MEVLİD-İ NEBİ HAFTASI

Aziz ve Muhterem Müslümanlar!

Allah'a şükürler olsun ki, biz Müslümanların Kâinatın Efendisi Hz. Muhammed (asm) gibi örneğimiz; bütün ahlâkî fazilet ve meziyetleri, özellik ve güzellikleri nefsinde toplamış en mükemmel bir rehberimiz ve liderimiz vardır.

O, güzellerin güzelidir. Hayatı bütün insanlık için en güzel bir misal olduğunu âyet-i kerîme şöyle açıklıyor:

"Andolsun ki, Allah Resulü sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar ve Allah'ı çok zikreden kimseler için en güzel örnektir."(Ahzab, 33/21)

Aziz Kardeşlerim!

Sevgili Peygamberimiz (asm)'i her konuda örnek alabilmemiz için O'nu çok sevmemiz, örnek şahsiyetini, manevî şahsiyetini, Sünnet-i Seniyye'sini çokça okuyup iyice tanımamız lâzımdır.

Bilirsiniz ki: İnsan tanıdığına dost, tanımadığı ve bilmediği şeye düşmandır.

Diyanet İşleri Başkanlığı Mevlid-i Nebi Haftasını ihdas etmekle milletimize Sevgili Peygamberimiz (asm)'i tanıtmaya çalışmaktadır.

Bütün il ve ilçelerde, yurt dışında, dünya çapında konferanslar, sohbetler, vaazlar, nasihatlar vermek suretiyle O'nun getirdiği misilsiz şeriat-ı garrâ, günümüz insanına ve yeni Müslümanlara anlatılmaktadır.

Çünkü insanlık dine, İslâmiyet'e muhtaçtır. O'nu arıyor.

Eğer biz doğru İslâmiyet'i ve İslâmiyet'e lâyık doğruluğu tam manâsıyla temsil edebilsek, bütün insanlık ona koşacak, puttan ve küfürden kurtulacaktır.

Muhterem Müslümanlar!

Cenab-ı Hak insanlığın kurtuluşu ve mutluluğu için gerekli olan emirleri ve yasakları peygamberler vasıtasıyla insanlığa göndermiştir. Saadetin anahtarı onlardadır.

Bütün peygamberler sâdık, sâlih, hâlis, muhlis ve güvenilir İlahî memurlardır.

Sevgili Peygamberimiz (asm) ebedî bir şeriatla, yâni Kur'ân'la gelmiştir. Onu âyet âyet hayatında uygulayarak örnek olmuştur.

Bugün de yarın da Rabbimizin bizden istediği şudur. Âl-i İmran Suresi 31. âyete bakınız:

"De ki: Eğer Allah'ı seviyorsanız bana uyun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın! Allah son derece merhamet edici ve bağışlayıcıdır."

Bu âyet-i kerimeden anlaşılıyor ki, Allah'ı sevenler O'nun son peygamberi Hz. Muhammed (asm)'e uymak durumundadırlar.

Güneşin doğduğu yerde karanlık olmaz!

İman güneşi bir mü'minin kalbine doğunca onun içini ve dışını, dünyasını ve âhiretini nurlandırması ve ışıklandırması lâzımdır.

İman ve itaatten mahrum olanlar, küfür ve dalâletten kurtulamazlar.

14 asırdan beri yetişmiş milyonlarca âlim Onun nuranî meyveleridir.

O'nun ders verdiği hikmetten mahrum felsefeci, gerçek hikmeti elde edemez.

O'nun ahlâkını rehber edinmeyen ahlâkçı, insanlara ahlâk adına ahlâksızlık kuyusu kazacaktır.

O'nun hayat prensiplerini benimsemeyen toplumcu, insanları huzursuzluk gayyasına atacaktır.

O'ndan ilhamını ve edebini almayan yazar, insanları ahlâka ve fazilete değil, yanlış yollara sevkedecektir.

O'nun idarecilik vasfını bilmeyen idareci, kâmil mânâda muvaffakiyet elde edemeyecektir.

O'nun şefkat, merhamet, sevgi dolu terbiye düsturlarını bilmeyen eğitimci, vazifesinde gereği gibi başarı elde edemeyecektir.

Velhâsıl, herkes O'ndan bir şeyler öğrenmeye muhtaçtır. Dünya O'na muhtaçtır!

Ebedî rehberimizi bizlere tanıtan şu âyet meâlleriyle hutbemizi bitirelim:

"Size sizden bir peygamber gelmiştir. Sizin sıkıntıya uğramanız O'na ağır gelir. Size çok şefkatlidir. Mü'minler hakkında pek merhametli ve bağışlayıcıdır." (Tevbe, 9/128)

"... Sen kaba ve katı yürekli olsaydın, onlar etrafından dağılıp giderlerdi..." (Al-i İmran, 3/159)

"Şüphesiz sen en yüksek ahlâk üzerindesin." (Kalem, 68/4)

"Ey Muhammed! Biz seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik." (Enbiya, 21/107)

Milyarlar selât u selâm sana olsun Yâ Resûlallah!

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 5.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun