Allah sevdiği bir kulu zillet içinde, küçük düşürecek bir hayatta yaşatır mı?

Değerli kardeşimiz,

- Bir çekirdeğin toprağa gömülmesi, onun hakkında bir zillet değil, fazilettir, yükşeliştir; çekirdek halinden çiçekli ve meyveli ağaç haline çıkmaktır. Bunun gibi, bir kulun başına gelen sıkıntılar ve onun gösterdiği tevazu, mahviyet ve ubudiyet toprağına gömülmek de öyle rahmettir.. Bundan nice sabır, tevazu, kulluk, mağfiret gibi çiçekler, meyveler, renkler, tatlar ve güzel kokular çıkacaktır.

- Fakirlik, hastalık, değersizlik gibi hususlar, insanlar nazarında bir zillet olmakla beraber, insanın enaniyet ve egosunun hortumunu büken birer cerrahi ameliyatlar hükmündedir.

“İnsanlar arasında belalara, musibetlere en fazla maruz kalanlar peygamberlerdir, sonra evliyalardır, sonra da -sırasıyla- onlara yakın olanlardır.” (Mecmau’z-zevaid, h.no: 3740)

mealindeki hadisin ifadesi bu konuda açık bir referanstır. Keza,

“İnsanlar arasında saçı başı dağınık, kapılardan kovulan (insanların gözünde değersiz) öyle Allah’ın kullları var ki, bir konuda yemin etseler, Allah onların yeminlerinin bozulmaması için isteklerini yerine getirir.” (Müslim, h. no:  2622)

mealindeki hadisten de bu gerçeği anlamak mümkündür.

- Şunu da bilmeliyiz ki, izzet ile kibir farklı olmakla beraber görünüşte birbirine benzediği gibi, tevazu ile zillet de görünürde benzerlikleri olmakla beraber gerçekte çok farklı şeylerdir.

Bu sebeple, Allah’ın sevdiği kulların başına gelen hiç bir şey hakiki manasıyla zillet değildir. Zahiren öyle görünse de, gerçekte kulluk manasını pekiştiren, kulluğun temel esprisi olan tevazu ve Allah’ın rahmetini celbetmeye vesile olan bir pozisyon olarak değerlendirmek gerekir.

“Rahman’ın has kulları o kimselerdir ki, onlar yerde tevazu ile yürürler. Cahiller kendilerine laf atarsa ‘Selâmetle!’ derler.”(Furkan, 25/63)

mealindeki ayette de bu sevgili kulların kullukla pekişen tevazularına işaret edilmiştir.

İlave bilgi için tıklayınız:

- Musibetlerin Allah’ın kahrının tecellisi olduğu söyleniyor. Her musibet için bunu söylemek mümkün müdür?

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet