğu nedir?
Değerli kardeşimiz,
Tufan olayı ve diğer hadiseler Tevrat ve İncil'in dışında, Sümer, Asur-Babil kayıtlarında, Yunan efsanelerinde, Hindistan'da Satapatha, Brahmana ve Mahabharata destanlarında, İngiltere'nin Galler yöresinde anlatılan bazı efsanelerde, İskandinav Edna efsanelerinde, Litvanya efsanelerinde ve hatta Çin kaynaklı öykülerde, birbirine çok benzer şekillerde anlatılır.
Birbirinden ve Tufan bölgesinden hem coğrafi hem kültürel olarak bu kadar uzak kültürlerde, Tufan'la ilgili bu denli detaylı ve birbiriyle uyumlu bilgi nasıl yerleşmiş olabilir?
Sorunun cevabı açıktır: Eski dönemlerde birbirleriyle ilişki kurmuş olmaları imkansız olan bu toplumların yazıtlarında aynı olaydan bahsedilmesi, aslında bu insanların bir ilahi kaynaktan bilgi aldıklarını gösteren açık bir kanıt durumundadır. Görünen odur ki, tarihin en büyük helak olaylarından biri olan Tufan, farklı uygarlıklara gönderilen birçok peygamberler tarafından ibret için anlatılmış ve bu şekilde Tufan'la ilgili bilgiler çeşitli kültürlere yerleşmiştir.
Bununla birlikte, Tufan olayı ve Nuh Kıssası birçok kültür ve dini kaynaklarda anlatılmasına rağmen, kaynakların tahrif edilmesi veya yanlış aktarma ve kasıtlar sebebiyle birçok değişikliğe uğramış, aslından uzaklaştırılmıştır. Yapılan araştırmalardan, temelde aynı olayı anlatan, ancak aralarında birtakım farklılıklar da bulunan Tufan anlatımları içinde, eldeki bilimsel bulgulara uygun yegane anlatımın Kur'an'daki olduğunu görüyoruz.
Allah hiç bir kavmi peygambersiz bırakmamış, onlara hakkı tebliğ edecek peygamberleri göndermiştir. Bu nedenle sümerlerin peygamber olmadan yaşadıklarını iddia etmek yanlıştır. Çünkü 124.000 peygamberin insanları tebliğ için gönderildiği hadiste belirtilen bir hakikattir.
Ayrıca tüm peygamberlerin en büyük davası tevhid ve iman hakikatlerini insanla tebliğ etmektir. Bu nedenle Sümerlerin destanlarında bahsedilen bazı şeyleri Tevrat, Zebur, İncil ve Kur'an'da olması gayet normaldir. Çünkü peygamberlerin davası bir olduğu gibi, muhatapları da insan, o dinlerin sahibi de Allah'tır. Bunda garipsenecek herhangi bir taraf yoktur.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Kuran'daki bilgiler ve bilimsel ayetler daha önceden biliniyor muydu?
- Türkçe ibadet yapılabilir mi?
- Hz. Meryem'in bir yerde meleklerle diğer bir ayette ruh ile konuştuğu belirtiliyor. Bu bir çelişki değil midir?
- İsrailoğulları bir ırkın, Yahudilik ise bir dinin adıdır. Kur?an?da İsrail oğulları kelimesi Yahudi dinine inanan anlamında kullanılmasının hikmeti nedir?r
- Peygamberimizin Kur'an-ı Kerim'i Tevrat ve İncil'den faydalanarak yazdığını iddia edenlere nasıl cevap vermeliyiz?
- İslamiyet'in hak olduğuna itiraz eden diğer din mensuplarına nasıl cevap veririz?
- Kabu'l-Ahbar (Ka'b el-Ahbâr) kimdir?
- Hz. Muhammed(sav)'in peygamberlikten önceki hal ve hareketleri de sünnet midir?
- Ebu Zer el-Gıfarî Hazretleri niçin Rebeze çölüne sürgüne gönderilmiştir?..
- "Eğer Allah bir çocuk edinmek isteseydi, elbette yaratacağından, dileyeceğini seçecekti. Ama o bundan münezzehtir. O, tek ve kahredici olan Allah'tır." (Zümer, 39/4) Bu ayeti nası anlamak gerekir?