Her dönemde başka peygamberler de olsaydı daha iyi olmaz mıydı?
- Hz. İsa’dan sonra zamanı fetrette yaşayanların mesuliyetinin olmadığı malumdur, ayrıca İslam’ın diğer kavimlere tebliğ edilmesi de tedricen gerçekleştiği düşünüldüğünde Resulullah ile aynı dönemde yaşayıp, İslamiyet’e bihaber olanların bundan mahrum kalmasının hikmeti nedir?
- Yani Resulullah ile birlikte aynı dönemde de resuller olsaydı ve diğer kavimler bundan mahrum kalmasaydılar olmaz mıydı?
Değerli kardeşimiz,
Peygamberlerin sayısı, geliş zamanı ve mekânı Allah’ın ezeli ilminde takdir edilip programlanmıştır.
Buna göre, sorudaki sorgulamalar, bir nevi ilahî takdir ve programı sorgulamak anlamına gelir.
Rivayetlerde yer alan 124 bin peygamberin hepsinin farklı yerlerde ve farklı zamanlarda geldiği bilinmektedir. İki peygamberin aynı zamanda ve aynı yerlerde gelmesi, iki elin parmaklarını geçmez. Bu sebeple, işi sadece Hz. Muhammed (asm) ile ilişkilendirmek anlaşılır bir paradigma değildir.
Kaldı ki, peygamberlerin bir başlangıcı olduğu gibi, bir sonu da vardır. Hz. Âdem ile Hz. Muhammed’in (asm) tek peygamber olarak görevlendirilmesi, nübüvvet davasının ana mihveri olan tevhid akidesini çağrıştırması bakımından da önemlidir.
Bütün kâinatta cereyan eden ilahî fiillerin bir vahdet içerisinde tahakkuk ettirilmesi, tevhid inancına bir tevafuku ifade ettiği gibi, nübüvvet kurumunun özellikle ilk ve son üyelerinin bir tane olması da bu vahdeti ve tevhidi nazara veren bir uygulama görünümündedir.
Ayrıca, Hz. Peygamberin (asm) döneminde başka bir peygamberin olması ile FETRET ehlinin de dinden haberdar olması arzusu pek de olumlu bir istek değildir. Zira, Fetret dönemini yaşayıp da imtihandan muaf tutulan birçok kimse için -doğrudan cennete gitmeyi netice veren- bu durum onlar için ciddi bir avantajdır.
Buna mukabil, Fetret dönemini yaşamayan insanların imtihana dâhil olup sorumluluk almaları, onlara göre önemli bir imtihandır.
Bununla beraber, Hz. Muhammed (asm) bütün insanlığa gönderilmiş bir peygamberdir. Dini, evrensel olup önceki bütün dinlerin temel esaslarını içine almıştır. Kıyamete kadar gelen bütün kavimlere hitap eden İslam dini, beşeriyetin her zaman ve her mekândaki ihtiyaçlarını göz ardı etmemiştir.
Mademki başka peygamberlere ve kitaplara ihtiyaç kalmamıştır, o halde özellikle tevhid akidesini ders vermek için var olan peygamberlik müessesesinin işleyen son kısmını vahdet içerisinde tevhide ayırmak tekvînî ve teşrîî belagat üslubu açısından son derece manidardır.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Hz. Peygamber, Fatıma bint Dahhak’ı neden boşadı?
- Hz. Muhammed'in ecdadı Hanif dinlerini nasıl muhafaza etmişler?
- HZ. RESÛLULLAH`IN VEFÂTINDAN SONRASI VE DEFİN
- Hz. Peygamber, peygamber olduğuna nasıl inandı?
- İSRA VE Mİ`RÂC MU`CİZESİ
- Peygamberimiz'in annesinin, babasının, dedesinin ve amcalarının imanı hakkında bilgi verir misiniz?
- Miraç olayından önceki dönemde namaz ibadeti var mıydı?
- TEBÜK GAZÂSI
- Muhammed neredeydi? Bekke, Kudüs mü?
- HZ. ÂMİNE`NİN EBEDÎ ÂLEME GÖÇÜ