İslamiyet gelmeden önce ölenlerin kabir sorgusu var mıydı?

Tarih: 07.11.2025 - 14:36 | Güncelleme:

Soru Detayı

Ben şunu bir türlü kafamda idrak edemiyorum. Kabir sorgusu ilk insandan beri var mıydı ve bizim peygamberimiz Hz. Muhammed (sav) peygamber olmadan önce hatta Hz. İbrahim (as) doğmadan önce ölen insanlara kıblen neresi peygamberin kim kimin milletindensin diye soruluyor muydu? Yani sonuçta o insanlar zamanında kıble yoktu peygamberimiz yoktu Hz. İbrahim de yoktu. Bunu kafamda oturtamıyorum bir türlü.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Evet önceki ümmetler için de kabirde sorgu-sual ve azap veya nimet vardır.

Her ümmet, kendi peygamberinin getirdiği vahiyden sorumludur. Mahşerde olduğu gibi, kabirdeki imtihanda da her ümmetin kafirleri, münafıkları ve müminleri vardır. Onlar da bu imtihana tabidirler. (bk. İbn Hacer, Fethu’l-Bari, 3/236; 3/240)

1. Kabir sorgusu ilk insandan beri var mıdır?

Evet, kabir sorgusu (münker ve nekîr’in suali) ilk insandan beri vardır.

Ancak bu sorgunun içeriği, soruların şekli ve sorumluluğun ölçüsü her ümmete göre değişmiştir. Çünkü Allah Teâlâ her ümmete, kendi dönemlerinde bir peygamber veya vahiy vasıtasıyla hakikati bildirmiştir. Dolayısıyla sorgu, kişinin kendisine tebliğ edilen hakikatlere göre olur.

“Biz bir peygamber göndermedikçe (hiçbir topluma) azap etmeyiz.” (İsrâ, 17/15) mealindeki ayet, hem dünya hem kabir hem de ahiret azabının adalet esasına göre olacağını gösterir.

2. Her ümmetin sorgusu kendi bilgisi çerçevesinde olur

Hz. Muhammed (asm)’den önceki ümmetlerin kabir sorgusu, onların döneminde var olan dinî hakikatlere göre yapılırdı.

Hz. İbrahim (as)’den önceki dönemlerde yaşayan bir mümin, kendi dönemindeki duruma göre sorgulanır.

Yani ona “Senin peygamberin kim?” diye sorulduğunda, o dönem için gönderilmiş peygamber kimse, ona göre cevap verir.

Kıble, şeriat, ibadet şekilleri gibi hususlar dönemsel olduğundan, o dönemlerde henüz var olmayan hükümlerden kimse sorumlu tutulmaz.

Yani kabirdeki “Rabbin kim? Peygamberin kim? Dinin ne?” soruları, her ümmete kendi nübüvvet zincirine göre yöneltilir.

Bizim ümmetimize bu sorular “Rabbin kim? Peygamberin kim (Hz. Muhammed)? Dinin ne (İslam)?” şeklinde yöneltilir.

Önceki ümmetlerde ise örneğin:

Hz. Musa (as)’ın ümmetine: “Rabbin kim? Peygamberin kim (Musa)? Dinin ne (Tevrat’ın bildirdiği din)?”

Hz. Nuh (as)’ın ümmetine: “Rabbin kim? Peygamberin kim (Nuh)? Dinin ne?” diye sorulur.

3. Kıble konusu

Kıble, şeriatın ibadetle ilgili bir hükmüdür. Hangi kıbleye yönelmesi istenmişse o yöne doğru dönerek ibadetini yapar.

Unutmamak gerekir ki, sorgunun amacı, kişinin Allah’ı tanıyıp tanımadığı, peygamberine iman edip etmediği, hak dini kabul edip etmediği, ibadetleri gereğince yerine getirip getirmediği ve günahkardan sakınıp sakınmadığıdır.

4. Hz. Muhammed (asm)’den önce ölen insanlar?

Peygamber Efendimiz (asm)’den önce ölen kimseler de yine kendi ümmetlerinin hükümlerine göre sorgulanır. Yani ona iman etmedikleri için suçlanmazlar, çünkü henüz onun risaleti onlara ulaşmamıştır.

Ama “tevhidi” reddedip şirk içinde ölenler, kendi dönemlerinde gelen peygamberlerin davetine sırt çevirdikleri için sorumludurlar.

Özetle:

Kabir sorgusu ilk insandan beri vardır.

Her ümmet, kendi peygamberine ve vahyine göre sorgulanır.

Henüz gönderilmemiş bir peygamberin veya şeriatın hükümleriyle kimse sorgulanmaz.

“Rabbin kim? Peygamberin kim? Dinin ne?” soruları, kişinin yaşadığı dönemin hakikatine göre anlam kazanır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun