İbnül Arabi’nin görüşü Secde suresi 14. ayet ile çelişmiyor mu?
- İbnül Arabi’nin cehennemde ebedi kalacak olanların bir süre sonra ateşten zevk alacak olduğu görüşü Secde 14 ile çelişmiyor mu?
- Secde 14’de geçen “ebedi” ifadesi belli vakte kadar azap çekme ihtimalini yok ediyor gibi görünüyor.
- Azabın giderek hafifleşmesi ve bir süre sonra hafifletilmeyerek bazen verilip bazen verilmemesi ebedi olarak azap görme ile çelişmez.
Değerli kardeşimiz,
İlgili ayetin meali şöyledir:
“(Onlara denecek ki:) Bu gününüzle karşılaşmayı unutmanız sebebiyle cezayı tadın bakalım! İşte şimdi biz de sizi unuttuk; haydi yaptıklarınızın bedeli olarak ebedî azabı tadın şimdi!" (Secde, 32/14)
- Kur'an’ın birçok ifadelerinde cehennemin cennet gibi ebedi olduğu vurgulanmıştır. İbn Arabi "cehennem yok olur" demiyor.
- Onun cehennem hakkında söyledikleri ise şöyle özetlenebilir.
“Kur'an’da Mücrim / suçlu olarak belirtilen ve cehennemden asla çıkamayacak olan cehennemlikler dört kısımdır:
Birinci Kısım: Nemrud, Firavun ve benzerleri kimselerdir ki, Allah’a karşı büyüklenmeye kalkışmış, rablık dava etmişlerdir.
İkinci Kısım: Allah’a ortak koşan müşriklerdir.
Üçüncü Kısım: Muattıla / ateistlerdir.
Dördüncü Kısım: İçlerinde küfür olduğu halde, dışarıya İslam görüntüsünü veren iki yüzlü / münafıklardır. İnsan ve cinlerden oluşan bu dört grup, cehennemin asıl sakinleridir, oradan asla çıkamayacaklardır. (bk. Futuhat, 1/301-302/62. Bab)
- Söz konusu bu dört kısım cehennemden asla çıkamayacaklarına, -Kur'an’da ifade edildiği üzere- ölerek yok olmayacaklarına ve cehennemden çıkıp cennete giremeyeceklerine göre, Allah’ın sonsuz rahmeti ve lütfu, onlar hakkında da -bizzat ateşin içinde- bir şekilde tecelli etmesi gerekir. Bu da şöyle olur / olabilir: Cehennemde ebedî kalanlar -Allah’ın haklarında tayin ettiği- cezalarının süresi bittikten sonra, artık ateşe karşı bir alışkanlık, bir muafiyet kazanacaklar. Acıyı hissetme duyuları kaybolup, artık elemi, sızıyı, ağrıyı duymaz hale geleceklerdir. Hatta, uykuda olan birinin -rüyada- gördüğü türden hayalî bir lezzeti bile hissedebileceklerdir. (bk. Futuhat, 1/303)
İbn Arabi’nin sözleri ilgili ayette yer alan “Haydi yaptıklarınızın bedeli olarak ebedî azabı tadın şimdi!" mealindeki ifadesiyle çelişmiyor. Çünkü ayette “azabın ebedi” olduğuna vurgu yapılmıştır. Azabın ebediliği bir anlamda azap yerinin ebediliğini ifade eder. İbn Arabi ise, azabın devam ettiğini, azap yerinin ebedi olduğunu kabul ediyor. Yalnız azap çekenlerin ateşe karşı bir alışkanlıklarının olacağına vurgu yapıyor. Onun bu sözleri “Rahmetim gazabımı geçti.” (bk. Aclunî, Keşfü'l-Hafâ, 1/448) manasındaki hadisin bir nevi açıklaması da olabilir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- İbn Arabi gerçekten de cennet ve cehennemin ebedi olmadığını söylemiş midir?
- Cehennemde bulunanlar alicin kumları kadar kalsalar bile neticede oradan cezalarını çekip çıkarlar, hadisi sahih midir?
- İbn Arabi Zahiri miydi? Kıyası kabul etmediği doğru mudur?
- Harflerin bir ümmet olduğu doğru mudur?
- Mars'ta Muhyiddin Arabi'nin imzası nasıl olabilir?
- Muhyiddin Arabi, Firavun'un mümin olarak öldüğünü söylemiş midir?
- Merhamet etmeyene de merhamet edilir mi?
- İmami Rabbani, İbni Arabi'ye, bana ne senin Mekki kitabından, demiş midir?
- Kâfirlerin ebedi cehennemde kalması nasıl adalet olur?
- Kafirlerin hem yanmaları hem de acı çekmemeleri garip değil mi?