Kur'an, insanüstü bir varlığın, bir tanrının yazamayacağı kadar sıradan?

Tarih: 11.08.2015 - 00:38 | Güncelleme:

Soru Detayı

Bir ateistin iddiası:
- Kuran (vb. tüm kutsal kabul edilen kitaplar) insanüstü bir varlığın, bir tanrının yazamayacağı kadar sıradan. Sıradan bir kitabı okuyan insanların büyük çoğunluğu onu anlayabilir. Kitaplar, edebi kaygılarla, olay örgüsüne dikkat edilerek, anlatım bozuklukları olmadan yazılır. Peki, gerçekten evreni yaratmış her şeyden üstün bir varlık, sıradan insanların anlaşılır bulamayacağı, fazlasıyla yorumlara açık, net bilgiler içermeyen kendi içinde tutarlılığı olmayan, tüm tarih devirlerine uygun olmayan, tüm dünya coğrafyasına uyum sağlayamayan özensiz bir hitabet ile mi kendisine inandırma yolunu seçerdi.
- Bazı inananlar, Kuran’ın bu yönünü görmelerine rağmen “mükemmel olsaydı herkes inanırdı, o zaman sınav olmazdı” şeklinde cevaplar ile bu durumu mantığa uydurmaya çalışıyorlar. Hatta Kuran’da mucizeler olduğunu iddia ediyorlar.
- Kuran’ın içindeki sözde mucizelerin, herhangi bir kitaptan elde edilebileceği de defalarca kanıtlandı.

Cevap

Değerli kardeşimiz,

a) Kur’an’ın sıradan bir kitap olduğunu iddia eden bu gibi adamlar, Kur’an’ın belki bir tek ayetini bile asıl Arapça metninden okumamış, okuyamamıştır.

b) On beş asır önce insanın anne rahminde nasıl yaratıldığını açıkça bildiren Kur’an mı sıradan bir kitaptır?!.

- Rum suresinde, Bizanslıların 7-8 yıl içinde daha önce yenildikleri İranlılarla yeniden savaşa girişeceği ve bu kez onları yeneceklerini haber veren ve tarih tarafından bu haberi tasdik edilen Kur’an mı sıradan bir kitaptır?

- Hudeybiye dönüşü bir gecede inen Fetih suresinde Mekke’nin mutlaka fethedileceğini bildiren Kur’an mı sıradan bir kitaptır?

c) Ateistin mantıksız hezeyanlarına bakın; diyor ki, “Kur’an’da var olduğu söylenen bazı mucizeler başka kitaplardan alınabilir.”

- Acaba yukarıdaki gaybi haberler hangi kitaptan alınmıştır?

- Acaba, yüzlerce tefsir, siyer ve tarih kaynaklarının bildirdiğine göre, Fetih suresinin Hudeybiye’den dönüş esnasında hangi bir kitap bulunmuş ve bu konular ondan kopyalanmıştır?

Anlaşılan iman etmemek için şeytanın en zayıf telkinlerini bile büyük bir delil kabul edecek kadar bir dinsizlik sara nöbetleri, söz konusudur. Yoksa aklı başında hiç kimse böyle bir iddiada bulunamaz.

d) Her ilmin bir ihtisas, uzmanlık alanı vardır. Tarih boyunca, değişik alanlarda şöhret bulmuş milyonlarca ilim damları tarafından Arapça belagat ilminde uzman oldukları kabul edilen yüz binlerce İslam aliminin “Kur’an’ın belagatine yetişmek insan için imkânsızdır.” dediği halde, “Elifi görse mertek zanneden” bir ateistin sözüne itibar etmek kadar komik bir şaka olabilir mi?

e) Bu ateistin aklının almadığı bir gerçek de şudur: Diyor ki:

“Peki, gerçekten evreni yaratmış her şeyden üstün bir varlık, sıradan insanların anlaşılır bulamayacağı, fazlasıyla yorumlara açık, net bilgiler içermeyen, kendi içinde tutarlılığı olmayan, tüm tarih devirlerine uygun olmayan, tüm dünya coğrafyasına uyum sağlayamayan özensiz bir hitabet ile mi kendisine inandırma yolunu seçerdi?..”

- Önce şunu belirtelim ki, Kur’an, bir fen kitabı değildir. Kur’an, insanların dünya ve ahiret mutluluğunu netice veren prensipler manzumesidir. Bununla beraber, Kur’an fen bilimlerinin konusu olan bazı olaylara da dikkat çekmektedir. Bununla, Allah’ın sonsuz ilim, kudret, hikmet ve iradesini nazara verir.

Özetle, Kur’an’ın sonsuz ilim sahibi Allah’ın kelamı olduğuna dikkat çeker. Bu cümleden olarak, KUR’AN;

- Evrenin ilk yaratışından son yıkılışına kadar birçok safahatına işaret etmektedir. Gök ve yerküresinin başlangıçta bitişik bir kütle olduğunu sonradan ayrıştırıldığını (Big Bang) ifade etmektedir. (Enbiya, 21/30)

- Göklerin duhan/bulutsu/nebülöz halindeki (Fussilet, 41/11) şeklinden söz etmektedir.

- Yerkürenin deve yumurtası gibi yuvarlak/elips şeklinde olduğunu bildirmektedir. (Naziat, 79/30)

- Yer çekim kanununa işaret etmektedir. (Murselat, 77/25-26)

- Tatlı ve tuzlu suların birbirine karışmadığından söz etmektedir. (Furkan, 25/53; Rahman, 55/19-20)

- Kur’an, kâinatın yıkılmasından da söz eder. Termodinamiğin II. kanunu  ve Entropi çerçevesinde olabilecek gerçeklere işaret etmektir. Bu cümleden olarak, güneşin söneceğinden, yıldızların dağılacağından, dağların tuz buz olacağından, denizlerin fokur fokur kaynayacağından söz eder. (Tekvir suresi)

Bu gerçekler açıkça gösteriyor ki, bu bilgileri bize bildiren Kur’an, evreni yaratan, sonsuz ilim ve kudret sahibi olan Allah’ın kelamıdır.  

Kur’an’da Allah’ın sonsuz ilminin yansımaları olduğu husus şöyle ifade edilmiştir:

Bugünkü ateistlerin kardeşleri olan eski müşrikler: “Onun söyledikleri, kendisi için yazdırmış olduğu ve sabah-akşam kendisine dikte ettirilen önceki nesillerin efsanelerinden ibarettir.” dediler. (Furkan, 25/5) Buna cevap olarak Kur’an’ın semavi ve ilahi kimliği nazara verilmiş ve bunun bir insanın veya insanların sözü olamayacağı gerçeği veciz bir şekilde şöyle ifade edilmiştir:

“ De ki: Onu/Kur’an’ı, göklerde ve yerdeki bütün sırları bilen Allah indirmiştir. Şüphesiz O, çok bağışlayandır, çok merhamet edendir.” (Furkan, 25/6)

f)  Kur’an hakkında “sıradan insanların anlaşılır bulamayacağı, fazlasıyla yorumlara açık, net bilgiler içermeyen...” ifadesi gerçekten katmerli bir cehaletin göstergesidir.

Kur’an gibi, dünya ve ahiretle alakalı her türlü bilgiyi içeren, kıyamete kadar gelen her asırdaki bilgi seviyesini ve o asırdaki farklı kesimlerin bilgi seviyelerini göz önünde bulundurarak aynı ifadeyle bütün insanlara hitap eden Kur’an’ın, bu geniş kapsamlı ifade tarzının herkes tarafından anlaşılmadığına itiraz den gerçekten cahil olmalıdır.

- Şu bir hakikattir ki, bu gibi adamlar, fizik, kimya, astronomi, jeoloji, matematik ve benzeri fen bilim kitaplarını bilmedikleri halde bunu normal görüyorlar. Hatta bir fizik profesörü de bir kimya bilgisine sahip olmayabilir; kimse bunu yadırgamaz.

Şimdi bütün ilimleri ihtiva eden Kur’an’ın herkes tarafından anlaşılmadığını yadırgamaya çalışan bir kimse, ilmin ne olduğunu bilmediğini ortaya koymuş olur.  

Kur’an’ın aynı dersinden farklı seviyedeki insanların farklı şeyler anlaması için ifade tarzının değişik manalar ifade etmesi kaçınılmazdır.

Şimdi bir ilkokul bilgisine sahip bir ateistin bir ayetten anladığı ile İmam Gazali, İbn Rüşd, İbn Sina gibi filozofların anlaması arasında elbette büyük farklar olacaktır.

İşe Kur’an’ın bu eşsiz kapasitesi dahi onun insanüstü bir kitap olduğunun göstergesidir.

İlave bilgi için tıklayınız:

Kur'an-ı Kerim'in Allah kelamı olduğu ve günümüze kadar hiç ...
Hz. Muhammed'in peygamberlik delilleri ve Kur'an'ın Allah kelamı olması ...
Kur'an Mucizeleri.
Kur'an'ın Gaybi haberleri.
Kur'an'ın Bilimsel Mucizeleri.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun