Allah hükmünde Peygamberi ortak mı koşar?
- Kehf 26 ayeti, hadislerden hüküm çıkarmaya engel değil midir ve Ahzab 36 ile çelişmez mi?
- Kehf 26’da Allah kimseyi hükümranlığına ortak etmez diyor, fakat Ahzab 36’da Allah Resulü bir konuda hüküm vermişse mümin kadın erkeğin bile o konuda söz söylemeye hakkı yoktur diyor.
Değerli kardeşimiz,
İlgili ayetlerin meali şöyledir
“De ki: Ne kadar kaldıklarını Allah daha iyi bilir. Göklerin ve yerin gizli bilgisi ona aittir. O öyle bir duyar, öyle bir görür ki! Onların Allah’tan başka bir yöneticisi yoktur. O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez.” (Kehf, 18/26)
Bu ayette önemli iki yorum şöyledir:
a) “O, kendi hükümranlığına kimseyi ortak etmez” demek, Ashab-ı Kehf'in mağarada kaldıkları zaman dilimi Allah’ın ezeli ilminde mevcuttur. Bu gaybi olan ilme başkası vakıf olamaz.
Buradaki hükümden maksat, “Allah’ın ilm-i gaybındaki mutlak bilgisine / mağarada kaldıkları sürenin kaç yıl olduğuna dair hükmüne kimseyi ortak etmez” demektir. (Bu konuyu Cin suresi, ayet 26’nın tefsirine bakılabilir).
İlginçtir, bu ayetin numarası 26, Cin suresinin ayet numarası da 26 ve ikisi de “ilm-i gaybe” bakar.
b) Bu ayetin manası, “Allah hiç kimseye kendi ilmiyle ortaya koyduğu hususta aykırı bir hükme varmasına izin vermez.” demektir.
Bu sebeple, Ashab-ı Kehf'in mağaradaki sayılı günlerinin/yıllarının ne kadar olduğunu Allah ezeli ilmiyle biliyor ve onun bu ilmindeki hükmüne aykırı bir hükmün verilmesine asla müsaade etmez. (krş. Maverdi, Razi, ilgili ayetin tefsiri)
Ahzab suresi 36. ayetinin meali şöyledir:
“Allah ve Resulü herhangi bir konuda hüküm verdiklerinde, artık mümin bir erkek veya kadın için işlerinde tercih hakları yoktur. Allah’ın ve Resulünün emrine itaat etmeyenler doğru yoldan açıkça sapmışlardır.” (Ahzab, 33/36)
Bu ayette yer alan ifadenin genel kabul görmüş nüzul sebebi, Hz. Peygamberin (asm) Zeyd b. Harise ile evlendirmek istediği Zeyneb binti Cahş’ın ve kardeşinin buna rıza göstermemeleridir. Bunun üzerine bu ayet nazil oldu.
Burada görüldüğü üzere, Allah Resulünün verdiği hüküm Allah’ın hükmü olarak değerlendirilmiştir.
Demek ki, Allah’ın ezeli ilminde şeklini almış herhangi bir hükme aykırı bir karar şirk kabul edilmiştir. Mutlak gaib dışındaki konularda başta Hz. Muhammed (asm) olarak peygamberlerin ve onların hakiki varislerinin bilmelerinde bir sakınca görülmemiştir. (bk. Cin suresi 26. ayet tefsiri.)
“Ey iman edenler, Allah'a itaat edin. Peygambere itaat edin ve sizden olan emir sahiplerine de (itaat edin). Eğer Allah'a ve ahiret gününe iman ediyorsanız, aranızda herhangi bir konuda ihtilafa düşerseniz, onu Allah'a ve elçisine götürün. Böyle davranmanız daha iyidir ve sonuç itibariyle daha güzeldir." (Nisa, 4/59)
mealindeki ayette Hz. Peygamberin (asm) verdiği hükümler de Allah’ın hükümlerine uygun olduğuna, şirk olmadığına işaret edilmiştir.
İslam âlimlerine göre, bu ayette söz konusu edilen "aranızda herhangi bir konuda ihtilafa düşerseniz, onu Allah'a ve elçisine götürün" mealindeki emirden maksat, işi Allah'ın kitabı Kurran ile hayatta olduğu müddetçe Hz. Peygamber (asm)'in kendisi ile vefatından sonra ise, onun sünnetine göre çözmek demektir. (bk. Abdulğani Abdulhalık, Hücciyetu’s-Sünne, 298)
c) İmam Şafiî de bu ayetin yorumunda şunları söylemiştir:
Ayette geçen "İtaat" kelimesinin Allah için olduğu gibi, Hz. Peygamber (asm) için de ayrıca tekrarlanması, onun Kuran'ın dışında yaptığı emir ve yasaklarına karşı da itaat etmenin gereğine işaret etmek içindir.
Ayetteki "sizden olan emir sahiplerine de" ifadesinde görüldüğü üzere, emir sahipleri için ayrıca bir "itaat" kelimesinin kullanılmaması, aksine cümle içerisinde (atıf yoluyla) Allah ve Resulüne karşı yapılması istenen itaate tabi kılınarak ifade edilmesi, onlara yapılacak itaatin mutlak olmayıp, Allah'ın kitabı ve elçisinin sünnetine uyma şartına bağlı olduğunu göstermek içindir. (bk. İmam Şafii, er-Risale, 79-80)
d) Keza, başta Abdullah b. Mesud ve İmam Şafii olarak, İslam alimleri,
“Resul / Peygamber size her ne getirirse onu alın, sizi neden menederse ondan da sakının.” (Haşir, 59/7)
mealindeki ayetin ifadesinde, Hz. Peygamberin sünnetine, hadislerine işaret edildiği kanaatini bildirmişlerdir.
Onlara göre, bu ayetin nüzul sebebi hususi de olsa, Hz. Peygamber (asm)'in bütün emir ve yasaklarını kapsamaktadır. (Misal olarak bk. Beğavi, Maverdi, Kuşeyri, İbn Ebi hatim, İbn Cuzey el-Kelbi, Zemahşeri, Razi, Nesefi, Kurtubi, İbn Kesir, Şevkani, İbn Aşur, Meraği, ilgili ayetin tefsiri)
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Ahzab suresi 36. ayetinden peygamberimizin de hüküm verebileceğini anlıyorsak, aynı mantıkla Tevbe suresi 1. ayeti nasıl açıklayabiliriz?
- Nebiler vahiy almazlar mı?
- Ahzab suresi 36. ayette, Allah ile Peygamber kararları ortak alıyorlar anlamı çıkıyor; hükmü veren Allah ise, Peygamber'in adı neden geçiyor?
- Allah'ın kitabında olmayan şartlar ileri sürüyorlar, sözüne göre hadislere gerek yok mu?
- Peygamber size ne verdiyse onu alın, ayeti sadece ganimetle ilgili değil mi?
- "Zor gelmeyeceğini bilseydim, gece namazını farz kılardım." hadisine göre farz kılma yetkisi içtihadi midir?
- Ayette, başörtüsü emrinin olmadığı söyleniyor, açıklar mısınız?
- Peygamberimiz, bazı kadınlarla güzel olması sebebiyle mi evlenmiştir?
- Maide suresi 43. ayete göre, Peygamberimizin sözlerinin bir hükmü yok mu?
- Peygamber Efendimizi eleştiren ayetleri yazar mısınız?