İstemediğim lütuflara karşılık şükür istenmesinin anlamı nedir? 

Tarih: 17.12.2019 - 20:00 | Güncelleme:

Soru Detayı

- ​Yaratılmayı ve verilen lütufları istemediğim halde, sadece yok olup gitmek istediğim halde yaratıldığım ve lütuflar verildiği için şükür istenmesinin anlamı nedir?

Cevap

Değerli kardeşimiz,

Her birimiz Allah’ın sonsuz lütfu ve keremiyle insan olduk. Ancak bu bize zoraki verilmedi.

Rabbimiz bunu bütün mahlukata teklif etti, mahlukatın hilafına bizler de hepimiz teker teker hür irademizle kabul ettik.

Rabbimiz Kur'an’da tefsiren diyor ki:

“Ben sizi dünyaya göndereceğim, ama burada olanları hatırlamayacaksınız. 

Ancak size resullerim gelecek, kitaplarım gelecek, etrafınızda benim varlık ve birliğimin nişanelerini her yerde görecek ve bileceksiniz.

Bunları görüp bilip kabul ederseniz ve bana kitaplarım ve resullerim vasıtasıyla talep edeceğim kulluğu yaparsanız sizi ebedi cennetlere koyacağım.

Yok yapmazsanız, kibirlenirseniz, bana iman ve ibadet etmezseniz de ebedi ateşler içinde yanacağınız cehennemlere koyacağım.

Bunu kabul ediyor musunuz?”

İşte Rabbimiz bu soruyu bütün mahlukata sordu, ancak onlar kaçındı. 

Çünkü Rabbimiz hikmetine binaen onlara, insanlara verdiği özelliği vermemiş, onlara ruhundan üflememişti.

İnsan ise, yani bizler Allah’a cevaben şöyle dedik:

“Rabbimiz!

Burada yaşadıklarımızı hatırlamasak da hiç önemi yok!

Resullerin gelecek, kitapların gelecek, etrafımızda ve kendimizde senin varlık ve birliğini gösteren onca delile rağmen, nasıl olur da sana iman edip ibadet etmeyiz?

Aramızda sana iman ve ibadet etmeyen olursa tabi ki onları da ancak ateşler içinde ebedi cehennem paklar!

Ne olur bizi yokluk alemine atma!

Bizi insan olarak dünyaya gönder, gereği şekilde sana iman ve ibadet edelim ve vaat ettiğin ebedi cennetlerimize kavuşalım!”

Nitekim ayetlerde mealen bu konu şöyle anlatılmış;

“Muhakkak ki biz emaneti semavata, arza ve dağlara arz ettik de onlar onu yüklenmekten kaçındılar ve ondan korktular; insan ise onu yükleniverdi.

Doğrusu o çok zalim, çok cahildir.

Allah ta bu emaneti insana verdi ki;

- Münafık erkekler ve münafık kadınlara, müşrik erkekler ve müşrik kadınlara, o emanete hıyanetleri sebebiyle azap etsin ve

- Allah mümin erkeklerin ve mümin kadınların tevbelerini kabul etsin!

Çünkü Allâh, Gafûr'dur, Rahîm'dir!” (Ahzab, 33/72-73)

Ve

“Hani Rabbin Âdemoğullarının bellerinden zürriyetlerini çıkarıp ta onları kendilerine şahit tutmuştu ve:

"Elestü Birabbiküm? Ben sizin Rabbiniz değil miyim?" diye buyurmuştu.

Onlar da:

"Kālû Belâ! Evet Rabbimizsin! Şahit olduk!" demişlerdi.

Böyle yaptık ki kıyamet günü: 

"Biz bundan gafil kimselerdik!" demeyesiniz.

Veya: 

"Daha önceden atalarımız şirk koşmuştu, biz ise onlardan sonra gelen bir zürriyettik. Dolayısıyla da onların gösterdiği yolda gittik. 

Batıl düzeni yerleştirenlerin yaptıkları yüzünden bizi mi helak edeceksin?" demeyesiniz diye böyle yaptık.

Ayetlerimizi böyle tafsilatıyla açıklıyoruz ki, belki doğru yola dönerler.” (Araf, 7/172-174)

İman ve ibadette mecburiyet yok, ama mesuliyet var!

İman da böyle bir şey zaten.

Selam ve dua ile...
Sorularla İslamiyet

Bu içeriği faydalı buldunuz mu?
Yazar:
Sorularla İslamiyet
Kategori:
Okunma sayısı : 500+
Yorum yapmak için giriş yapın veya kayıt olun