Ankebut suresi 51. ayete göre Kuran'ın yeterliliği hangi anlamda kullanılmıştır?

Tarih: 28.06.2010 - 00:00 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Bu anlama gelen bir ayet vardır:

"Onlar hâlâ, 'Rabbinden ona bazı mucizeler indirilmeli değil miydi?' diyorlar. De ki: 'Mucizeler yalnız Allah'ın katındadır; ben sadece bir uyarıcıyım.' Kendilerine okunan bu kitabı sana göndermiş olmamız onlara yetmiyor mu? Elbette inanan bir topluluk için onda rahmet ve ibret vardır." (Ankebut, 29/50-51)

Hz. Peygamber (asm) dönemindeki inkarcılar, genellikle iyi niyetli olarak Resûl-i Ekrem (asm)'in gerçekten peygamber olup olmadığını öğrenmek, dolayısıyla gerçeği anlamak için değil, fakat sırf akıllarınca onu güç durumda bırakmak maksadıyla sık sık geçmişteki bazı peygamberler gibi onun da hissî (duyulara hitap eden) mucizeler göstermesini isterlerdi. Ankebut 50. âyette öncelikle mucize göstermenin Allah'a ait olduğu, Peygamber'in görevinin ise insanları inanç ve amel hayatı konusunda uyarmak ve aydınlatmaktan ibaret bulunduğu bildirilmekte; 51. âyette ise çok önemli bir noktaya dikkat çekilmektedir: "Kendilerine okunan bu kitabı sana göndermiş olmamız onlara yetmiyor mu?"

Şu halde Peygamber Efendimiz (asm)'in en büyük mucizesi Kur'an'dır; insanlara asıl gerekli olan, gelip geçici hissî mucizeler değil, benzerini asla ortaya koyamayacakları, hayatın her anında feyzinden yararlanmaları mümkün olan bu ebedî mucizedir. (bk. Zemahşerî, ilgili ayetlerin tefsiri)

Öteki mucizeler duyulara hitap eder, gelip geçicidir; Kur'an ise okunan mucizedir, akla hitap eder. (bk. İbn Âşûr, ilgili ayetlerin tefsiri) İnsanlığın dünya huzuru ve âhiret kurtuluşu için muhtaç olduğu doğru inanç ve düzgün yaşayışın ilkelerini verir. Âyette Kur'an'ın bu özelliği iki kelimeyle verilmektedir: Rahmet ve ibret (zikrâ).

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun