Ayetler olduğu halde, kudsi hadislerin varid olmasında ne gibi bir hikmet vardır?

Tarih: 26.07.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bilindiği gibi, Kutsî hadisler, manası vehiy olup lafzı Hz. Peygamber (asm) tarafından irad edilen hadislerdir.

Ezelî hikmet, vahy-i metlû olan Kur’an’ın 114 sure olmasını uygun görmüştür. Kur’an ise, konuları çok veciz bir şekilde anlatan bir kaynak kitaptır. Halbuki insanların çoğu, veciz ifadelerden layıkıyla anlamayabilir.

Binlerce tefsir ve –Kur’an’ın asıl tefsiri olan- hadislerin varlığı bunun kanıtıdır. Kur’an’ın açıklaması hükmünde olan hadislerin bir kısmı hem mana ham de lafız olarak Hz. Peygambere (asm) bırakılmıştır. Aslında,

 “O kendi kafasından konuşmaz, onun konuştukları ancak ona vahiy edilen bir vahiydir.” (Necm, 53/3-4)

mealindeki ayette işaret edildiği üzere, dinî konulardaki bu hadislerin özeti de vahiydir, fakat tafsilatı ve anlaşılması için getirilen temsiller ve ek açıklamalar ise Efendimize (asm) havale edilmiştir.

 İnsanların büyük çoğunluğunu teşkil eden avam / halk kesimini burhan / delilden ziyade sözün kaynağındaki kutsiyet tesir eder. Hz. Peygamber (asm)'in sözleri de kutsî bir kaynak olmakla beraber, Allah’ın sözlerindeki kutsiyetin daha fazla olduğunda şüphe yoktur. Çünkü Resulullah’ın sözlerinin kutsiyeti de ancak Allah ile olan ilişkiden ötürüdür. Bu sebeple, ilahî hikmet halk üzerindeki tesirini güçlü kılmak hikmetiyle kutsî hadise de yer vermiş olabilir.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun