Nazarım geçiyor, bedduam tutuyor; bunu bilerek yapsam olur mu?
- Benim nazarım değdiği oluyor, çok defa olmuştur. Ben de hakkımı yemiş bir insana nazarımı değdirmek ve beddua etmek istiyorum, bu caiz midir?
- Yani ricam, vicdanı açıdan değil fıkhi açıdan cevap verin, çünkü çok büyük zarar gördüm. Nazarımı düşünce gücümle ve bedduamı kalben söylemek istiyorum.
Değerli kardeşimiz,
Burada konuyu şu hadis-i şerif çerçevesinde değerlendirmekte fayda vardır.
Rivayet edildiğine Peygamberimiz (asm),
“İslam’da ne başta zarar vermek ne de zararı zararla karşılamak yoktur.” buyurdu. (bk. Hâkim, el-Müstedrek, 2/66; Mecmau’z-Zevaid, h. no: 6536)
Bu hadis rivayeti, Fıkıhta önemli bir kural olarak kabul edilmiştir. Bunun manası şudur: Hiç kimse kendine zara veremediği gibi, başkasına da zarar veremez.
İslam’da önemli olan insanların menfaatini gözetmektir. Bu da zarara uğramamak ve başkasını zarara uğratmamakla gerçekleşir. Eğer siz, size zarar veren bir kimseyi zarara sokarsanız, bu hareket İslam’ın “Celb-i menafi ve def-i mefasid”(Menfaatleri kazandırmak ve zararları defetmek) prensibine aykırıdır. Çünkü, sizin, size zarar verene zarar vermeniz, insanlık camiasına (birisi size biri de karşı tarafa) iki zararın oluşmasına sebep olursunuz. Ve ne size ne de karşı tarafa ne menfaati celbetmek ne de bir fesadı defetmek gibi bir şey de gerçekleştirmiş olmazsınız.
Bu sebeple, sizin size zarar veren kimseye zarar vermeniz, İslam’ın ruhuna ve fıkıh kurallarına aykırıdır.
Beddua ise, belki fıkıh yönü fazla olmayan bir şeydir. Ancak, netice itibariyle bu da başkasına zarar verme arzusudur.
Bu ise, yukarıdaki hadisin ifadesinde yer alan prensibe ters düşmektedir. Çünkü, beddua etmeniz durumunda da sizin zararınız telafi edilmiş olmuyor.
Eğer çok cömert davranırsanız:
“Ey iman edenler! Eşlerinizden ve evlatlarınızdan size düşman olanlar da çıkabilir. Böyle olanlara karşı dikkatli olun! Bununla beraber müsamaha eder, kusurlarına bakmaz, onları affederseniz bu da sizin için bir fazilettir. Çünkü Allah da gafûrdur, rahîmdir/affı ve ihsanı boldur. Siz kusurları bağışlarsanız O da size öyle muamele eder.” (Teğabun, 64/14)
mealindeki ayetin gösterdiği yolda yürür ve imanlı kalbinizi ferahlandırırsınız.
Bu cömertliği yapmazsanız nefsinizi tatmin etmek için “Seni Allah’a havale ediyorum” deyip içinizi rahatlatırsınız.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Mevlana’nın, Şii olduğu ve Hz. Ali’yi ilahlaştırdığı iddiası doğru mudur; onun Ehl-i Beyt ve sahabe sevgisi hakkında bilgi verir misiniz?
- Allah’a inanan, peygamberleri kabul etmeyeni nasıl ikna edebilirim?
- Kadının geçimsizliği durumunda başvurulacak çareleri Kur'an ve hadisler ışığında açıklar mısınız?
- İnsanların, halktan gizleyerek özel mekanlarda işledikleri günahlar ve ayıpları görenler ne yapacaklar?
- Bir müslüman her duyduğu şeye inanmalı mıdır? Bunun manevi sorumluluğu var mıdır?
- Organ bağışı, organ ve doku nakli helal midir? Müslüman olmayan bir kimseden organ almak ya da ona organ bağışlamak uygun mudur?
- İhlasa riya kapısından girilir, sözü ne demektir?
- İslamiyet niçin gönderildi, nasıl meydana geldi?
- Mimar Sinan nasıl bir insandı? Hayatı ve kişiliği hakkında bilgi verir misiniz?
- Müslümanın, diğer müslümanlar üzerindeki hakları nelerdir?