ÂDİL-İ MUTLAK
Mutlak ve hakiki adâlet sahibi. Yegâne mutlak adalet sahibi Allah'tır. Allah herkese yaptığının karşılığını verir. Hiç kimseye zulmetmez. "Şüphesiz Allah zerre kadar haksızlık yapmaz. " (en-Nisa, 4/40) insanların kendileri âciz ve noksan oldukları için adaletleri de tam değildir. Ne kadar adaletli olmaya çalışsalar, hakkıyla adalet yapamazlar. Allah ise her türlü âcizlik ve noksanlıktan yücedir. O nedenle O'nun adaleti tam ve kâmildir. O, mutlak adalet sahibidir.
Allah kullarına ve bütün mahlûkâta asla zulmetmez. O şöyle buyurur: "Bu azab sizin yaptıklarınızdan dolayıdır. Yoksa Allah kullara asla zulmedici değildir. " (Âlu İmrân, 3/182). (Ayrıca bk. el-Enfal, 8/51; el-Hacc, 22/10; Fussilet, 41/46; Kaf, 50/29)
İnsanlar ve toplumlar ancak Allah'ın emir ve yasaklarına uydukları nisbette adalete kavuşur ve tam mutlu bir hayat sürebilirler.
Durak PUSMAZ
BENZER SORULAR
- ZALİM
- EL-MÜBDÎ'
- Cennete bulunan bir annenin evladı cehenemde yanarken ve bunu görürken cennette nasıl elemsiz bir hayat yaşayabilir?
- İnsan-ı kâmil ne demektir? Kâmil bir mü'min özellikleriyle aynı anlamı taşır mı?
- Dini bilgilere erişimde adaletsizlik var mı?
- EL-MUKSİT
- Kur'an-ı Kerim'de Allah, hiçbir kuluna zulmetmeyeceğini yazmaktadır. İnsanların başına gelen musibetler Allah'tan gelmiyor mu?
- Gelecekte işlenecek bir günah, daha gerçekleşmeden, geçmişte veya günümüzde bir takım değişikliklere sebep olur mu?
- Allah, keyfi davranmamayı kendisine vacip kılmış mıdır?
- Kabir azabı mahşer gününün hesabını azaltır mı?