Kötü söz, küfür, aşağılamak, yalan orucu bozar mı?

Tarih: 04.04.2022 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Kötü söz söylemek, küfür etmek, birini aşağılamak ve yalan söylemek gibi şeyler orucu bozar mı?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Kötü söz söylemek, küfür etmek, birini aşağılamak ve yalan söylemek gibi şeyler orucu bozmaz. Çünkü bunlar, orucu bozan şeyler türünden değildir.

Ancak, İslam’ın yasakladığı şeyleri yapmak veya emrettiği şeyleri terk etmek, her ibadette olduğu gibi oruç ibadetini yaralar, sevabını azaltır, Allah hakkı yanında duruma göre kul hakkına da girmek anlamına gelir.

İnsanın, esasen helal olan fiilleri bile kendi iradesiyle işlemekten vazgeçebildiği bu ortamda zina, hırsızlık, yalan söyleme, gıybet etme, kötü söz söyleme, hakaret etme gibi haram, kötü, kendisine ve başkalarına zarar veren eylemlerden, kısaca gerek Allah gerekse kul haklarını ihlal eden davranışlardan geri durması öncelikle gereklidir.

Nitekim Resûl-i Ekrem (asm), hakkı verilerek tutulmaya çalışılan orucun mutlaka kişinin davranışlarına olumlu yansımaları olacağına dikkat çekmiştir (bk. Müsned, 5/363; Buhari, Savm, 2, 10)

Fıkıhta orucu bozan durumlar, mükellefin oruç ibadetini geçerli biçimde yerine getirdiğinden emin olmasını sağlayacak bir titizlik içinde ele alınmış, fakat zaman zaman nadir ve aşırı teorik ihtimaller üzerinde durulması eleştirilere yol açmıştır. İslam âlimleri, oruçlu kimsenin yalnız oruç yasaklarından değil dinen haram kılınan fiillerden de kaçınmaya özen göstermesi gerektiği hususunda hemfikir olmakla birlikte büyük çoğunluk bunların orucu bozmayacağı kanaatindedir.

İbn Hazm kasten işlenen her türlü haram fiille orucun bozulacağını; Süfyan es-Sevrî ve Evzai gibi müçtehitlere göre de yalan söylemek ve gıybet etmek orucu bozar ve kaza etmeyi gerektirir ise de Hanefi, Şafi, Maliki ve Hanbeli mezheplerine göre günah işlemek orucu bozmaz, faziletine ve sevabına zarar verir.

Şu halde, fıkhi hüküm olarak, günah işlemek orucu bozmaz diye dikkat etmemek hiçbir Müslümana yakışmaz, özellikle oruç tutan bir Müslümana hiç yakışmaz.

Demek ki, bir Müslüman her durumda bütün davranışlarına dikkat etmelidir, özellikle oruçluyken -deyim yerindeyse- kırk düşünüp bir konuşmak gerekir.

Hz. Peygamber (asm) Efendimiz, oruç ve oruçluyla ilgili dikkat çektiği bazı konular şöyledir:

Aziz ve celil olan Allah, “İnsanın oruç dışında her ameli kendisi içindir. Oruç benim içindir, mükafatını da ben vereceğim.” buyurmuştur.

Oruç kalkandır. Biriniz oruç tuttuğu gün kötü söz söylemesin ve kavga etmesin. Şayet biri kendisine söver ya da çatarsa: “Ben oruçluyum!..” desin.

Muhammed'in canı kudret elinde olan Allah'a yemin ederim ki, oruçlunun ağız kokusu, Allah katında misk kokusundan daha güzeldir.

Oruçlunun rahatlayacağı iki sevinç anı vardır: Birisi, iftar ettiği zaman, diğeri de orucunun sevabıyla Rabbine kavuştuğu andır. (Buhari, Savm 9; Müslim, Sıyam 163)

Bu hadiste dikkat çekilen konulardan biri, orucun sırf Allah rızası için yapılan bir ibadet olması, yani, oruçlu bildirmediği sürece, dışarıdan hiç kimsenin bilemeyeceği, riya ve gösterişten uzak bir ibadet olmasıdır. Çünkü orucun diğer ibadetler gibi görünür bir şekli yoktur.

Öte yandan, tarihte varlıkları bilinen müşriklerin, ilahlarına yakın olmak için yaptıkları kulluk türleri içinde oruç bulunmamaktadır. Yani hiçbir putperest oruç tutarak putlara kulluk etmemiştir. Bu yönüyle de oruç, sırf Allah için yerine getirilen bir ibadet türüdür.

Orucun diğer ibadetlerden farklı bir başka yönü de mükafatının, -önceden bildirilmiş ölçülerin çok üstünde- Allah Teala tarafından takdir edilecek olmasıdır.

Her iki özellik de oruç ibadetinin fazilet ve üstünlüğünü anlamamız için yeterlidir.

Ayrıca bu hadiste, oruçlu ile ilgili bir tespit, bir tavır, bir vakıa ve bir de müjdeye dikkat çekilmektedir.

Söz konusu tavır kimseye kötü söylememek ve çatmamak, kendisine çatan, kötü söyleyen olursa, ona da nazikçe "lütfen bana ilişmeyin, ben oruçluyum" diyerek, kendisini oruç kalkanıyla korumasıdır. Çünkü oruç, oruçlu için dünyada günahlara, ahirette cehennem azabına karşı koruyucu kalkan konumundadır.

Vakıa ise şöyle ifade edilebilir: Oruç tutan kişide özellikle uzun yaz günlerinde  açlıktan ileri gelen bir ağız kokusu oluşur. Bu koku, Allah katında, insanlarca en güzel koku diye bilinen miskten daha güzeldir. Ancak bu gerçek, hiçbir zaman o ağız kokusunun misvak veya fırça kullanmak suretiyle giderilmesine engel değildir.

İftar ve Allah'a kavuşma anlarındaki büyük rahatlama ve sevinç.

Bu iki haldeki sevinç ve ferahlıktan birincisi maddi, görünür ve geçici; öteki manevi ve süreklidir. Her ikisi de sadece oruçluya aittir. İftar edildiği zamanki rahatlama, Allah huzurundaki rahatlamanın kesin bir delili olarak zikredilmiş olmaktadır. Oruç tutan kimsenin iftar ettiği an rahatlaması ne kadar gerçek ise, oruçlunun Allah'a kavuştuğu zamandaki rahatlaması da o kadar gerçektir.

Hadisimiz, oruçluya verilecek sevabın, dinimizdeki bir iyiliğe on katından yedi yüz misline kadar verilecek sevap ve mükâfat ölçüsünün dışında ve üstünde, tamamen Allah Teâlâ'nın takdirinde olduğunu tescil ve ilan ederken, tabii olarak oruç ibadetinin dinimizdeki müstesna yerini ve son derece üstün faziletini de ortaya koymuş olmaktadır.

Orucun fazileti, yüce Rabbimizin onu kendisine izafetle "Benim içindir" buyurması ve "Mükâfatı da bana aittir" diyerek sonsuz lütuf ve kerem kapısını oruçluya açmış olmasından ileri gelmektedir. Böyle bir teşrif ve iltifat her şeyin üstündedir. Bu da hadisimizdeki müjdeyi oluşturmaktadır.

Oruç dışındaki her ibadetin, insanın haz alacağı, başkalarından gizleyemeyeceği, hatta belki de göstermek isteyeceği bir tarafı olduğunu tespit etmektedir. Sadece oruçta böyle bir durumun bulunmaması, onun ne denli saf ve has bir ibadet olduğunu göstermektedir. Hadisimizin ana tespiti de budur.

Özetle

- Kötü söz söylemek orucu bozmaz ise de sevabını azaltır, kemaline zarar verir.

- Allah Teala’nın, "Mükâfatını ben vereceğim" buyurduğu yegâne ibadet oruçtur.

- Allah için yapılacak hiçbir fedakârlık ve amel karşılıksız kalmaz.

- Oruçlu, günahlara ve cehennem azabına karşı zırhlanmış kişi demektir. Çünkü "Oruç kalkandır."

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 10.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun