İmam Olmanın Şartları Nelerdir?

1 - Namaz kıldıracak kimse en başta Müslüman olmalıdır.

2 - İmamın âkıl-bâliğ olması da şarttır. Delinin, sarhoşun, bülûğa ermemiş çocuğun imam olması sahih değildir.

3 - İmam erkek olmalıdır. Kadın erkeğe imam olmaz.

4 - İmamın, namaz sahih olacak kadar Kur`an`dan ezberi olması lâzımdır.

5 - İmamın özürlü olmaması da lâzımdır. Özürlünün namazı, özürlüye has hükümler taşıyan bir namazdır. Özürlü olmayanlar, özürlü olanlara uyamazlar. Körün imamlığı sahihtir. Ama ondan daha ehil kimse varsa, onun imamlığa geçirilmesi tenzihen mekruh olur. Yukarıda saydığımız şartlar, imamlık için temel şartlardır. Bu şartlar bulunduktan sonra imamlığa en liyakatli olan kimseler sırasıyla şunlardır: İmamın önce, îtikadı düzgün, fıkha vakıf, bilhassa namaz mes`elelerini iyi bilir bir kimse olmasına dikkat edilir. Bu mes`eleleri aynı derecede bilen birkaç kişi varsa tercih şöyle yapılır: Önce Kur`an`ı en iyi okuyan veya Kur`an`ı en fazla ezbere bilen kimse aranır. Bunda da müsâvi iseler, haramdan en çok sakınan, en müttakî olan kimse imam olur. Bunda da eşitseler, tercih sırası şöyle olur: Yaşça en büyük olan, ahlâkı daha güzel olan, herkesin rağbetini kazanmış olup cemaatın sayısını çoğaltan, daha şerefli ve asîl bir aileden gelen ve en nihayet sesi güzel olan... Bununla beraber, cemaat arasında ev sahibi veya o mahallin resmen vazifeli imamı varsa, bunların imameti öncelik kazanır. İsterse yukarıda saydığımız vasıflara tamamen sâhip olmasınlar.

* İnsanlara imamlık yapacak kimsenin maddî ve mânevî temizliğine son derece dikkat etmesi, her hâliyle cemaatten üstün bir seviyede olması gerekir. Bilhassa elbise ve çorap temizliğine dikkat etmeli, güzel kokular sürünmeli, soğan-sarımsak gibi, rahatsız eden kokulu şeyler yemekten sakınmalıdır.

* Fâsık ve bid`atçı kimselerin imam olmaları tahrîmen mekruhtur. Çünkü bunlar, dinî amellerde lâubalice davranırlar. Böyle kimselerin arkasında kılınan namazın sevabı ve fazileti de olmaz. Sadece borçtan kurtulunmuş olur. İmam Muhammed ile İmam Mâlik`e göre bunlara esasen iktidâ câiz de değildir.

* Kadının kadına imam olması mekruh olmakla beraber câizdir. Bu takdirde imam olan kadının, cemaatın önünde değil, aralarında birinci safın tam ortasında durması gerekir.

* İmam olan zât, cemaatı nefret ettirecek şeylerden sakınmalıdır. Meselâ bir imamın kırâeti veya tesbihleri cemaata ağırlık verecek derecede uzatması doğru değildir. Cemaatı tenfir, mekruh sayılmıştır. Resûlüllah Efendimiz bu hususta şöyle buyurur: "İçinizden biri imam olduğu takdirde namazı uzatma yolunu tutmasın. Zira cemaatın içinde büyük vardır, küçük vardır. Hasta vardır, zayıf vardır. Önemli işi olanlar da bulunur. Kendi başına namaz kılan ise, namazı dilediği kadar uzatabilir." "Üç kişi vardır ki, namazları başlarından bir karış yukarıda kalır. (Allah tarafından kabûl olunmaz).

1 - Kendisini sevmiyen, nefret eden bir cemaata imam olan şahıs,

2 - Geceyi kocası kendisine kızgın olarak geçiren kadın,

3 - Birbirine düşman kesilen iki kardeş..."

* İmamın rükû` ve secde tesbihlerini, cemaatın sünnet üzere tamamlamalarına imkân vermiyecek derecede acele davranması da mekruhtur. Cemaat yetişsin diye rükû`u uzatmak da mekruhtur.

* İmamın kendisine kolay gelen âyet ve sûreleri okuması vâcibdir. Henüz iyice ezberliyemediği yerleri okumamalıdır. 

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Kategori:
Okunma sayısı : 50.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun