Melek, cin ve şeytanlarla ilgili ayetler hangileridir?

Tarih: 09.05.2012 - 11:35 | Güncelleme:

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Konuyla ilgili bütün ayetleri vermek zordur. Çünkü doğrudan olmasa da işaret eden ayetler de vardır. Bazı ayetleri vermeye çalışalım:

MELEKLERLE İLGİLİ AYETLER

"Ben cinleri ve insanları sırf beni tanıyıp yalnız bana ibadet etsinler diye yarattım." (Zariyat, 51/56)

"Tuttular Süleyman'ın mülküne dair şeytanların uydurup izledikleri şeylerin ardına düştüler. Oysa, Süleyman kafir olmadı, ama o şeytanlar kafir oldular; insanlara büyücülük ve Babil'de Harut, Marut adında iki meleğe indirilen şeyleri öğretiyorlardı. Halbuki o ikisi: «Biz ancak bir imtihan için gönderildik, sakın sihir yapıp kafir olma!» demedikçe bir kimseye büyü öğretmezlerdi. İşte bunlardan karı-koca arasını ayıran şeyler öğreniyorlardı. Fakat Allah'ın izni olmadıkça bununla kimseye zarar veremezlerdi. Kendilerine zarar verecek ve faydası olmayacak bir şey öğreniyorlardı. Andolsun ki, onu her kim satın alırsa, onun ahirette bir nasibi olmadığını da çok iyi biliyorlardı. Keşke kendilerini ne kötü şey karşılığında sattıklarını bilselerdi!" (Bakara, 2/102)

"Bir de harp esiri olarak elinize geçen cariyeler dışında, evli kadınlarla evlenmeniz Allah yazısı olarak haramdır. Bunların dışındakileri ise, zinadan kaçınıp namuslu yaşamak üzere mallarınızla istemeniz size helal kılındı. O halde hangisiyle nikah ile münasebette bulundunuzsa, mehirlerini kendilerine bir farz olarak verin. O mehri kesiştikten sonra aranızda bir değişiklik yapmak hususunda anlaşmanızda da size bir günah yoktur. Her zaman Allah hakkıyla bilen mutlak hüküm sahibidir." (Nisa, 4/24)

"Bir de «Şuna bir melek indirilse de görsek?» diyorlar. Eğer öyle bir melek indirseydik muhakkak iş bitirilmiş olur, kendilerine bir an bile göz açtırılmazdı! Kendisini bir melek de yapsaydık, yine onu bir erkek kılacak ve onları yine düştükleri şüpheye düşürecektik." (En'am, 6/8, 9)

"De ki: «Ben size «Allah'ın hazineleri benim yanımdadır.» demiyorum; gaybı da bilmem, size «Ben meleğim.» de demiyorum; ben ancak bana verilen vahye uyarım.» De ki: «Kör ile gören bir olur mu? Artık biraz düşünmez misiniz?" (En'am, 6/50)

"Böylece İbrahim'e göklerin ve yerin melekutunu gösteriyorduk ki, kesin inananlardan olsun." (En'am, 6/75)

"Derken şeytan, kendilerine örtülmüş olan ayıp yerlerini açmak için ikisine de vesvese verdi ve: «Rabbiniz size bu ağacı yalnızca birer melek olmamanız, yahut ölümsüzlüğe kavuşmamanız için yasak etti.» dedi." (A'raf, 7/20)

"Bunlar göklerin, yerin ve Allah'ın yarattığı her hangi bir şeyin tedbir ve tasarrufu hakkında hiçbir fikir yürütemediler mi? Ve bir de şu ecellerinin yaklaşmış olması ihtimalini hiç düşünmediler mi? O halde buna inanmadıktan sonra hangi söze inanırlar." (A'raf, 7/185)

"Yanlarına döndüğünüzde size özür beyan edecekler. De ki: «Özür beyan etmeyin, asla size inanmayacağız! Doğrusu Allah bize durumunuzdan birçok haberler verdi; bundan böyle de Allah ve Resulü yaptıklarınızı görecektir; sonra hepiniz gizliyi aşikarı bilen Allah'ın huzuruna götürüleceksiniz. O vakit O, size neler yaptığınızı haber verecektir.»" (Tevbe, 9/94)

"Ve de ki: «Çalışın! Çünkü yaptıklarınızı hem Allah görecek, hem Resulü, hem de mü'minler ve hepiniz mutlaka o gizli ve açığı bilen Allah'ın huzuruna götürüleceksiniz; o zaman O, size neler yaptığınızı haber verecek.»" (Tevbe, 9/105)

"Şimdi belki de sen, onların: «Ona bir hazine indirilse veya beraberinde bir melek gelse ya!» demeleri yüzünden için sıkılarak, sana vahyolunanın bir kısmını terkedecek olursun. Fakat sen, ancak bir uyarıcısın. Allah ise her şeye vekildir." (Hud, 11/12)

"Ben size, «Allah'ın hazineleri benim yanımdadır.» demiyorum. Ne gaybı bilirim, ne de «Ben bir meleğim.» diyorum. O sizin gözlerinizin horladığı kişiler hakkında: «Allah, onlara hiçbir hayır vermez.» de demem. Onların içlerindekini en iyi bilen Allah'tır. O takdirde zalimlerden olmuş olurum!» dedi." (Hud, 11/31)

"Onların gizliden gizliye dedikodularını duyunca, onlara bir davetçi gönderdi, onlar için dayalı döşeli bir sofra hazırladı, her birine bir bıçak verdi ve: «Çık karşılarına!» dedi. Kadınlar onu görür görmez çok büyüttüler, kendi ellerini doğradılar ve: «Haşa, Allah için bu bir insan değil, ancak değerli bir melektir!» dediler." (Yusuf, 12/31)

"Söyle onlara: «Eğer yeryüzünde uslu uslu yürüyen melekler olsaydı, elbette onlara gökten melek olan bir peygamber gönderirdik!»" (İsra, 17/95)

"Yine o vakti hatırla ki, meleklere: «Âdem için secde edin!» demiştik, hemen secde ettiler, ancak İblis cinlerden idi Rabbinin emri dışına çıktı. Şimdi siz beni bırakıp da onu ve soyunu kendinize dost mu ediniyorsunuz? Onlar size düşman iken! Zalimler için ne kötü bir değişme!" (Kehf, 18/50)

"Bir de: «Bu nasıl peygamberdir ki, yemek yiyor ve çarşılarda dolaşıyor? Ona bir melek indirilip de beraberinde bir yaver, bir savulcu olsa ya?»" (Furkan, 25/7)

"De ki: «Size tayin edilmiş olan ölüm meleği canınızı alacak, sonra döndürülüp Rabbinize götürüleceksiniz!» (Secde, 32/11)

"Göklerde nice melekler vardır ki, Allah'ın dileyip razı olduğuna izin vermeden önce şefaatleri hiçbir işe yaramaz." (Necm, 53/26)

"Melek de kenarları üzerindedir ve üstlerinde o gün Rabbinin Arş'ını sekiz melek taşır." (Hakka, 69/17)

"Rabbinin emri gelip melekler saf saf dizildiği zaman,.." (Fecr, 89/22)

CİNLERLE İLGİLİ AYETLER

"Bir de tutup cinleri (gizli yaratıkları) -onları yarattığı halde- Allah'a ortak koştular. Bundan başka bir de O'na oğullar ve kızlar saçmaladılar, ne dediklerini bildikleri yok. O'nun yüce zatı, onların vasıflamalarından münezzeh ve yücedir." (En'am, 6/100)

"Böylece biz, her peygambere insanların ve cinlerin şeytanlarını düşman etmişizdir; bunlar, aldatmak için birbirlerine yaldızlı sözler fısıldarlar. Eğer Rabbin dileseydi bunları yapmazlardı. O halde onları iftiraları ile başbaşa bırak!" (En'am, 6/112)

"Onların hepsini toplayıp bir araya getireceği gün: «Ey cin topluluğu, gerçekten şu insanlara çok çektirdiniz!» diyecek, insanlardan onların yardakçıları da: «Ey Rabbimiz, biz birbirimizden yararlandık ve bizim için kararlaştırdığın ecele ulaştık.» diyecekler. Allah: «Sizin ikametgahınız, Allah'ın dilediği zamanlardan başka, ebedi kalmak üzere ateştir. Şüphesiz Rabbin hikmet sahibidir, her şeyi bilendir.»" (En'am, 6/128)

"Ey cin ve insan topluluğu, size ayetlerimizi anlatan ve bu gününüzün geleceğini haber veren peygamberler gelmedi mi? Onlar: «Ey Rabbimiz, biz kendi aleyhimize şahitlik ederiz.» diyecekler. Dünya hayatı onları aldattı da kendi aleyhlerine kafir olduklarına şahitlik ettiler." (En'am, 6/130)

"Girin bakalım cinlerden ve insanlardan sizden önce geçen milletlerin arasında ateşe, der. Her millet girdikçe, kendilerine uyup sapıklığa düştüğü hemşiresine (dindaşına) lanet eder. Sonunda hepsi orada birbirlerine ulanırlar. Sonrakileri, öndekileri göstererek: «Ey Rabbimiz, işte şunlar bizi yoldan çıkardılar; onun için onlara ateşten iki katlı azap ver!» derler. Allah: «Her birinize iki katlı, fakat bilmiyorsunuz.» der." (A'raf, 7/38)

"Andolsun ki, cin ve insanlardan bir çoğunu cehennem için yarattık. Onların kalpleri vardır, onunla gerçeği anlamazlar, gözleri vardır, onlarla görmezler; kulakları vardır ama onlarla işitmezler. İşte bunlar hayvan gibidirler, hatta daha şaşkındırlar. İşte o gafiller ancak bunlardır." (A'raf, 7/179)

"Ancak Rabbinin rahmeti ile bağışladığı kimseler başka. Zaten onları bunun için yaranı ve Rabbinin: «Andolsun ki, cehennemi tamamen cinlerden ve insanlardan dolduracağım!» sözü tamamen yerine geldi." (Hud, 11/119)

"De ki: «Yemin ederim eğer insanlar ve cinler bu Kur'an'ın benzerini getirmek üzere toplansalar, birbirlerine yardımcı bile olsalar onun bir benzerini getiremezler.»" (İsra, 17/88)

"Cinlerden, insanlardan ve kuşlardan orduları Süleyman'ın huzurunda toplandı. Bunların hepsi (Onun tarafından) sevk ve idare olunuyorlardı." (Neml, 27/17)

"Cinlerden bir ifrit: «Sen makamından kalkmadan önce ben onu sana getiririm. Ve gerçekten bunu yapmaya hem gücüm, hem de güvenim var.» dedi." (Neml, 27/39)

"Eğer dilemiş olsaydık, herkese hidayetini verirdik; fakat tarafımdan şu söz verildi: «Elbette ve elbette cehennemi bütün cin ve insanlardan dolduracağım!» (Secde, 32/13)

"Süleyman'ın emrine de rüzgarı verdik. Sabah gidişi bir aylık akşam dönüşü bir aylık yol idi. Erimiş bakır kaynağını da ona sel gibi akıttık. Rabbinin izniyle elinin altında cinlerden de çalışan vardı. Onlardan da her kim emrimizden saparsa, ona ateş azabım tattırırız." (Sebe', 34/12)

"Sonra onun ölümüne hükmettiğimizde onlara onun ölümünü sezdiren olmadı, yalnız bir güve (böceği) dayandığı asasını yiyordu. Bu sebeple yere yıkıldığında besbelli oldu ki, eğer cinler gaybı bilselerdi, o horlayıcı azap içinde bekleyip durmazlardı." (Sebe', 32/14)

«Seni tenzih ederiz. Sensin onlara karşı bizim sahibimiz! Hayır, onlar cinlere tapıyorlardı, çoğu onlara inanmıştı!» diyeceklerdir." (Sebe', 34/41)

"Bir de Allah ile cinler arasında bir soy bağı uydurdular. Andolsun cinler bilirler ki onlar huzura celbedileceklerdir." (Saffat, 37/158)

"Hem onlara bir takım yanaşıklar sardırmışızdır da (tebelleş ettirmişizdir de) onlar, kendilerine önlerindekini ve arkalarındakini süsleyivermişlerdir. Cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce geçen ümmetler içinde onların aleyhine de (azap) söz(ü) hak olmuştur; çünkü hep kendilerine yazık etmişlerdir." (Fussilet, 41/25)

"Ve o küfredenler muhakkak diyecekler ki: «Ey Rabbimiz göster bize, cinlerden ve insanlardan bizi saptıranların ikisini de onları ayaklarımızın altına alalım, en aşağılıklardan olsunlar!»" (Fussilet, 41/29)

"İşte bunlar, cinlerden ve insanlardan kendilerinden önce geçen ümmetler içinde haklarında (azap) söz(ü) hak olmuş olan kimselerdir. Çünkü bunlar, hep hüsrana mahkum olmuşlardır." (Ahkaf, 46/18)

"Bir de şu vakti anlat, hani cinlerden bir takımını Kur'an dinlemek üzere sana göndermiştik. Onu dinlemeye geldiklerinde: «Susun, dinleyin!» dediler. (Dinleme) bitirilince de dönüp uyarmak üzere kavimlerine gittiler." (Ahkaf, 46/29)

"Ben cinleri ve insanlan ancak bana kulluk etsinler diye yarattım." (Zariyat, 51/56)

"Cinleri de maric (halis ateş)den yarattı;.." (Rahman, 55/15)

"Ey cin ve insan topluluğu! Göklerin ve yerin çevresinden aşıp geçmeye gücünüz yeterse geçin gidin, (ama) bir güce sahip olmadan geçemezsiniz;" (Rahman, 55/33)

"De ki: «Cinlerden bir grubun (Kur'an'ı) dinleyip de şöyle dedikleri bana vahyolundu: «İnan olsun biz acaip bir Kur'an dinledik." (Cin, 72/1)

"Doğrusu biz insanları ve cinleri Allah'a karşı asla yalan söylemez sanmışız." (Cin, 72/5)

"Doğrusu insanlardan bazı erkekler cinlerden bazı erkeklere sığınırlardı da onların istilalarını artırıyorlardı." (Cin, 72/6)

"Gerek cinlerden, gerekse insanlardan (olsun).» (Nas, 114/6)

ŞEYTANLA İLGİLİ AYETLER

"Bunun üzerine şeytan onları oradan kaydırdı, ikisini de bulundukları o bolluk içindeki yerden çıkardı. Biz de: «Haydi kiminiz kiminize düşman olarak inin ve yerde bir zamana kadar kalıp nasibinizi alacaksınız.» dedik." (Bakara, 2/36)

"Ey insanlar, bütün yeryüzündeki nimetlerimden helal ve temiz olmak şartıyla yiyin; fakat şeytanın adımlarına uymayın! Çünkü o sizin açık bir düşmanınızdır." (Bakara, 2/168)

"Ey iman edenler, topluca barışa girin ve şeytanın adımlarına uymayın; çünkü o, sizin aranızı açan belli bir düşmandır." (Bakara, 2/208)

"Şeytan, sizi yoksullukla korkutup çirkin çirkin şeylere teşvik ediyor. Allah ise, kendi katından bir bağışlama ve fazla bir kar va'dediyor. Allah'ın gücü geniş,ilmi çoktur." (Bakara, 2/268)

"Faiz yiyen kimseler, şeytan çarpmış kimsenin kalktığı gibi kalkarlar. Bu, onların: «Ticaret, tıpkı faiz gibidir.» demeleri yüzündendir. Oysa, Allah, ticareti helal, faizi haram etti..." (Bakara, 2/275)

"Onu doğurduğu zaman: «Ya Rab, onu kız doğurdum» dedi. Oysa ne doğurduğunu Allah daha iyi biliyordu. Halbuki erkek, kız gibi değildi; ben onun adını Meryem koydum ve işte onu ve soyunu taşlanmış şeytanın şerrinden sana ısmarlıyorum." (Âl-i İmran, 3/36)

"O iki topluluk çarpıştığı gün içinizden arkasını dönenlerin, şeytan yalnızca bazı yaptıklarından dolayı ayaklarını kaydırmak istedi. Yine de Allah onları bağışladı. Allah çok bağışlayıcıdır, halimdir." (Âl-i İmran, 3/155)

"Size o haberi getiren şeytan, yalnızca kendi dostlarını korkutur. Siz onlardan korkmayın, bana isyandan korkun, eğer inanıyorsanız!" (Âl-i İmran, 3/175)

"Onlar, Allah'a ve ahiret gününe inanmadıkları halde mallarını insanlara gösteriş için sarfederler. Kime de şeytan arkadaş olursa, artık o ne kötü arkadaştır." (Nisa, 4/38)

"Bakmaz mısın; o hem sana indirilene, hem senden önce indirilene iman ettiklerini söyleyip gezen kimselere ki, o azgın şeytan tarafından muhakeme edilmelerini istiyorlar. Oysa onu emrolunmuşlardı. O şeytan da onları, bir daha dönemeyecekleri kadar uzak bir sapıklığa düşürmek istiyor." (Nisa, 4/60)

"İman edenler Allah yolunda cenk ederler, küfredenler ise Tağut = azgın şeytan yolunda çarpışırlar. O halde şeytanın taraftarlarını öldürmeye bakın! Her zaman şeytanın hilesi çürüktür." (Nisa, 4/76)

"Ey iman edenler, içki, kumar, putlar ve kısmet çekilen zarlar, hep şeytan işi, murdar bir şeydir. Onun için siz ondan kaçın ki yakayı kurtarasınız. Şeytan, içki ve kumarla sadece aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allah'ı anmaktan ve namazı kılmaktan alıkoymak ister. Artık vazgeçiyorsunuz değil mi?" (Maide, 5/90, 91)

"Ayetlerimiz hakkında münasebetsizliğe dalanları gördüğün vakit, kendilerinden yüz çevir, ta ki başka bir söze dalsınlar. Eğer şeytan bunu sana bir an unutturursa, hatırına geldiği gibi hemen kalk, o zalimler topluluğu ile beraber olma!" (En'am, 6/68)

"Hayvanlardan gerek yük taşıyıcıları, gerekse sergi yapmakta yararlanılacakları yaratan da O'dur. Allah'ın size verdiği rızıklardan yiyin, fakat şeytanın adımlarına uymayın; çünkü o, sizin için açık bir düşmandır." (En'am, 6/142)

"Derken şeytan, kendilerine örtülmüş olan ayıp yerlerini açmak için ikisine de vesvese verdi ve: «Rabbiniz size bu ağacı yalnızca birer melek olmamanız yahut ölümsüzlüğe kavuşmamanız için yasak etti.» dedi." (A'raf, 7/20)

"Bu şekilde onları kandırıp sarktırdı. Bunun üzerine o ağacın meyvesini tattıklarında, ikisine de ayıp yerleri açılıverdi ve üzerlerini üst üste cennet yapraklarıyla yamamaya başladılar. Rableri onlara: «Ben size bu ağacı yasaklamadım mı, haberiniz olsun bu şeytan size açık bir düşmandır, demedim mi?» diye seslendi." (A'raf, 7/22)

"Allah'tan korkanlar, kendilerine şeytandan bir vesvese geldiği zaman, durup düşünürler ve derhal gerçeği görmeye başlarlar." (A'raf, 7/201)

"O vakit şeytan kendilerine yaptıklarını güzel göstermiş ve: «Bugün insanlardan size galip gelecek yok ben de sizi destekliyorum.» demişti. Fakat iki ordu karşılışınca ardına dönüverdi ve: «Ben kesinlikle sizden uzağım, sizin göremeyeceğiniz şeyleri görüyorum ve ben Allah'tan korkarım. Öyle ya, Allah'ın cezalandırması çok şiddetlidir.» dedi." (Enfal, 8/48)

"Babası: «Yavrum, rüyanı kardeşlerine anlatma, sonra sana bir tuzak kurarlar; çünkü şeytan, insana belli bir düşmandır." (Yusuf, 12/5)

"Birde bu ikisinden kurtulacağım sandığı kişiye: «Efendinin yanında beni an!» dedi. Ona da şeytan, efendisinin yanında anmayı unutturdu da yıllarca zindanda kaldı." (Yusuf, 12/42)

"İş bitince şeytan da der ki: « Allah size gerçek olanı va'detti; ben de bir va'd yaptım, size karşı yalancı çıktım! Zaten benim size karşı bir gücüm yoktu; ancak sizi çağırdım, siz de bana uydunuz; o hakte beni kınamayınız, kendinizi kınayınız! Ben sizi kurtaramam, siz de beni kurtaramazsınız. Bundan önce de ben, sizin beni Allah'a ortak koşmanızı tanımamıştım; muhakkak ki, zalimlerin hakkı acı bir azaptır!» (İbrahim, 14/22)

"Bir de onu lanetlenmiş her şeytandan koruduk." (Hicr, 15/17)

"Allah'a andolsun ki, senden önce birçok ümmetlere peygamberler gönderdik, ne var ki, şeytan onlara yaptıklarını güzel gösterdi. Bugün de onların dostudur. Onlar için acı bir azap vardır. (Nahl, 16//63)

"Çünkü saçıp savuranlar şeytanın kardeşleridirler; şeytan ise Rabbine karşı çok nankördür." (İsra, 17/27)

"Genç: «Gördün mü dedi kayaya sığındığımız vakit doğrusu ben balığı unuttum; onu hatırlamamı muhakkak şeytan unutturdu. O şaşılacak bir şekilde denizdeki yolunu tutmuştur.» (Kehf, 18//63)

"Babacığım, şeytana tapma; çünkü şeytan esirgeyen Allah'a isyan etti." (Meryem, 19/44)

"Derken şeytan ona vesvese verdi: «Ey Adem, sana sonsuzluk ağacını ve çürümesi olmayan bir saltanatı göstereyim mi?» dedi." (Taha, 20/120)

"Bunu, şeytanın karıştıracağı şüpheyi kalplerinde hastalık bulunan ve kalpleri kaskatı olan kimselere bir imtihan vesilesi kılmak için böyle yapar. Çünkü zalimler haktan uzak bir ayrılık için dedirler." (Hac, 22/53)

"Ey iman edenler, şeytanın adımlarına uymayın! Her kim şeytanın adımlarına uyarsa, şunu bilsin ki o, çirkin ve kötü şeyler emreder. Allah'ın size karşı lütfu ve rahmeti olmasaydı, içinizden hiçbiri asla temize çıkamazdı; fakat Allah, dilediğini temize çıkarır. Allah, her şeyi işiten, her şeyi bilendir." (Nur, 24/21)

"Bana geldikten sonra Kur'an, vallahi o beni saptırdı.» Öyle ya şeytan insanı yapayalnız, yardımsız bırakır." (Furkan, 25/29)

"Onu ve halkını, Allah'a değil, güneşe secde ediyorlar gördüm. Şeytan onlara yaptıklarını yaldızlamış ve bu şekilde kendilerini yoldan saptırmış da doğru gidemiyorlar." (Neml, 27/24)

"Bir de halkının habersiz bulunduğu bir sırada şehre girdi, orada dövüşmekte olan iki adam buldu. Biri kendi taraftarlarından, biri düşmanlarındandı. Kendi taraftarlarından olan düşmanlarından olana karşı kendisinden yardım istedi. Musa da ona bir yumruk indirdi ve işini bitiriverdi. Bunun üzerine: «Bu, şeytanın işindendir. O, gerçekten şaşırtıcı belli bir düşmandır.» dedi." (Kasas, 28/15)

"Ad ve Semud'a da (peygamberler gönderdik) ki, size bunlar, meskenlerinden belli olmaktadır. Şeytan, onlara yaptıklarını güzel göstermiş ve kendilerini yoldan çevirmişti; halbuki, gözleri açık adamlardılar." (Aankebut, 29/38)

"Onlara: «Allah'ın indirdiğine uyun!» denildiği zaman: «Hayır, biz atalarımızı neyin üzerinde bulduksa onun ardınca gideriz.» diyorlar. Ya şeytan onları kızgın alevli ateşin azabına çağırıyor idiyse de mi?" (Lokman, 31/21)

"Haberiniz olsun ki, şeytan size düşmandır, siz de onu düşman tutun; çünkü O, etrafına toplanan yandaşlarını ancak alevli cehennemlik dostlarından olsunlar diye davet eder." (Fatır, 35/6)

"Ey Âdemoğulları, ben size şeytana kulluk etmeyin, o size açık bir düşmandır, diye and vermedim mi?" (Yasin, 36/60)

"Kulumuz Eyyub'u da an, o zaman Rabbine şöyle nida etmişti: «Bak bana, meşekkat ve acı ile şeytan dokundu!» (Sad, 38/41)

"Şayet seni şeytandan (gelen) bir dürtüş dürtecek olursa, hemen Allah'a sığın, O'dur ancak işiten. bilen!" (Fussilet, 41/36)

"Haberiniz olsun ki, kendilerine doğru yol belli olduktan sonra gerisin geri küfre dönenlere, şeytan fit vermiş ve onları uzun uzun emellere düşürmüştür." (Muhammed, 47/25)

"Şeytan kendilerini istila etmiş ve kendilerine Allah düşüncesini unutturmuştur. İşte onlar şeytanın yandaşlarıdırlar. Uyanık ol ki, şeytanın yandaşları hep hüsrana düşenlerdir." (Mücadele, 58/19)

"Tıpkı şeytanın meseli gibi ki, insana: «İnkar et!» dedi de, inkar edince: «Ben senden uzağım; çünkü ben alemlerin Rabbi olan Allah'tan korkarım!» dedi." (Haşr, 59/16)

"Ve o (Kur'an), kovulmuş şeytanın sözü değildir." (Tekvir, 81/25)

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?

Yorumlar

olmezali1987

DEĞERLİ KARDESİM HİÇ Mİ KUR'AN MEALİ OKUMADIN YA DA OKUMUYO MUSUN? ALLAH İÇİN OKUMANI TAVSİYE EDERİM.

Yorum yapmak için Giriş Yapın ya da Üye olun.
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun