Mevlana’nın, "Müzik Allah'ın lisanıdır." anlamındaki sözünü nasıl anlamalıyız?
- Şems-i Tebrizi'nin ''Musikinin ritminde bir sır saklıdır. Eğer onu ifşa etseydim dünya alt üst olurdu.'' sözünü nasıl anlamalıyız?
Değerli kardeşimiz,
- Ehl-i tasavvufun bu gibi konularda sarf ettikleri sözler, İslam şeriatının naslara dayalı hükümlerinin ilmî bir yorumundan ziyade, şahsi, ruhânî zevklere dayalı metafizik bir yorum özelliğini gösterir.
Bu sebeple, İslam dinine göre bir şeyin helal veya haram olduğunu öğrenmek için, fıkıh âlimlerinin fetvalarına bakmak gerekir.
- Şems-i Tebrizî’nin ilgili sözleri, kendi gönül dünyasında hissettiği ve tevhit inancı noktasında algıladığı; yani her şeyin Allah’ı tesbih ettiği gerçeğinden hareketle musikî ritimlerinin ortaya koyduğu nağmeler ile kâinatın tarrakaları arasındaki bağlantıya, aynı melodiyi seslendirdiğine dikkat çekmek istemiş olabilir. İmam Gazali de ses ile ruh arasında kuvvetli bir bağlantının olduğunu ifade eder.
Bu açıdan, musikinin ritimleri ile tesbihte bulunan kâinatın tesbih ritimlerinin birlikte yansıdığı bir ruh ve gönül aynasında istiğrak haletine yol açacak şekilde bir harmoni meydana getirecektir.
İşte Şems-i Tebrizi, böyle bir halet-i ruhiyede hissettiklerini seslendirmiştir.
- Mevlana’nın “Müzik Allah'ın lisanıdır.” sözü mecaz bir ifadedir. Her şey Allah’ın birer sözüdür. Ya kudret sıfatından gelen mücessem, maddî bir sözüdür. Yani onun kudreti tarafından yaratılmış bir yaratma lisanının ürünüdür ya da vahiy yoluyla kelam sıfatından gelen semavi kitaplar gibi hakiki sözleridir yahut da ilham gibi manevî sözlerdir.
Müzik de -söylenenler doğruysa- Mevlana’nın hoş gördüğü bir söz olup, metafizik boyutta metafor bir tesir icra etmektedir. Sonuç olarak “Her şey Allah’ı tesbih etmektedir.” mealindeki ayetin gösterdiği doğrultuda konuya bakıldığında, her şey bir nevi ilahî musikiyle hemhaldir demektir.
İşte bütün bu maddi-manevi müzikal melodiler, Allah’ın kudret ve kelam sıfatlarından geldiği için, Mevlana, mecaz olarak “Müzik Allah'ın lisanıdır.” demiş olabilir.
- Yalnız şunu da vurgulayalım ki, Mevlana’nın ney çalıp çalmadığı, musikiye hoş bakıp bakmadığı konusunda araştırmacılar arasında farklı görüşler vardır.
En başta da dediğimiz gibi, haram-helal konusunun uzmanları, Kur’an ve sünneti esas alarak içtihat yapmış olan İslam hukuku/fıkıh alimleridir. Bu bilgileri, Şatahatleri ve istiğrak haletleri çok olan ehl-i tasavvuftan değil, asfiya makamındaki dört mezhep imamları başta olmak üzere, müçtehit alimlerden öğrenmek gerekir.
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Mevlana ve Sems-i Tebrizi ilk karşılaştığında Sems-i Tebrizi’nin sorusunun hikmeti nedir?
- Hz. Mevlana sema yapmış mıdır?
- Mevlana, Şems ve Burhaneddin Muhakkik, şaraba helal mi demişler?
- "Ah minel aşki ve hâlâtihi, / Ahraka kalbî bi-harârâtihî." beyti kime aittir, ne demektir?
- Mevlana aslında kimdir?
- Mevlana Celaleddin-i Rumi ve Şems-i Tebrizi hakkında bilgi verir misiniz?
- “Allah varsa, var olan görülür” “Şeytan ateşten yaratılmıştır. Ateş ateşi yakmaz?” “Cüzi irade var diyorsun. Her şeyin yaratıcısı Allah ise insan ne yapabilir?” şeklindeki sorulara cevap veren Ebu Hanife midir, yoksa Şems-i Tebrizi midir?
- Bir insan Allah'a sitem edebilir mi?
- Mevlana’nın aşkı tam yaşaması için Şems gerekli miydi? Ben Allah aşkı için ne yapabilirim?
- Mevlana, Moğollara yönelik neden cihad etmemiştir?