Mecaz nedir, "Mecazu'l-Kur'an" ilmini kimler kabul etmiyor?
- Bu ilmi kabul etmeyenlerin içinde İbni Teymiyye ve İbni Arabi var mıdır?
Değerli kardeşimiz,
Mecazu’l-Kur’an deyimi, Kur'ân-ı Kerîm'deki mecazi lafızların tefsirini konu alan ilim dalı ve bu dalda yazılan eserlerin ortak adıdır.
Belagat âlimlerine göre, gerçek anlamın kastedilmesine engel olan bir karine ile ve bir alâkanın varlığı sebebiyle, gerçek anlamı dışında bir mânada kullanılan kelime ve terkibe mecaz denir. Mecaz, lafızda olduğu gibi terkipte ve cümlede de olur. İslâm âlimleri arasında dilde ve Kur'an'da "hakikatin varlığı konusunda bir ihtilâf bulunmamaktadır. Çünkü Kur'an'ın büyük bir kısmı bu tür kelime ve ifadelerden oluşmaktadır. Hakikat bildiren lafızlar asıl mânaları dışında anlam taşımayan, takdim-tehir ifade etmeyen ve olumsuzluk kabul etmeyen lafızlardır. (Süyûtî, el-İtkân (Bugâ), II, 753; Ebu’l-beka, el-Külliyyât, s. 361)
Dilde varlığı inkâr edilemeyen mecazın Kur'an'da mevcut olup olmadığı tartışmalıdır. Kur'an, Arap dilinin kurallarına ve ifade şekillerine uygun olarak geldiğinden mecaz, istiare, kinaye, teşbih, temsil, telmih ve hazif gibi dil olguları ile edebî sanatların Kur'an'da da yer alması tabiidir. Bu gerekçelerle dilcilerin ve İslâm âlimlerinin çoğunluğu Kur'an'da mecazın varlığını kabul etmiştir.
Hz. Peygamber (asm)'in bazı mecazi ifadeleri ve ashabın bunlara göre ortaya koyduğu davranış şekilleri mecazın varlığının bir başka delilidir.
Ramazanda imsak vaktinden söz eden âyetteki (Bakara, 2/187) "beyaz ve siyah ip" kelimelerini hakiki mânalarıyla alıp yastığının altına siyah ve beyaz renkteki ipleri koyarak vakti belirlemeye çalışan ve daha sonra konuyu Hz. Peygamber (asm)'e arzeden Adî b. Hâtim'in durumu mecaz konusu için çok açıktır. Nitekim Adî'yi dinleyen Resül-i Ekrem bunların "gecenin karanlığı ve gündüzün aydınlığı" anlamına geldiğini ifade etmiştir. (Buhârî, Tefsir, 2, Savm, 16)
Resûlullah'ın hanımlarının sorduğu, "Hangimiz sana daha önce kavuşacağız?" sorusuna "Eli en uzun olan" şeklinde cevap vermesi (Buhârî, Zekât, 11) onların da bu cevapla cömertliğin kastedildiğini anlaması Hz. Peygamber'in günlük hayatında mecazın yer aldığını göstermektedir.
Kur'an'da mecazların varlığını Zahirîler'den Dâvûd ez-Zahirî ve oğlu Ebü Bekir İbn Dâvûd ez-Zâhirî, Şâfiîler'den İbnü'l-Kâs, Mâlikîler'den İbn Huveyzmindâd ve Mu'tezile'den Ebû Müslim el-İsfahânî gibi ilk dönem âlimleri kabul etmemiştir. Bunlara göre mecaz yalanın kardeşidir; nitekim söz söyleyen kimse meramını hakikatlerle dile getirmekten âciz kaldığı zaman mecaza sığınır, bu ise Allah için muhaldir. (Zerkeşî, el-Burhân, Beyrut 1415/1994, II, 377; Süyûtî, II, 703)
Muhyiddin İbnü'l-Arabî ile Takıyyüddin İbn Teymiyye de, Kur'an'da gerek Allah'ın zâtı ve sıfatları gerekse diğer konularla ilgili olarak kullanılan ve mecaz olduğu iddia edilen lafız ve tabirlerin mecaz olmadığı görüşündedir.
Kur'an'da mecazın varlığına dair tartışmalar ilk dönemle sınırlı kalmamış, günümüze kadar gelmiştir.
Kur'an'da mecazın varlığına itiraz edenler, aynı gerekçelerle kinayelerin de bulunduğunu kabul etmemişlerdir.
Belagat âlimleri mecazın hakikatten, kinayenin sarih ifadeden daha etkili bir anlatım şekli olduğunda ittifak etmişlerdir. Eğer Kur'an'da mecazın bulunmaması gerekiyorsa hazif, tekit, kıssaların tekrarı gibi hususların da olmaması gerekir. Aslında dildeki pek çok ifade mecazi anlam taşımakta, "kâme Zeydün" (Zeyd ayağa kalktı) gibi sade bir cümle bile mecazi bir anlatım ihtiva etmektedir. (İbn Cinnî, el-Hasâis, Beyrut, ts. II, 447-448)
Tehâneviye göre Kur'an'da mecazın varlığını kabul etmeyenlerin ileri sürdüğü deliller "örümceğin evinden" daha zayıftır. (Keşşaf, I, 223)
İbn Kuteybe mecazı bir tür yalan sayarak Kur'an'da mecazın olmadığını söyleyenleri cahillik, anlayışsızlık ve dar görüşlülükle suçlamış, mecazın yalan kabul edilmesi halinde sözlerimizin çoğunun bozuk ve sakat olacağını ifade etmiştir.
Çalışmalarında, Arapça'nın ilk yazılı kaynağı kabul edilen Kur'ân-ı Kerîm'le sözlü edebiyatı esas alan dilciler mecazı birçok kısma ayırmışlardır. Mecaz bakımından çok zengin olan Kur'an'da mevcut örnekler mecaz, mecâz-ı mürsel, istiare, mecâz-i aklî vb. başlıklar altında incelenmiş, filolojik ve tefsiri tahlillere tâbi tutulmuştur. (bk. TDV İslam Ansiklopedisi, Mecazu’l-Kur’an md.)
İlave bilgi için tıklayınız:
- Kur'an'da kinaye ve mecaz olmadığını iddia edenlere nasıl cevap vermeliyiz?
Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet
BENZER SORULAR
- Hadislerde geçen mecaz ve teşbihleri sahabiler nasıl anlamışardır? "Dünya öküz ve balığın üzerindedir." ve "Şeytanın damarlarda dolaşması" hadislerini nasıl anlamak lazım?
- Nuh suresi 27. ayeti, her insanın İslam fıtratı üzerine doğduğuyla çelişmiyor mu?
- Allah'ın arşa istivası hakkında bilgi verir misiniz?
- Allah'ın eli, anlamındaki sıfatı nasıl anlamalıyız?
- Kur'an’ın bazı ayetleri, diğer bazı ayetlerini anlamamızda nasıl rehberlik etmektedir?
- Dünyanın öküzle balığın üstünde olduğunu söyleyen bir hadis var mı?
- 5. Kur’an’daki mecaz ve teşbihlere örnekler: 1
- 6. Kur’an’daki mecaz ve teşbihlere örnekler: 2
- Hadisleri nasıl anlamalıyız, bunun adımları ne olmalı?
- Kur'an'da kinaye ve mecaz olmadığını iddia edenlere nasıl cevap vermeliyiz?