Kuran'da renkler konusunda bilimsel hata mı var?

Sizin için yerden türlü renklerde bitirdiği şeyler de böyle; bunda da düşünüp taşınan bir kavim için büyük ibret vardır (Nahl 13).
Allah’ın gökten su indirdiğini görmez misin? Sonra onunla renkleri ve çeşitleri farklı ürünler çıkardık. Dağların da farklı renklerde; beyaz, kırmızı, simsiyah yolları, kısımları vardır ( Fatır 27).
Kuranda apaçık bir şekilde cisimlerin rengi olduğunu söylüyor. Lakin cisimlerin rengi yoktur bizim gördüğümüz renkler beynimizin içindeki elektro sinyaller sayesinde beynimiz bize renkleri gösteriyor yoksa cisimlerde renk diye bir şey yoktur. Ama Kuran’ı Kerim cisimlerin rengi olduğunu söylüyor bu bilimsel bir hata değil midir? Haşa bu konuda lütfen detaylı bir açıklama yapar mısınız?

Değerli kardeşimiz,

Cisimlerin görüntüsü ışıkla mümkündür. Işık olmazsa cisimleri algılayamayız. Işık dalga şeklinde yayılır. İnsan gözünün ışığı görme sınırı mevcut ışığın yüzde 3.5’dur. %96.5’unu göremeyiz. Kırmızı ötesi ve mor ötesi ışıkları göremeyiz. Mesela radyo ve televizyon dalgalarının görünmediği gibi.

Kuran Allah kelamıdır, Allah hakimdir, hikmetsiz iş yapmadığı gibi hikmetsiz de konuşmaz. Evrendeki bütün ilimler ve bu ilimlerin bulunduğu varlıklar, Allah’ın isimlerinin tecellileridir, onun eserlerdir. Şu halde, hakim ve rahim olan Allah kullarının anlayacağı ve bileceği tarzda konuşacak ve hitap edecektir.

Kuran, insanlara gözlemler üzerinden hitap eder. Sen bir elmayı kırmızı görüyorsan, Kuran sana: “Ey insan, o elmayı kırmızı olarak görüyorsun. İşte bu da Allah’ın sanatıdır.” der. Kuran'ın amacı, iman etmeye vesile yapmak, evrene ve eşyaya bakıp tefekkür ettirmek, Allah’ın yaratışını fark ettirmektir.

Şimdi size yaşadığımız dünya hayatından bazı örnekler verelim, buna göre hükmü ve kararı vicdanınızı ve insafınızı da yanına alarak ser ver:

Trafikte bir ışık rengi var mı yok mu? Senin bu felsefene göre ışığın rengi yoktur. O halde hiç trafik ışığına riayet etmeden kavşağı 90 km hızla geç bakalım. Başına ne geleceğini görürsün. O zaman ışığın renginin varlığını yokluğunu anlarsın. Size bu felsefeyi telkin eden Kuran hakkında şüphe meydana getirmek için böyle saçma sapan bir fikri empoze diyor.

Size Türk bayrağının rengi sorulsa ne cevap verirsiniz? Elbise alırken rengine dikkat ediyor musunuz yoksa “renk diye bir şeyden söz edilemez” mi diyorsunuz?

Güneş ışığını da beyaz olarak görürüz. Hâlbuki o yedi renkten meydana gelmiştir. Gördüğümüz cisimler de ışık dalgası şeklinde göze gelir ve orada cisim olarak algılanır.

Cisimler üzerine gelen güneş ışığındaki renkler farklı dalga boylarındadır. Bir cisim gelen ışık dalgalarının bir kısmını yutar, bir kısmını yansıtır. Hangi dalga boyunda ışığı yansıtıyorsa o cisim o renkte görünür. Mesela yapraklar genelde yeşil ışığın dalgalarını yansıtır, diğer dalga boylarındaki ışığı yutar.

İşte yapraklar yeşil ışığın dalga boylarını yansıttığı için yeşil renkte görünür.

Sonbaharda yaprakların hücre sitoplazmalarındaki kimyevi yapıların yapı ve oranları değiştiği için buna bağlı olarak yutulan ve yansıtılan ışığın dalga boyları da değişir. Yaprak da buna bağlı olarak yeşilden kahverengine kadar muhtelif renk tonlarına sahip olarak görünür.

Kısaca söylemek gerekirse, Kuran’ın renk konusunda bildirdiği neyse, bilimin de ortaya koyduğu odur.

Unutmamak gerekir ki, ayetlerde Allah, gökten su indirdiğini ve bununla farklı renklerde ve çeşitlerde ürünler çıkardığını belirtmektedir. Bu durum, yaratılan her şeyin Allah’ın kudretinin bir göstergesi olarak değerlendirilmektedir. Renkler, objelerin ışığı nasıl yansıttığı ile ilgilidir ve bu, fiziksel bir olgudur. Renklerin varlığı, insanların algılayış biçimi ile ilgili bir durumdur.

Kuran-ı Kerim, cisimlerin renkleri olduğunu belirtirken, bu renklerin insan algısında oluştuğunu göz ardı etmemek gerekir. İnsan beyni, ışığın dalga boylarını algılar ve bu sayede renkleri görmemizi sağlar. Yani renkler, cisimlerin fiziksel özellikleri ile birlikte insanın algılaması sonucunda ortaya çıkan bir özelliktir.

Ayetlerde geçen bu renkler, “Sizin için yerden türlü renklerde bitirdiği şeyler” (Nahl, 13) ifadesinde olduğu gibi, Allah’ın yaratışındaki çeşitliliği ve muazzamlığı göstermektedir. Bu çeşitlilik, yaratılışın derinliğini ve zenginliğini ifade eder.

Kuran-ı Kerim'in bu konudaki açıklamaları, insanların gözlemleri ve bilimsel bilgileri arasında bir çelişki değil, aksine yaratılışın derin anlamını kavramaya yönelik bir teşvik olarak değerlendirilebilir.

İnsanlar, Allah'ın yarattığı bu muazzam çeşitliliği düşünerek O’nun kudretini idrak edebilirler. Dolayısıyla, bu tür ayetler, sadece bilimsel olarak değil, manevi ve ibret verici bir perspektiften ele alınmalıdır.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet