Kafirler ebedi cehennemde yanmayı yok olmaya tercih etmezler miydi?

Tarih: 03.11.2020 - 09:34 | Güncelleme:

Soru Detayı

- Onlar cehennem bekçisine: "Ey Mâlik! Rabbin artık bizi öldürsün." diye seslenirler. Malik de: "Siz böylece kalacaksınız." der. (Zuhruf suresi 77. ayet)
- Sorum şu; Kafirler ebedî cehennemde yanmayı yok olmaya tercih etmezler miydi?
- Bu ayette anladığıma göre kafirler yok olmak istiyorlar. Bu ayeti nasıl anlamalıyız?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

- Kainatta bulunan bütün varlıklar Allah’ın varlığına ve birliğine şahittirler. Bunları inkar eden bir kişi, kainat kadar cinayet işlemiş demektir. Ayrıca o varlıkların hukukuna bir hürmetsizlik ve saygısızlık olduğundan nihayetsiz bir cinayettir.

Esasen küfür öyle büyük bir cinayettir ki affedilmemesi gerekir. Ancak Allah’ın rahmeti gazabını geçtiği için, o kafirleri yok olmaktan kurtarıp hayatta kalmalarına müsaade ediyor. Nitekim bir tek adamı öldüren birisini idama mahkum etseler, tam idamını beklerken cezasının müebbet yani ömür boyu hapse çevrildiğini duysa elbette sevinecektir.

Bunun gibi yok olmayı hak etmiş bir kafirin cezasının müebbet hapse yani ebediyen cehennemde kalmaya çevrilmesi de bir ikramdır.

- İnsan şuurlu ve bilinçli düşününce, sonsuz duygu ve düşüncelere sahip olduğunu görecektir. Yani ruhunda, ebedi ve sonsuz kalmak ve dostlarıyla devamlı beraber olmak arzusunu taşımaktadır.

Bu nedenle şuurlu ve bilinçli olarak yok olmayı istemesi mümkün değildir. Nitekim idamı istenen bir adam, müebbet hapis cezası verilmesini bir ikram olarak görmektedir.

- Bu konuda Bediüzzaman Hazretlerinin görüşü şu merkezdedir:

“Azizim! O kafir hakkında iki ihtimal var. O kafir, ya ademe gidecektir veya daimî bir azap içinde mevcut kalacaktır. Vücudun (Varlıkta kalmanın) -velev cehennemde olsun- ademden (yokluktan) daha hayırlı olduğu vicdanî bir hükümdür. Zira adem, şerr-i mahz olduğu gibi, bütün musibet ve masiyetlerin de merciidir. Vücut ise, velev cehennem de olsa, hayr-ı mahzdır. Maahaza, kafirin meskeni cehennemdir ve ebedî olarak orada kalacaktır." (bk. İşaratü’l-İ’caz, Bakara suresi 7. ayetin tefsiri).

- Bu mesele tenle ve cesetle ilgili değil, vicdanla ilgili bir meseledir. Yani ebedi yokluğu vicdan penceresinden değerlendirirsek, vicdan cehennem de olsa ebedi yaşamayı isteyecektir. Ama meseleye ceset ve tenden bakacak olursak, elbette insan cehennem ateşine karşı toprak olmayı hatta belki de yok olmayı arzu edecektir.

- Ayette yer alan “cehennemden kurtulmak için ölmek istemeleri” hususu, vicdani değil, cismani bir arzudur. Farklı duyguların bir yansımasıdır.

Bilindiği üzere, insanların farklı duyguları farklı zamanlarda farklı tepkiler gösterir. Örneğin, 50 yıl boyunca dünya hayatına aşk derecesinde muhabbet eden bir adam, 50 sene sonra dünya hayatını bir zindan olarak gösteren duyguları kendisini intihara sevk edebiliyor. 

Keza, şiddetli ağrının hüküm sürdüğü bir anda, son derece sevdiği bacağının kesilmesini canıgönülden isteyebiliyor.

Ayette tasvir edilen manzara, tam cehennemin dayanılmaz acıları içinde olan kimselerin feveranlarıdır. Farklı -olumsuz- duyguların harekete geçmeleri sonucu, akli ve vicdani muvazeneyi kaybeden kimselerin anlık reaksiyonlarıdır...

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 1.000+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun