Temiz kalp ve temiz dil ne demek?

- Allah, temiz kalple ve temiz bir dille yapılan duayı kabul eder. hadisinin sıhhati nedir?
“Allah, temiz kalple ve temiz bir dille yapılan duayı kabul eder." (Taberaní)

Değerli kardeşimiz,

Öncelikle ifade edelim ki, Allah her duaya cevap verir. Nitekim bir hadis-i şerifte şöyle haber verilir:

“Allah'a dua eden herkese Allah icabet eder. Bu icabet ya dünyada peşin olur ya da ahirete saklanır yahut da dua ettiği miktarca günahından hafifletilmek suretiyle olur, yeter ki günah talep etmemiş veya sıla-ı rahmin kopmasını istememiş olsun ya da acele etmemiş olsun.” (Buhari, Daavat, 22)

Bu nedenle Allah, temiz kalple ve temiz bir dille yapılan duayı elbette kabul eder ve cevap verir. Ancak bu anlamda bir hadis-i şerif bulamadık.

Bununla beraber, “Allah’ım! Senden selim bir kalp, doğru söyleyen bir dil istiyorum.” anlamında bir hadis-i şerif vardır. Bu duanın da içinde bulunduğu bir hadis şöyledir:

اللَّهُمَّ إِنِّي أَسْأَلُكَ الثَّبَاتَ فِي الْأَمْرِ، وَالْعَزِيمَةَ عَلَى الرُّشْدِ

 وَأَسْأَلُكَ مُوجِبَاتِ رَحْمَتِكَ، وَعَزَائِمَ مَغْفِرَتِكَ

 وَأَسْأَلُكَ شُكْرَ نِعْمَتِكَ، وَحُسْنَ عِبَادَتِكَ

 وَأَسْأَلُكَ قَلْبَاً سَلِيمَاً، وَلِسَانَاً صَادِقَاً

 وَأَسْأَلُكَ مِنْ خَيْرِ مَا تَعْلَمُ، وَأَعُوذُ بِكَ مِنْ شَرِّ مَا تَعْلَمُ، وَأَسْتَغْفِرُكَ لِمَا تَعْلَمُ

 إِنَّكَ أنْتَ عَلاَّمُ الْغُيُوبِ

Allah’ım!

Senden bütün işlerimde sebat etmeyi ve doğrulukta azimli olmayı istiyorum.

Senden rahmetinin gereklerini yerine getirmeyi ve mağfiretinin sebeplerine uymayı isterim.

Senden nimetine şükretmeyi ve sana en güzel biçimde ibadet etmek istiyorum.

Senden selim bir kalp, doğru söyleyen bir dil istiyorum.

Bildiğin her türlü hayırdan istiyorum. Bildiğin bütün şerlerden sana sığınıyorum. Bildiğin günahlarımdan sana istiğfar ediyorum.

Şüphesiz sen bütün gaybları (akıl ve duyular yoluyla hakkında bilgi edinilemeyen her şeyi) hakkıyla bilensin. (Taberani, Kebir, 7/279; Ebu Nuaym, Hilye, 1/266)

İnsanın değeri kalp ve diliyle ölçülür. Nitekim kelime-i şahadet getirirken de “dil ile ikrar kalp ile tasdik” tanımlaması yapılır. Arap şairin dediği gibi, “Kişinin lisanı onun yarısıdır, diğer yarısı ise kalbidir. Geriye kalan et ve kandan ibarettir.”

Dolayısıyla şu bir hakikattir ki, Allah, takva sahibi kullarına değer verir, onların isteklerine değer verir. “Şunu iyi bilin ki Allah takva sahipleriyle beraberdir.” (Bakara, 2/194) mealindeki ayetten de ders alınabilir.

Allah katında en değerli insan takvalı insandır. Takva demek, Allah’ın emir ve yasaklarının dil ve kalpteki yansımaları -misal olarak- şunlar olabilir:

Dilde zikir, kalpte fikir, kalpte iman, dilde güzel insan olmalıdır.

Dilin gıybet, yalan ve benzeri kötülüklerden uzak durması, kalp de küfür, kin, haset, kibirden uzak durmalıdır.

“Evet, günah kalbe işleyip, siyahlandıra siyahlandıra tâ nur-u imanı çıkarıncaya kadar katılaştırıyor. Her bir günah içinde küfre gidecek bir yol var. O günah istiğfar ile çabuk imha edilmezse, kurt değil, belki küçük bir manevî yılan olarak kalbi ısırıyor.” (Nursi, Lemalar,  s. 9)

Demek ki kalbin arınması temizlenmesi tövbe ve istiğfar ile olur. Kalbin manevi tasavvurunu seslendiren dil ise kalbin samimiyetine paralel bir çizgi takip ederek, örneğin Kuran, Cevşen ve diğer zikir ve duaları okumakla, günahlarından da tövbe ve istiğfar ile arınmasıdır.

Şu hâlde, hem lisanı hem kalbi ile kişinin ASR suresini okuması ve oradaki tavsiyeleri başka insanlardan önce kendi nefsine yapmalı ve samimi olmalıdır.

“Allah ancak takva sahiplerinden ibadetlerini kabul eder.” (Maide, 5/32)

mealindeki ayetten bizim sorumuzun cevabı da vardır. Zira hadiste “Dua ibadetin özüdür.” ifade edilmiştir.

Özetle, bedenimizin birtakım hastalıklardan dolayı rahatsızlanması ve vücut sağlığımızı yitirmemiz her zaman mümkündür. Dolayısıyla sağlığımızı muhafaza etmek ve hastalanmamak için nasıl kendimizi soğuk ve sıcaktan koruyor, uygun elbiseler giyiyorsak, kalp ve ahlak hastalıklarına karşı çok daha fazla hassasiyet göstermeliyiz. Çünkü kalp ve ahlak sağlığımız, beden sağlığımızı korumaktan daha zordur ve daha uzun zaman alır.

Kuşkusuz, “Kendini arındıran kurtuluşa ermiştir.” (Şems, 91/9)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet